Gay, Lezbiyen ve Biseksüeller, Heteroseksüellerden Daha Az Uyuyor!

Yakın tarihli bir çalışma, eşcinsel, lezbiyen ve biseksüellerin, uyku eksikliğiyle ortaya çıkan hem fiziksel hem de zihinsel sağlıkla ilgili daha büyük bir sorunla karşı karşıya olduğunu iddia ediyor. Bu, onları suçlayan homofobi ve ayrımcılık yoluyla üzerlerindeki ağır stresten kaynaklanıyor.

Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Çeşitliliği Psikolojisi dergisinde yayınlanan çalışma, azınlık stresi modelinden yola çıkarak, damgalanmış azınlık gruplarının önyargı ve ayrımcılığın yanı sıra, yetersiz sosyal destek nedeniyle yüksek stresle nasıl karşı karşıya kaldığını açıklıyor.

 

Doğrudan bu stres üzerine odaklanmak yerine, bu yeni çalışma tüm bu streslerin eşcinsel, lezbiyen ve biseksüel katılımcıların uyku düzenini nasıl etkilediğine bakıyor.

Uygun dinlenme, sağlığımızın ve refahımızın anahtarlarından biridir. 18 ile 64 yaş arasındakilerin bir gecede yedi ila dokuz saat uyumaları önerilir.

Uygun uyku eksikliği; yüksek tansiyon, diyabet, depresyon ve hatta cinsel işlev bozukluğu gibi geniş bir yelpazede sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilmiştir.

Çalışmada, çoğu heteroseksüel olan, %2.1’i eşcinsel ve %1.3’ü biseksüel olarak tanımlanan 15.000’in üzerinde katılımcıdan oluşan bir örneklem ele alınmıştır. Ankette, uykusuzluğa odaklanan iki soru vardı, bu da bireylerin karşılaştığı streslere odaklanan ek sorulardı.

Ankete katılanlar arasında; hem uykuya dalmada hem de uyurken daha fazla sorun yaşadığını bildiren eşcinsel, lezbiyen ve biseksüeller vardı. Diğer uyku çalışmaları gibi, kadınlar da erkeklerden daha yüksek uyku sorunları örneğini bildirdiler.

Aynı şekilde, eşcinsel, lezbiyen ya da biseksüel katılımcılar, özellikle ailevi reddetmenin neden olduğu stresin yaşamlarında daha yüksek düzeyde strese sebep olduğunu bildirmişlerdir.

Çalışma, eşcinsel, lezbiyen ve biseksüel insanlar için insomin tedavisinin sağlığın iyileştirilmesinde yararlı bir adım olabileceğini, ancak daha ileri çalışmaların yapılmasını öneriyor.