Cinsel Kimlikler Sözlüğü

Cins, birbirine benzeyen ve ortak birçok karakterleri olan türler topluluğu. Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı. Bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsi, cinse dayalı sosyal yapıları veya cinsiyet kimliğini kapsayabilir. Cinsiyet kimliği, kişinin romantik ve cinsel çekim hissetiği kişilerle ilgili kendisini nasıl, erkek mi kadın mı olarak tanımladığıdır. (Kendini hangi cinsiyette, erkek …

Cins, birbirine benzeyen ve ortak birçok karakterleri olan türler topluluğu. Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı. Bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsi, cinse dayalı sosyal yapıları veya cinsiyet kimliğini kapsayabilir.

Cinsiyet kimliği, kişinin romantik ve cinsel çekim hissetiği kişilerle ilgili kendisini nasıl, erkek mi kadın mı olarak tanımladığıdır. (Kendini hangi cinsiyette, erkek mi kadın mı hissettiği)

Kişinin cinsel kimliği her zaman cinsel yönelimiyle uyuşmayabilir.

Toplumsal cinsiyet, tüm cinsiyet algılarının toplum tarafından belirlendiğini öne süren bir kavramdır. Toplum içinde “kızlar şöyle olur, erkekler böyle olur” gibi.. (Toplumun cinsiyetlere yüklediği roller…)
Biyolojik cinsiyet, kişinin doğuştan getirdiği erkekliğe ve kadınlığa dair bedensel özellikleridir.

Cinsel yönelim, kişinin karşı cinse, hem cinse, her iki cinse hissettiği ya da iki cinse de hissetmediği romantik ya da cinsel çekimi ifade eder.

Bir başka ifadeyle cinsel yönelim, kişilerin karşı cins veya cinsiyete, hem cins veya cinsiyete, her iki cinse veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya cinsel çekim (veya her ikisini de) hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir nitelik. Kısaca kişinin duygusal ve cinsel olarak kime ilgi duyduğu.

Cinsel yönelimler; heteroseksüellik, eşcinsellik, biseksüellik, aseksüellik.

Eşcinsellik, aynı cins veya cinsiyetteki insanlar arasındaki romantik, cinsel çekim ya da cinsel DAVRANIŞ(eylem)tır. (Aynı cins arasındaki duygusallık ve cinsellik)

Gey, genellikle erkek eşcinselleri belirtmek üzere kullanılmakla beraber, eşcinsel kadınları tanımlamak için kullanılmaktadır. Aslen “neşeli, umursamaz” ve “canlı renkli, gösterişli” anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960’lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.

Lezbiyen, kadın eşcinsel anlamına gelen kelime 1800’lü yıllardan beri kullanılmaktadır.

Heteroseksüellik, cinsel ya da duygusal açıdan karşı cinse ilgi duyma durumudur. (Karşı cinsler arasındaki cinsellik ve duygusallık)

Biseksüellik, duygusal ve cinsel yönelim yönünden hem hemcinsine hem de karşı cinse ilgi duyma durumu. (Her iki cinse karşı da ilgi duyma durumu)

Bicinsiyet, kişilerin kendi içlerinde iki tane cinsiyetin olduğunu hissetmeleri durumu. Bazı bicinsiyet kişiler cinsiyetlerini birbiriyle değiştirir, bazen daha rahat hissetmek adına cinsiyetlerinin farklı zamanlarda farklı toplumsal rollerini yansıtırlar. Bicinsiyet kavramı, Amerikan Psikiyatri Kurumu tarafından transgenderın bir altkümesi olarak tanımlanmıştır. (İçinde her iki cinsiyeti de barındıran kişiler)

Eşcinselliğe dair bazı oranlar

1990’da “Cinselliğin Sosyal Organizasyonu” tarafından yapılan bir araştırma hemcinslerine karşı BİR PARÇA çekim hisseden kadınların yüzde 16’sının, erkeklerin yüzde 36’sının eşcinsel ya da biseksüel kimliğe sahip olduğunu göstermiştir.

Aynı araştırma eşcinsel çekimlere sahip kadınların (yukarıdaki oranlar BİR PARÇA çekim hissedenlerdi) yüzde 32’sinin, erkeklerin yüzde 43’ünün eşcinsel ya da biseksüel kimliğe sahip olduğunu, daha önce hemcinsleriyle cinsel aktivite de bulunmuş kadınların yüzde 96’sının, erkeklerinse yüzde 87’sinin eşcinsel ya da biseksüel kimliğe sahip olduğunu göstermiştir.

Kişinin kendi kimliğinin eşcinsel olarak görmesinin gelişimi psikolojik ve sosyal olarak kompleks bir durumdur ve bu durum sık sık kişisel mücadele, kendinden kuşku duyma ve sosyal huzursuzlukla birlikte zaman içinde sonuçlanmaktadır.

Transgender (transseksüellik), doğumda kendisine atanan biyolojik cinsiyete uymayan kimse. Türkçede transgender teriminin açık bir karşılığı transseksüeldir. Transgender-transseksüel herhangi bir cinsel yönelim değildir; kendilerini heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel, panseksüel, poliseksüel veya aseksüel olarak tanımlayabilir.

Transseksüellik, kişinin davranışlarından çok iç dünyasında kendisini karşı cinsten biri gibi görmesi ve hissetmesidir. Bu yüzden transseksüelleri dış görünüşlerinden belirlemek söz konusu değildir. Çünkü kendilerini karşı cinsten hissettiklerini dış görünüşlerine her zaman yansıtmazlar.

Transseksüel bireyler aslında bedensel açıdan ya erkek ya kadındırlar, fakat kendilerini, bulundukları cinsiyetten başka cinsiyete ait hissederler ve olabildiğince bu hissettikleri cinsiyetin özelliklerine bürünürler.

Hissedilen cinsiyetin yerine, bedensel cinsiyetin ön planda tutulduğu transseksüel kadın ve transseksüel erkek kavramları, çoğu transseksüel tarafından reddedilmiş ve günümüzde de kullanımdan kalkmıştır. Tıbben veya hukuken cinsiyeti uygun hale getirilmiş transseksüel bireyler ise artık transseksüel olarak adlandırılmamaktadırlar. Bu bireyler için kullanılan kavramlar “transseksüel geçmişi olan erkek” ve “transseksüel geçmişi olan kadın”dır veya en basiti “kadın” veya “erkek” kavramlarıdır.

İnterseksüellik, hem erkeksi hem de kadınsı cinsiyet özelliklerine sahip olan insanların (hermafrodit) durumunu belirtir. İnterseksüel olmak için çift cinsiyetli (hermafrodit) olmak gerekmez. Birey içinde hem erkek hem kadın özellikleri taşıyabilir ve her iki cinse de duygusal ve/ veya cinsel bir çekim hissedebilir. Hermafrodit, hem erkek hem de dişi üreme organı bulunduran canlılara verilen addır. Kelime olarak hermafrodit, Yunan mitolojisindeki Haberleşme Tanrısı Hermes ile Güzellik Tanrıçası olan Afrodit’in adlarından gelmektedir.

Poliseksüellik, poli (çok) sözcüğünden türetilmiş olup BİRDEN FAZLA (ama panseksüeller gibi tümüne değil) cinsiyete karşı ilgi duyabilmektedir.

Panseksüellik, TÜM insanlara ilgi duyan insanlardır.

Aseksüellik, herhangi birine yönelik cinsel çekim eksikliği veya cinsel etkinlikteki ilgi düşüklüğü veya yokluğu.

Acinsiyet, kişiler kendi içlerinde sıfır tane cinsiyetin olduğunu hissetmektedirler.

Tricinsiyet, kişiler kendi içlerinde üç tane cinsiyetin olduğunu hissetmektedirler.

Pancinsiyet, kişiler, erkek ya da kadın olarak etiketlenmek istemeyenlerdendir. İkili cinsiyet sistemine uymazlar, çünkü bütün cinsiyetleri taşıdıklarını hissederler.

Travestilik ya da travestizm, genellikle cinsel haz almak amacıyla, karşı cinsin kıyafetlerini giymek. Travestilerin çoğunluğu erkektir.

Crossdresser (kısaca CD), karşı cins ile özdeşleşmiş kıyafetleri giyen kimse. Kadın ise erkek kıyafetleri, erkek ise kadın kıyafetleri giyen kimsedir. Kavram İngilizce cross (karşı) ve dress (giyinmek) sözcüklerinden oluşur. Crossdresser kimseler bunu cinsel yönelimlerinin bir sonucu olarak yapabilecekleri gibi; kimliklerini gizlemek, herhangi bir sanat gösterisinde yer almak ya da cinsel bir fetiş olarak da yapabilirler.

Queer, eşcinsel erkek anlamında bir tabir. LGBT tanımlarını tekrar yapan; bunların cinsel olduğu kadar sosyolojik, entellektüel ve politik açılımlarıyla tarihsel, kültürel gelişimlerini de anlatan teori. Cinsiyetlerin ve cinsel yönelimlerin tanımladığı kimliklerin baskıcı olduğunu ve bunların sınırlarının çizildiği kadar sabit ve net olmayabileceğini iddia eder. Queer teori ne olduğuyla değil neye karşı olduğuyla kendini ortaya koyar. “Normal”i, normalliği kuran normların kuruluş ve işleyiş yapısını sorgular. Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsel pratiklerle ilgili her tür etikete, dolayısıyla da kimlik ve cinselliğin üzerine kurulduğu “apaçık” her tür kategoriye karşı durur. Toplumsal cinsiyetin de içinde bulunduğu (kadınlık/erkeklik) ikili düşünce yapılarına, bu yapıların beraberinde getirdiği uyumluluklara (kadın, kadın gibiyse erkeğe arzu duyar) karşı, cinsiyet/toplumsal cinsiyet/cinsel yönelim kimliklerinin hiçbirinin “doğal” olmadığını, tarihsel, kültürel ve toplumsal olarak kurulduğunu ve dolayısıyla da iktidar ilişkilerinden bağımsız düşünülemeyeceğini savunur. Bu bağlamda, ana soruları cinsel kimliğin inşası, bu kimliklerin nasıl düzenlendiği ve bu kimliklerle özdeşleşmelerin bizi nasıl mümkün kıldığı ve kısıtladığı etrafında yoğunlaşır. İlk olarak akademik çevrede ortaya atılan bu teoriyi zamanla benimseyen kişiler şu an kendilerini -cinsiyetlerden ve cinsel yönelimlerden bağımsız şekilde- “queer” demektedir. Queer bireyler heteroseksizme ve heteronormativiteye karşı politik bir tutum alan bireylerdir.

Homofobi, eşcinsellere ya da eşcinselliğe karşı duyulan nefret, korku, hoşnutsuzluk ya da ayrımcılıktır.
İçselleştirilmiş homofobi, toplumun homofobisinden dolayı, kişinin kendi eşcinselliğinden rahatsızlık duyması. (İçselleştirilmiş homofobi bazı kişilerde yoğun bunaltı, iç sıkıntısı, iç daralması, depresyon, suçluluk hissetme, günahkarlık, utanç duyma, inkar etme, öfkelenme, kendini kabullenememe, AİDS’e bağlı damgalama korkusu, kendiyle barışmama ve hatta intihara bile yol açabilir.)
Transfobi, travesti veya transeksüellerden korkma veya nefret etme.

Coming out, kişinin cinsel yönelimini veya cinsi kimliğini, uygun gördüğü kişilere, “kendi isteğiyle” beyan etmesi. İngilizce coming out of closet (dolaptan [saklandığı yerden] çıkmak) kavramının kısaltması olan bu terim Türkçede de kullanılmaya başlanmıştır.

Outing (ortaya çıkarmak) ise, eşcinsel bir bireyin cinsel yöneliminin, “kendi isteği olmaksızın”, topluma ifşa edilmesidir.

Onur Yürüyüşü, her yıl Haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBT bireyler ve LGBT bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen bir dizi etkinlikler ve törenler bütünüdür.

Anti Homofobi-Homofobi Karşıtlığı Günü olan 17 Mayıs, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimlerle ilgili tüm fiziksel, ahlaki veya sembolik şiddetlere karşı eylem ve karşı durma günüdür.

Aseksüelliğe dair romantik ilişkiler ve kimlikler

Aseksüel kişiler, herhangi bir cinse yönelik cinsel çekim eksikliğine rağmen, tamamen romantik ilişkilerde bulunabilirler. Cinsel yönelim veya cinsel kimliğin romantik veya duygusal yönleri bakımından, kendilerini karşıcinsel, lezbiyen, gey, çiftcinsel veya aşağıdaki terimlerden biri olarak tanımlayabilirler:

aromantik: herkese yönelik romantik çekim eksikliği

biromantik (veya ambiromantik): erkeklere ve kadınlara yönelik romantik çekim (fakat aynı zamanda olmasa da olur) – çiftcinselliğin romantik yönü

heteroromantik: kendinden farklı cinsiyetten olan kişilere yönelik romantik çekim – karşıcinselliğin romantik yönü

homoromantik: kendisi ile aynı cinsiyetten olan kişilere yönelik romantik çekim – eşcinselliğin romantik yönü

panromantik: her cinsiyetten olan kişiye yönelik romantik çekim – panseksüelliğin romantik yönü

poliromantik: birden çok cinsiyete yönelik romantik çekim (fakat tüm cinsiyetlere değil). Poliseksüelliğin romantik yönü.

andromantik, gayneromantik ve ambiromantik: çekici gelen bireyin cinsiyetini ima etmeden yalnızca maskülenliği veya feminenliği ya da interseks/üçüncü cinsiyetten olmayı ifade eden kişilere yönelik romantik çekim; sıklıkla ikili olmayan bir cinsiyet kimliğine sahip aseksüeller tarafından kullanılır. androfili, gaynefili ve ambifilinin romantik yönü.

demiromantik veya demiseksüel: kendisini “gri romantik” veya “gri aseksüel” olarak tanımlayan kişi, çünkü bu kişiler yalnızca uygun istikrarlı veya büyük duygusal bağlantı oluştuğunda romantik veya cinsel çekim hissedebilirler.

Not: Wikipedia başta olmak üzere değşik kaynaklardan alıntılanmış ve bazı cümleler kendi ifade dilimle şekillendirilmiştir.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir