fbpx   .  

Sana Çok Kızgınım Call Me By Your Name!

O kadar kızgınım ki Call Me By Your Name filmine..

Uzun zamandır izlenilecekler listemde tabii ki birinci sırada yer alan bu başyapıtı, olası ruh halimi daha da zorlayacağını belki de tahmin ettiğimden, bir türlü fırsat verip izlemek istememiştim. Ne kadar doğru bir karar aldığımı yaklaşık 2 saat süren film bittikten sonra anlamış bulundum. Filmi 3 milyon kez daha izleyebilirim, ama nasıl?! Kalbim buna dayanabilir mi onu bilmiyorum.

Hangi birini övebileceğimi bilmeden sırasızca;

 

23 yaşındaki bize her duyguyu iliklerimize kadar geçirebilen Timothee Chalamet’i mi,

Armie Hammer’ın ‘çaresiz aşık olmasını’ anlatan o derin gözlerini mi?

Luca Guadagnino’nun senaryoyu okuduktan sonra, filmi bizlere enfes bir şekilde yedirip, yutturmasını mı?

Elio’nun annesi ve babası rolünde izlediğimiz Amira Casar ve Mischael Stuhlbarg’ın inanılmaz ve inanılmaz ve hatta inanılmaz performanslarını mı?

Anlatılacak o kadar milyonlarca şey var ki, gerçekten etkisinden çıkabilmek mümkün değil. Asla unutamayacağım sahnelerden biri Elio’nun babasıyla konuştuğu o anlar;

Babasının ona;

‘Acını o kadar iyi anlıyorum ki, kederini. Ama ne olur üzülme, hayatta bu duyguları sadece bir kere, veya hiç yakalayamıyorsun, mesela ben asla sizin Oliver ile yaşadığınızı yaşayamadım, her anın tadını çıkar ve mutlu ol. Hep yanında olacağım ve asla diğer ebeveynler gibi olmayacağım.’ 

Tadındaki bizleri yıkıcı konuşmasını..

Annesinin herşeyi en başından beri bildiğini saklayarak, oğlunun yaşadığı duygulara tanıklık etmesi, dile getirmeden Elio’nun yanında olmasını..

Daha onlarca şey var yani anlayacağınız.

Peki neden kızgınım böylesine beni derinden etkileyen bir filme?

Çünkü bize hep ‘eşcinsel aşklar’ın sonlarını kötü anlattıkları için kızgınım,

Çünkü böylesine içimize içimize işleyen bir aşk hikayesinin de, diğer eşcinsel aşk filmleri gibi ‘mutlu son’a erememiş olmasından dolayı kızgınım,

Elio’nun akıttığı gözyaşlarına kızgınım,

Oliver’ın telefonda nişanlandığını söylediğinde ki rahatlığına kızgınım,

Oliver’ın, Elio’nun babasının damadı ‘neden’ olamadığına kızgınım,

Mesafeleri göze alamadığına kızgınım,

Bizi mutlu edemediklerine kızgınım,

Aşka inandırıp, sonra geri çekilmelerine kızgınım,

bana;

‘Beni Elio gibi sevemeyeceksen, onun gibi bakamayacaksan, onun gibi sahiplenemeyeceksen hiç sevme!’

Dedirttikleri için kızgınım. Film bittikten sonra inanın aynen böyleyim;

Gözüme girebilirsin Call Me By Your Name. Nasıl mı? İkinci bölümde Armie ve Elio aşkını mutlu son ile bitirerek. Ama o zamana kadar kırılan kalbimi onarmak hiç kolay olmayacak.

 

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.