Beyaz Yakalı Eşcinsellerin Dertleri

Kamu ve özel sektör çalışanı eşcinsellerin iş hayatında maruz kaldığı ayrımcılık ODTÜ Kadın Çalışmaları yüksek lisans öğrencisi Aysun Öner’in yaptığı tez çalışmaları sayesinde kitaplaştı. “Beyaz Yakalı Eşcinseller: İşyerinde Cinsel Yönelim Ayrımcılığı ve Mücadele Stratejileri” adlı kitapta, 25-39 yaş arası aralarında bankacı, akademisyen, avukat, mühendislerin bulunduğu 20 eşcinsel ile yapılan mülakatlar yer aldı. Kitapta yer alan …

Kamu ve özel sektör çalışanı eşcinsellerin iş hayatında maruz kaldığı ayrımcılık ODTÜ Kadın Çalışmaları yüksek lisans öğrencisi Aysun Öner’in yaptığı tez çalışmaları sayesinde kitaplaştı. “Beyaz Yakalı Eşcinseller: İşyerinde Cinsel Yönelim Ayrımcılığı ve Mücadele Stratejileri” adlı kitapta, 25-39 yaş arası aralarında bankacı, akademisyen, avukat, mühendislerin bulunduğu 20 eşcinsel ile yapılan mülakatlar yer aldı. Kitapta yer alan anlatımlardan bazıları şöyle:

Muhafazakâr bir üniversitede araştırma asistanı Cenk: “Kamu sektöründe her zaman kovulma korkusu yaşarsınız. Bana doğrudan eşcinsel olduğumu söylemediler. Hayat tarzım yüzünden olduğunu söylediler. İstifa etmemi istediler. Dekan ne selam verdi ne de benimle konuştu. Dışlandım. İstifa etmedim ve durumu sendikaya bildirdim. Saçımı kestirdim, küpelerimi çıkardım. Kendimi değiştirmeye mecbur kaldım. Yönetim değişti. Yeni dekan akademik yetersizlik gerekçesiyle beni kovdu.”

Muhafazakâr bir şehirde Sosyal Bilimler alanında akademisyen olan Bora: “İşyerinde önlem olarak sevgililerimizi kız ismi ile kaydediyoruz. Mesela Özgür’se Öznur yaparız. Ben hep tek çocuk olmama sığınırım. ‘Tek çocuk olduğum için eğitimli bir aileden geldiğim için kibar yetiştirildim derim. Soranlara ‘İzmirliyim’ derim, ‘Neden düzgün Türkçe ile ve kibar konuşuyorsun’ dediklerinde. Çünkü konuşmam belli ediyor. Halbuki İzmirli değil, Boluluyum. Bir kere başım ağrıdı. ‘Hangi lisedensin’ diye soruldu. ‘Atatürk Lisesi’ dedim. Öyle bir lise var gerçekten ama öğretmenlerini bilmiyorum. ‘Şu öğretmeni tanıyor musun, şunu biliyor musun’ diye sıraladı, şaşırdım kaldım. Derslere kim giriyor öğrendim. Efemine olarak görüldüğüm için iş hayatında ayrımcılığa uğruyorum.”

Anlaşmalı evlilik yaptım

– Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulda öğretmen olan Sevgi: “6 yıl çalıştığım yerde insanlar evimi görme bahanesiyle geldiler. Anlaşmalı evlilik yaptım, boşandım. Bu evliliği gerçek bir evlilikmiş gibi lanse etmek zorunda kaldım. ‘Gelinlikli fotoğrafların’ diye soruyorlardı. Ben de ‘Gelin, göstereyim’ diyordum. Artık photoshop ile falan… Vaktiyle Doğu’da görev yaparken Batı’ya tayin olmak için evlenmiştim. Sonrasında bu evlilik ve boşanma üzerine yarı uydurma hikayeler yazmaya başladım. Diyorum ya, şizofrenik bir hayat.”

Fatih Ürek imgesi var.

– Teknik sektör çalışanı mühendis Ferhat: “Toplumda ve kültürde kimin sesi zayıfsa onlar zayıf insanlardır ve yönetemezler imajı var. Bu cinsel yönelim kültürü yüzünden yönetici atamalarında elendiğimi düşünüyorum. Kendimi maskülen olarak tanımlıyorum fakat kibar bir ses tonum var. Bir Fatih Ürek imgesi var ve Fatih Ürek’e benzediğiniz oranda ayrımcılığa maruz kalırsınız. Bir anlamda kadınlık hep olumsuz olanla bağdaştırılır.”

İşyerinde Oyun yaptılar

– Banka çalışanı Çetin: “(Ayrıldığı erkek arkadaşı eşcinsel olduğunu işyerinde ifşa edince) Yöneticim ‘Hemen iznini kullan’ dedi. İzin girilen sayfanın şifresini panikle hatırlayamadım. Mesai bitmek üzereydi. ‘Yarın gelirim’ dedim. Bir arkadaşıma ‘İzin formu dolduramadım. Sen doldursana, ben imzalayayım’ dedim. ‘Tamam’ dedi. Hiç aklıma gelmiyor bunların oyun yapacağı. Müdire hanım telefonu açmıyor, yoğundur diyordum. İş arkadaşları, ‘Genel müdürlük halletti izin fişini’ dedi. 1 Mart’ta maaşımın yarısı yattı. Şube müdürünü aradım. ‘Zaten bu şekilde çıkmasaydın yüz kızartıcı suçtan çıkartılacaktın, böylesi daha iyi oldu’ dedi. İzin formunu istifa gibi yorumlamışlar. Benim adıma fiş doldurdukları yalan.

Kaynak: Milliyet

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir