Yeni çıkan bir fotoğraf kitabı tüm cinsel kimliklerden ve tanımlardan uzak gençlere güvenli bir alan inşa eden bir kampın görünürlüğünü amaçlıyor. “You Are You” (Sen Sensin) adlı kitap, toplumdaki cinsiyet kalıplarına uymayan çocuklar ve aileleri için kurulmuş ilk ve tek yaz kampını ele alıyor. Bu kamp, çocuklara yargılamalar ve beklentiler olmaksızın kendilerini özgür, yaratıcı ve …
“Sen Sensin”: Cinsel Kalıplara Uymayan Çocukların Kampı
Yeni çıkan bir fotoğraf kitabı tüm cinsel kimliklerden ve tanımlardan uzak gençlere güvenli bir alan inşa eden bir kampın görünürlüğünü amaçlıyor.
“You Are You” (Sen Sensin) adlı kitap, toplumdaki cinsiyet kalıplarına uymayan çocuklar ve aileleri için kurulmuş ilk ve tek yaz kampını ele alıyor. Bu kamp, çocuklara yargılamalar ve beklentiler olmaksızın kendilerini özgür, yaratıcı ve güvenli bir şekilde ifade etme imkânı sunuyor.
Bu fotoğraf projesi fikri 6 yılını bu inanılmaz kampı belgeleyerek geçirmiş fotoğraf sanatçısı Lindsay Morris’ten çıkmış. Morris son günlerde LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) çocukların deneyimlerini normalleştirmek umuduyla projesini tamamlamak için Kickstarter kampanyalarından birinde görev alıyor.
The Huffington Post kampa katılan çocukların deneyimlerini kampı görüntüleyen Morris kadar iyi anlamak için kendisiyle bir söyleşi yaptı.
The Huffington Post: Proje fikri nasıl oluştu?
Lindsay Morris: Sevdiğim biri aracılığıyla önce Washington’daki Ulusal Çocuk Sağlığı Merkezi’nin mail listesini keşfettim. Dr. Edgardo Menvielle’nin tasarladığı bu web tabanlı mail listesinde aileler LGBT bir çocuk yetiştirirkenki tecrübelerini, sıkıntılarını ve hatta yaşadıkları kutlanmaya değer olayları konuşuyorlar.
Sonra yüz yüze konuşma fikrini tartışmaya başladık. Çocuklar ve aileler yıllık buluşmaların çok yararlı bir fikir olacağını düşündüler ve diğer seçenekleri keşfetmenin gerekliliğini fark ettiler. Kamp ebeveynler tarafından düzenlendi ve o seneki düzenleyenlerin nerede bulunduğuna bağlı olarak tüm ülkeyi gezdi. Kampa kamp halkı tarafından kiralanan Hıristiyan ve Yahudi Rehabilitasyon Merkezleri’nin ev sahipliği yaptığını da söylemek gerek. Zaman içinde ben de kamp fotoğrafçısı olarak görevlendirildim. Aileler fotoğraflandı ve 4 yıl sonrasında hikâyemizi fotoğraflarla anlatacak bir kitap hazırlamayı önerdim onlara.
Bu projeyi gerçekleştirirken seni en çok şaşırtan şey neydi?
Desteklenmiş ilk LGBT çocukluğunun nasıl bir şey olduğunu istediğim bir şekilde, eksiksiz ve duyarlı bir biçimde aktarmak için güvenimi toplayana kadar ne kadar zaman geçtiğine gerçekten şaşırdım. Bu kamp eşi benzeri olmayan bir yer ve şu ana kadar aktardığım en önemli hikâye. Eğer diğer insanlara bu eşsiz kabul mekânına kısa bir bakış atma imkânı verseydim, herkes bu deneyimi fotoğraflarla yaşayabilseydi, başkalarının içine girdiği çıkmazlara saygı duyarlardı. Altı senedir burayı fotoğraflıyorum ve her sene fotoğrafik hikâye anlatma yeteneğim gelişiyor.
Bu proje diğer LGBT konulu fotoğraf projelerinden hangi yönüyle ayrılıyor?
Bu projenin, öznelerin çok genç olmasıyla diğerlerinden ayrıldığını düşünüyorum. Kamptaki yaş aralığı 5 ile 12 arasında değişiyor. Bu fotoğraflar aracılığıyla tarihe tanıklık ediyoruz. Buradaki ebeveynler kendilerine özgü cinsel kimlikleri olan çocuklarına kulak veren sıradan insanlar ve tek yaptıkları onları reddetmek veya çeşitli onarıcı terapi yöntemlerine kalkışmaktansa kendi yollarını bulmalarına izin vermek ve kendilerini, yalnız kendileri tanımlamalarına izin vermek.
Bu çoğumuz için yeni bir yöntem. Bu çocuklarını en iyi şekilde desteklemeye hazır olmak durumunda olan ebeveynlerin gözlerini korkutan bir süreç olmasına rağmen, inanıyorum ki zaman içinde LGBT gençlere yaklaşımımızı değiştirecek.
İzleyicilerin bu projeden ne çıkarmalarını bekliyorsunuz?
Eğer bu projeyle herhangi bir şey başarabildiysem, bu projenin anlayışı beslemeye hizmet etmesini ve onların da senin benim gibi insanlar, çocuklarına yardımcı olmaya çalışan ebeveynler olduklarını göstermeyi umuyorum. Bütün çocuklar, kendilerini nasıl tanımladıklarına bakılmaksızın, sırf kabul edilmek için değil fakat aynı zamanda varoluşları kutlanmak için varlar ve uzun, mutlu ve yaratıcı bir hayat yaşamayı hak ediyorlar.
Kaynak: KAOSGL