fbpx   .  

Kendimi Gay Barlarda Prenses Gibi Hissettim

-Mankenlik yaparken de aklında hep müzik var mıydı? Yoksa “bir şansımı deneyeyim” gibi bir düşünce ile mi müziğe geçiş yaptın?

Tesadüf gibi duran şeyler seni hayat amacına doğru yönlendirir. Müzik benim için her zaman vardı ama profesyonel olarak modellikten sonra başladım. Tesadüfen! O dönem beraber dizi çektiğim Başak Sayan’ın basına “Ayşe’ye albüm yapıyoruz” diye verdiği demeçle ile bu adım atılmış oldu.

 

-Mankenlikten müziğe geçerken ne gibi tepkiler geldi? Şevkini kıran yorumlar oldu mu?

İlla ki önyargılarıyla hayatı yorumlayan karakterlerin eleştirisi oldu ama ben dışarının sesine kulak vermediğim için hiç kimseye aldırış etmeden yürüdüm gittim. Birinin bana şunu ya da bunu yapamazsın demesi bende ters etki yaratır, daha inadına yapmak gelir içimden.


-İlk albümdeki “Çeksene Elini” isimli progressive house şarkı dönemine göre yeni çıkış yapan bir şarkıcı için cesur bir adımdı. Hafif argo sözler de öyle. Bu şarkı sana nasıl geldi, bu şarkı fikri nasıl oluştu?

İlk albümüme başlarken o zamanki aranjörümün ve başka bir müzisyen arkadaşımın tavsiyesiyle iki  tane şarkı aldım ve söyledim, fakat ikisi de yapmak istediğim müzikten çok çok uzaktı. “Çeksene Elini”nin alt yapısını ilk duyduğumda “işte bu” dedim ve üzerine hemen söz yazıp stüdyoya girdim. Sonuç mükemmeldi. Alınan ders şuydu : İşi biliyor diye kimseye teslim olma. İç sesin her şeyin doğrusunu sana söyler”


-”Sustuysam” albümü bence halen Türkçe müzik tarihinin en iyi vokal House, R&B albümü. Yapılmayanı yapan bu albümü oluştururken nasıl bir süreci takip ettin?

“Sustuysam” albümünü yaparken çok yoruldum. Bütün besteleri kendim yaptım.Matematiğini bilmediğin bir yolda  yürümek kolay olmadığı için sanırım tükenmişlik sendromuna kendimi kaptırıp, albüm sonrası müzikten uzaklaşmıştım ta ki Alper Narman’la buluşana kadar.

-Müzikal kariyerinde ruhunu kimler besliyor? En çok kimleri dinler ve ilham alırsın?

İçinde yerli ezgileri taşıyan dünya müziği’nden beslendiğim kesin. Belli bir akımın takipçisi değilim ama kahır aktaran şarkı sevmem ve uzak dururum.


-Canın istediği zaman albüm veya single yapıyorsun, sürekli üretmek gibi bir derdin olmadığını düşünüyorum. Müzik çalışmalarında arayı çok açıyorsun, kendini özletiyorsun. Seni müzikle ortada göremediğimizde neler yapıyorsun?

Canının istediğini yapmak dünyanın en büyük zenginliği bence, müzik yapmadığım zamanlarda da  yeniden yaratmak için vakit ayırdım ve yenilenmeye yer açtım. Gezdim seyahat ettim, görmediğim yerleri gördüm.
Sosyal medya bizi bir birimize daha da yaklaştırdı anı anına görüyoruz, duyuyoruz .Delilik gibi resmen zaman mekan kavramını aşma devriminin içinde yaşıyoruz…

-Yeni single ile “gay ikonu” olmanın daha da altı çizildi. Önemli gay barlarda da sahne aldın, çok ilgi gördün. Eşcinsellerin sana olan bu pozitif ilgisi karşısında şaşkın mısın?

Elbiselerin satış etiketleri gibi ikonların da sonu çöp. Bu yüzden sınıflandırılmak, üzerimde etiket taşımak istemiyorum . Kimse lütfen beni bir şey ilan etmesin çünkü ben sadece işimi yapıyorum insanları seviyorum ayırmadan ayrılmadan. Yaptığım işte bile bir şarkım diğerine benzemez, benzetmemeye gayret ederim. Kraliçemiz ne demiş: “Beni kategorize etme benle oynama”.

Gay barlar, enerji boyutunda benim en rahat ettiğim mekanlardı. Kendimi prenses gibi hissettim. Evimin salonunda arkadaşlarımla buluşmuş gibiydim

-Bir lezbiyen dergisinden teklif gelse röportaj eşliğinde cesur pozlar verebilir misin?

Dergi çekimlerini seviyorum. Çekimlerimde cesur pozlardan ziyade farklı bakışları ararım. Doğal sade ve yalın çekimler tercihimdir. Ekibine inandığım bir dergiyse elbette yaparım.

-Aynı şekilde, heteroseksüelliğinden yüzde yüz emin olan bir erkek şarkıcı tepkiler üzerine bir eşcinsel dergisine kapak olmaktan çekiniyorsa onun hakkında ne düşünürsün?

Bizler değişken varlıklarız. O gün uygun değildir, böyle olması gerekmiştir, bugün ben oldum yarın o olur diğer gün bir başkası. Şimdi bende bir sürü tv röportajına “tamam, söz yapacağız” diyorum, sonra yapmaktan vazgeçiyorum, ne var ki bunda. Eleştirilecek bir durum gibi görünmüyor bana. Özgür olmak istiyorsan özgür bırakmayı bileceksin.

Özgürlük karşıtı bütün bakışları değiştirmek isterdim. Tercihlere aşırı eleştirel bakış açısı yaşamı daraltmaktan başka bir işe yaramıyor.

-Çok teşekkür ederiz Ayşe Hatun, bizlere son sözün nedir?

Gaymag’e başarılar diliyorum. Yolunuz sevgiyle dolsun hepinizi çok seviyorum.

Röportaj: Fatih Kocatürk

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.