Ailesi İran'dan İsveç'e göçen ve Gothenburg'a yerleşen Danial G, Gothenburg Üniversitesinde Kamu Yönetimi okuyor. Stockholm'deki Onur Etkinlikleri'ne katılan Danial, bizi kırmadı ve deneyimlerini sizinle paylaşmaya gönüllü oldu. Kendisine sonsuz teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi sunuyoruz. İşte Stockholm Pride'ın İranlı muhabirimizin gözünden ve objektifinden anlatımı: (For English, Please scroll down) Doğrusunu söylemek gerekirse yazıma nasıl başlasam ve bu …
İsveçli-İranlı Danial M Sizin İçin Yazdı: Stockholm Pride
Ailesi İran’dan İsveç’e göçen ve Gothenburg’a yerleşen Danial G, Gothenburg Üniversitesinde Kamu Yönetimi okuyor. Stockholm’deki Onur Etkinlikleri’ne katılan Danial, bizi kırmadı ve deneyimlerini sizinle paylaşmaya gönüllü oldu. Kendisine sonsuz teşekkürlerimizi ve sevgilerimizi sunuyoruz.
İşte Stockholm Pride’ın İranlı muhabirimizin gözünden ve objektifinden anlatımı:
(For English, Please scroll down)
Doğrusunu söylemek gerekirse yazıma nasıl başlasam ve bu unutulmaz macerayı size nasıl aktarsam bilemedim. Bu benim ilk kez memleketimden uzakta kutladığım Onur oldu. Kendim Gothenburg’dan (İsveç’te nüfusu 300.000 – 500.000 arası bir sahil şehri) geldiğim için Stockholm gibi büyük bir metropolde Onur kutlamalarından neler bekleyeceğim hakkında en ufak fikrim yoktu. Fakat şunu söylemem gerekir ki beni mümkün olan her yolla şaşırtan bir etkinlik oldu.
Gothenburg’da bizim Onur etkinliklerimiz West Pride (Batı Onur’u) adı altında yapılıyor. Onur Parkı, Onur Yürüyüşü gibi etkinlikler yapılıyor ama Stockholm Onur’uyla karşılaştırıldığında bizimki deryada bir damla kadarmış.
Stockholm Onur Etkinlikleri’ne gidişimdeki esas sebep yeni oluşturdukları Pride of Color temasıydı. Bu proje, Stockholm’den iki gay tarafından geliştirilmiş. Bu iki kişi, birçoğumuzun da düşündüğü gibi, LGBTQ+ birey ve ‘Renkli’ (Beyaz olmayan) kişilerin genel olarak unutulduklarını ve Onur Etkinlikleri’nin sık sık ‘Beyazlığı’ sergilediğini düşünmüş. Tabii bu da daha dışta kalan azınlıkların tamamen silinmesini yanında getiriyor demişler. Etkinliklere katılmak isteyenlerden topladıkları bağışlarla da Yürüyüş için içinde ses sistemi olan bir araç kiralamayı başarmışlar.
Bu araç farklı kökenleri olan QPOC (Queer People of Color / Renkli Kuir İnsanlar) tarafından doldurulmuştu. Hemen hemen her yerden; Kürt’ünden Meksikalı’sına, Çinli’sinden Kenyalı’sına kadar insanlar bu araçta bir araya gelmişti. Aracın arkasındaki DJ ise Avrupalı olmayan her çeşit folk müziği çalıyordu. Aracın çevresiyle ister kendi ülkelerinin isterse de gökkuşağı bayrağı taşıyarak dans eden insanlarla doluydu. Başka ülkelerden gelmemize rağmen aramızdaki Onur ve topluluk hissini en derinden yaşıyordum.
Yolun büyük çoğunluğunu Kürt, Meksikalı ve Bengalli arkadaşlarımla dans ederek geçirdim. Onlar bana kendi geleneksel danslarını öğretirlerken ben de onlara, yaptıkları iyiliğin karşılığı olarak, birkaç Iran dans hareketlerini gösterdim. Araca binmeden sadece bir gün önce tanıştığım bir çocukla daha 24 saat geçmeden çok yakın arkadaş olmuştuk bile. Sizinle aynı zorlukları, hatta belki de daha fazlasını deneyimleyen insanlarla tanışmak gerçekten de güzel bir etki bırakıyor. Aramızdaki bağ kesinlikle büyülüydü, öyle denir ya…
Araçtaki ilk iki saatimizi direkt gelen güneş ışıklarına rağmen dans ederek geçirmiştik bile. Hepimiz terlemiştik ve su şişelerimizi tahminimizden çok daha erken bitirmiştik. Tüm o hareketler ve dans bizi bitirmeye ve dansımızın da yavaş yavaş sonuna gelmeye başladığımızda su damlalarının üstümüze düştüğünü fark ettik. Sadece birkaç saniye içinde yağmurdan sırılsıklam olmuştuk. Ben oldukça şaşırmıştım. Duşa girdiğimde bile sadece ilk katmanının ıslanması 10 dakika alan sık kıvırcık saçlarım çoktan tamamen ıslanmıştı. Bu beni durdurdu mu? Tabii ki hayır. Telefonumu sırt çantama sakladım ve dans edenlere katıldım. İnsanlar ellerindeki şemsiyelerle vardiya değiştiriyor ve müzik ekipmanını yağmurdan koruyorlardı. Hepsi dans edebilelim diye.
Sonunda Pride Park’ın (Onur Parkı’nın) dışındaki varış noktamıza geldik. Park daha bir gün önce PoC’un (People of Color) ayrımcılık üzerine yaptığı etkinlikte insanlarla tanıştığım yerdi. Hala yağmur yağıyordu ama biz coşkuluyduk. Ben ve arkadaşlarım tramvaya doğru yüneldik ve vardığımızda ayrıldık. Ben ve iki arkadaşım yemek yemeğe gittik ve içlerinden birirnin teyzesinin evine dinlenmeye geldik.
Pride of Color’a katılan herkesin Stockholm’ün en cool gece kulüplerinden olan Trädgården’a ücretsiz girişi vardı. Ben ve şu yeni tanışıp samimileştiğim çocuk tabii ki orda bitiverdik. Kulübün birçok ayrı sahnesi ve odası vardı. Hepsi de birbirinden farklı müziklerin çaldığı eğlenceli yerlerdi. Arkadaşımla ana sahnede biraz dans ettikten sonra sıra günün en bomba olayına gelmişti. Zamanımızın büyük çoğunluğunu geçireceğimiz odaya gitmeden hemen önce bir arkadaşla daha karşılaştık. Orta büyüklükteki ve içi tamamen duman makineleriyle dolu odaya gittiğimde şok geçirdim. Küçük bir barı, DJ kabini ve ufak bir sahnesi olan bu oda tamamen Ortadoğu müzikleri çalıyordu; Arap, Asur, Kürt, İranlı vs. En güzeli de Twitter’dan Dj’e istediğin Ortadoğu müziğini DM’den atabilmekti.
Geceyi artık bitirmiş ve Kulübün çıkışında bulmuştuk kendimizi. Çok ucuza fotoğraf basan bir Photobooth dikkatimizi çekti. İki kez içeri girdik ve ne kadar eğlendiğimizi tahmin edebilirsiniz. Ellerimizde fotoğraflar, üstünüzde İran bayrağı sarılı halde kulübü terk ettik, Zaten artık kapanma saati de gelmişti. Tramvaya binmek için ayrılmadan önce biraz daha sohbet ettik ve artık benim için Onur Etkinlikleri bitmişti.
Eğer Danial M’yi takip etmek isterseniz adresi: @Perserkatten, takipçileri sevdiğini biliyoruz 😉
For our international readers, you can reach the text in English: Sthlmpride