Eşcinsel / Biseksüel Bir Erkek Olmanın 10 Harika Yanı
Tüm bu yobazlık, homofobi ve dünya çapında yayılan nefret yüzünden eşcinsel/biseksüel bir erkek olmanın aslında ne kadar da muazzam bir şey olduğunu unutmaya başladık.
Sadece kendinizi eşcinsel olarak nitelendirdiğiniz zaman elde edebileceğiniz bazı avantajlar, ayrıcalıklar ve küçük nimetler var. Yani eğer bir hatırlatıcıya ihtiyacınız varsa işte: eşcinsel/biseksüel bir erkek olmanın sizin için derlediğimiz 10 müthiş yanı.
En iyi müziği biz yapıyoruz
Kim ne derse desin ‘eşcinsel’ müziğe bayılıyoruz. Pop müziği seviyoruz. Elektronik müziği de. Hip hop da dinliyoruz. Eşcinsel müzik, piyasadaki en sağlam ritimlere sahip bizce.
2. Bir topluluk olarak her zaman birbirimize sahibiz
Dünyanın neresinde olursanız olun, etrafınızda her zaman sizden başka eşcinsel/biseksüel erkekler olacaktır. E haliyle dünyanın biraz daha homofobik sayılan yerlerinde işler biraz daha gizli saklı olabilir ancak kendinizi nerede bulursanız bulun, etrafınızda her zaman dürüst ve kabullenici eşcinsel erkekler bulabilirsiniz.
3. İlişkilerimiz geleneksel cinsiyet rollerinden bağımsız
‘’İlişkideki erkek kim şimdi?’’ İki taraf da. Doğal olarak ilişkideki iki erkek de ilişkinin erkek tarafı. Heteroseksüel insanlardan sıklıkla işittiğimiz bu soru, heteroseksüel insanların ilişkideyken kendilerini geleneksel cinsiyet rolleriyle ne kadar kısıtladığının alenen bir ispatı. Eşcinsel/biseksüel erkekler kendilerini bu cinsiyet rolleriyle bu şekilde kısıtlamıyor, çünkü ortada bir ilişki yaşayan İKİ ERKEK var.
4. Rastgele takılmalar bizden sorulur
Sanıyoruz bu, heteroseksüel insanlara kıyasla, tam da bizim işimiz. Belki de bu işte o kadar ustalaştık ki birçok eşcinsel/biseksüel erkek sadece bağlanma olmadan, öylesine takılacakları birilerini istiyor. (Ama tabii bu başlı başına ele alınması gereken bir konu…)
5. Biriyle randevuya çıktığımızda heteronormatif senaryolara bağlı olmak zorunda değiliz
Biriyle buluştuğumuzda, kadın erkek ilişkilerinde olduğu gibi, ikimizden birinin hesabı ödemesi beklenmiyor. Birimizden birinin ilk adımı atan taraf olması da gerekmiyor. ‘Eşcinsel randevularında’ heteroseksüellerin randevularındaki gibi ‘yapılması gerekenler’ faslına rastlayamazsınız.
6. Yaşlansak bile hayattan nasıl keyif alacağımızı biliyoruz
Eğlenmek bizim işimiz. 50’li yaşlarını aşmış eşcinsel erkeklere gay barlarda ve gece kulüplerinde rastlayabilecek olmak bizi çok mutlu ediyor. Eşcinsel erkekler, biraz eğlenmek için asla çok yaşlı sayılmayacaklarının farkındalar.
7. Heteroseksüel erkeklerin maruz kaldığı ‘erkeksi’ olma zorunluluğu bizim için geçerli değil
Tamam belki kendini kadınsı olarak tanımlayan birçok erkek eşcinsel/biseksüel topluluğunda bile bir tık daha erkeksi görünmeleri yönünde baskı altında kalıyor olabilir. Ancak bu yine de heteroseksüel erkeklerin maruz kaldığı baskıyla kıyaslanamaz bile. ‘Geri çekil homo’ gibi salakça laflar etmek zorunda kalmadan, birbirimize sarılabilir ve tek taraflı ilgi gösterebiliriz.
8. Giyinip süslenmek için bir bahane bulmak zorunda değiliz
Ne zaman istersek topuklularımızı ayaklarımıza geçirebilir, makyajımızı yapabilir, mini eteklerimizi giyebilir ve crop toplarımız içinde süzülebiliriz. Haftanın en az bir günü şık bir Cadılar Bayramı kostümü giyip dolaşıyoruz çünkü neden yapmayalım?
9. Bizim drag kraliçelerimiz var
Drag kraliçeleri tamamen bize özgüdür. Heteroseksüellerin etkinliklerinde bir drag kraliçesi göremezsiniz şimdi, yalan mı? Giyinip süslenen, sahnelere çıkan ve RuPaul izlerken şaşkınlıktan çığlık çığlığa kalan tabii ki bizlerden başkası olamaz.
10. LGBT+ kültürü
Drag showlar, laf dalaşları, voguing dansı, laf sokmak ve kombinler. Liste böyle uzayıp gider. Eşcinsel kültürünün altında, topluluk bilincinden, kucaklayıcılıktan ve yaratıcılıktan oluşan uzun bir tarih yatar. Böyle bir kültürün parçası olduğumuz için her birimiz kendimizi özel hissetmeliyiz.