LGBTİ+lar üzerinde yapılmış yağlı yemeklerden, hamilelik sürecinde içilen parasetamole, tütün dükkanlarından, çürüyen ete ve bunlara benzer bir kaç garip içerikli çalışma var. İşte karşınızda bu birbirinden garip çalışmalar. 1. Yağlı yemek tüketimi sizi eşcinsel yapabilir. Evet yayınlanan bir "çalışma"da, bilim insanımız fazla yağlı yemek tüketimi sizi eşcinsel yada transseksüel yapabilir diyor. Çalışmanın yazarı Rita Strakosha, …
LGBTİ+ Hakkında Yapılmış 12 Çılgın Araştırma!
LGBTİ+lar üzerinde yapılmış yağlı yemeklerden, hamilelik sürecinde içilen parasetamole, tütün dükkanlarından, çürüyen ete ve bunlara benzer bir kaç garip içerikli çalışma var.
İşte karşınızda bu birbirinden garip çalışmalar.
1. Yağlı yemek tüketimi sizi eşcinsel yapabilir.
Evet yayınlanan bir “çalışma”da, bilim insanımız fazla yağlı yemek tüketimi sizi eşcinsel yada transseksüel yapabilir diyor.
Çalışmanın yazarı Rita Strakosha, kendisinin Arnavutluk Üniversitesi’nde klinik psikoloji dalında yüksek lisans yaptığını söylüyor. 56 sayfalık çalışmasını e-kitap olarak Amazon’da satıyor ve haber sitelerine yolluyor.
Strakosha kitapta; “Eşcinseller genellikle glisemik ve yağ içeriği yüksek yiyecekler yiyor ve sağlıksız besleniyorlar. Bazı çalışmalar eşcinseller arasında obezite oranının arttığını gösteriyor.” diyor.
“Eşcinsel erkekler, lezbiyen ve biseksüel kadınlar heteroseksüellere göre daha şekerli içecekler tüketiyorlar.”
Araştırma eşcinselleri yağlı, şekerli yiyeceklerle ve alkolle bağdaştırıyor. Bunların tüketimi kesildiğinde “eşcinsel hislerin” kesileceğini iddia ediyor.
Sonuç olarak biz bunu test ettik ve bir kaç ayın sonunda hala gökkuşağı kusuyoruz.
2. Eşcinseller tütün dükkanlarının yakınlarında mı yaşıyor?
2014’te yapılan başka bir garip çalışmada ise eşcinsellerin heteroseksüellere göre daha çok tütün dükkanlarının yakınlarında yaşadığını iddia ediyor.
Çalışma, “Tütün Dükkanları ve Cinsel Azınlıktaki Çiftler Arasındaki İlişki” adı altında “Cinsel yönelim azınlıkları heteroseksüellerden daha çok tütün kullanıyor.” diyor.
“Eşcinsel çiftlerin Amerika’daki dağılımı tütün dükkanı bulunma olasılığı daha fazla olan kentsel mahallelerde yoğunlaşıyor. Tütün dükkanlarına daha yakın yaşamak sigarayı bırakma şansını azaltıyor.”
“Eşcinsel çiftler ve tütün dükkanları arasındaki ilişkinin varlığı yada yokluğu kanıtlanmamıştır.”
3. Kötü kokular insanları eşcinsel evlilikler hakkında takıntılı yapıyor.
Yine 2014’te yapılan diğer bir çalışma, tiksindirici kokuların insanları daha tutucu yapıyor ve bu insanlar eşcinsel evliliklere karşı daha takıntılı oluyor.
“İğrenme ve Siyaset” başlıklı yazıda kusmuk gibi kötü kokuların özellikle eşcinselliğe karşı düşüncelerine daha sıkı tutunduğunu iddia ediliyor.
Rastgele seçilmiş iki grup insana “iğrenç değil” ve “iğrenç” seçenekleri verilerek bir anket sunuldu.
Odalardan birinde kusmuk ve benzer bir kaç vücut sıvısında bulunan bütirik asit bulunurken diğerinde ise koku içeren bir madde bulunmuyor.
Koku olan odadaki insanlar eşcinsel evliliğine karşı daha katı bir tutum sergiledi. Katılımcıların %25.9’u eşcinsel evliliğe karşı katı bir şekilde karşı oldukları cevabını verdi.
Kokusuz odadaki insanların yüzde 70’i ise eşcinsel evliliğini desteklediğini söyledi.
Yani homofobik insanların kokuşmuş evlerde yaşadığını söyleyebilir miyiz? İğrenç.
4. Kadın eşcinseller erkekler yüzünden eşcinsel.
Neden mi? Çünkü muhafazakar bilim, kadınların erkekler yüzünden eşcinsele “dönüştüğünü” söylüyor.
Lezbiyenliğin evrimini araştıran çalışma, erkeklerin iki kadının beraber olmasını çekici bulunduğu için lezbiyenliğin var olduğunu söylüyor.
Lefkoşa Üniversitesi’ndeki Kıbrıslı araştırmacılar, çalışmaları için 1,509 heteroseksüel bireyle anket yaptı.
Çalışma, “Çalışmaya katılan erkeklerin %50’si, eşlerinin kendilerine başka bir kadınla cinsel bir deneyim yaşadığını söylediğinde tahrik olacağını belirtti.”
Çalışmanın sonucunda soruları cevaplayan erkeklerin %34.3’ü kendi cinsiyetinden insanlardan da hoşlanan kadınlarla birlikte olmayı sevdikleri ortaya çıktı.
5. Boşalmaktan kaçınmak eşcinselliği “geriletiyor”.
Yine bilim insanı Rita Strakosha’dan gelen bir araştırmaya göre sağlıksız beslenme ve stres, eşcinselliğe neden olabiliyor.
Strakosha yeni teorisinde “tedavi” için önerdiği “terapi”sinde boşalmaktan kaçınmanın bir insanda cinselliği kış uykusuna yatırmaya yaradığını iddia ediyor.
Kış uykusu süresi bittikten sonra heteroseksüel çekim büyülü bir şekilde beliriyor çünkü biliyorsunuz ki bilim böyle işliyor.
Kanıt olarak da antik Çin teorisini öne sürüyor. Eğer uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız, yılda 24 kereden fazla boşalmayın.
Yedinci yüzyıl doktoru Sun Ssu-mo zamanında; “Bir erkek ayda sadece iki kere boşalarak sağlıklı olabilir.” demiş.
6. Heteroseksüel erkekler eşcinsel erkekleri çürüyen et kadar itici buluyor.
Yine başka bir bilimsel çalışmaya göre, heteroseksüel erkekler eşcinsel erkekleri çürüyen et ve kurtçuklar kadar itici buluyor.
Amerika Biseksüellik Enstitüsü tarafından yürütülen çalışma, LGBTİ+ haklarını destekleyen heteroseksüel erkeklerin bile fiziksel yakınlık yaşayan erkekleri gördüklerinde fiziksel bir tepki veriyorlar.
Dr Karen L Blair, katılımcılara bir dizi fotoğraflar (eşcinsel ve heteroseksüel çiftlerin öpüşmesi, eşcinsel ve heteroseksüel çiftlerin el ele tutuşması, sıkıcı fotoğraflar ve iğrenç fotoğraflar) gösterildiğini söyledi.
“Aynı zamanda salya örneği alarak fotoğraflardan sonra alfa-amilaz salgılarını test ettik.” şeklinde ekledi.
Dr Blair ve takımı, eşcinsel erkeklerin öpüşmesi gösterildiğinde katılımcıların çürüyen et ve kurtçuklara salgıladığı alfa-amilaz miktarıyla eş değer miktarda bu salgıdan salgıladıklarını belirlendi.
Çalışmada LGBTİ+ları kabullenen ve kabullenmeyen kişilerin aynı oranda alfa-amilaz salgıladığı belirlendi.
7. Hamilelik sırasında alınan parasetamol çocuklarda kadınlara karşı ilgiyi düşürüyor ve maskülenliği azaltıyor.
Hamile kadınlar dikkatli olun!!!!!! Bu çalışma hamilelik sırasında parasetamol kullanımının çocuklarda kadınlara karşı ilginin düşmesine neden oluyor!
Kemirgenler üzerinde yapılan çalışmanın sonucunda gözlemlenen: Rahimde parasetamole maruz kalan fareler, dişi farelere daha az ilgili ve daha az agresif oluyor.
Çalışma, parasetamol verilen annelerden doğan farelerin, “kendi cinsiyetinden işgalcilere karşı daha az agresif” olduğu ve daha az çiftleşip daha az boşaldıklarını söylüyor.
8. Mıknatıslar eşcinselliğin doğal olmadığını kanıtlıyor.
Lagos Üniversitesi, öğrencilerinden birinin deneylerinde mıknatısların eşcinselliğin doğal olmadığına dair kanıtı sunduğunu öne sürmesi ile övgü yağmuruna tutuldu.
Amalaha’nın iddiasında mıknatısların aynı kutuplarını ittiğini “yani erkekler erkeklerden, kadınlar da kadınlardan hoşlanamaz çünkü aynı kutuplar. (Eşcinsel evliliklerin gerçekleşmemesi için gereken fiziksel açıklama.)
Bir röportajda Amalaha deneylerine duyduğu şevkin nereden geldiğini açıkladı.
“Yakın bir zamanda, eşcinsel evliliğin insani doğamızı yediğini ve bitirdiğini keşfettim. Sodom ve Gomora da tanrı tarafından bu yüzden yok edildi.”
9. Çoğu kadın eşcinsel veya biseksüel.
Tüm dünyadaki lezbiyenlere güzel haber! Araştırmanın söylediğine göre tamamen heteroseksüel kadınların sayısı oldukça az!
Dr Gerulf Rieger tarafından yürütülen çalışmada katılımcılara bir seri video izletildi ve tepkileri kaydedildi. Bu kayıtlarda cinsel çekime göre göz bebeği boyutu değişimi de dahildi.
Sonuçlara göre kendilerini heteroseksüel olarak tanımlayan kadınlar bile çekici erkekleri ve çekici kadınları izlerken göz bebekleri büyüdü.
Bunun tam tersine kendini lezbiyen olarak tanımlayan kadınlar ise çekici kadınlara karşı çok daha fazla ilgi gösterdi.
Çalışmaya göre lezbiyen kadınların erkeklere karşı verdiği olumlu tepki de oldukça yüksekti, çünkü erkekler kadınlara göre daha fazla cinsiyete bağlı hoşlanma yaşıyor.
Dr Reiger, “Kadınların çoğu kendini heteroseksüel olarak tanımlasa da çalışmamız açıkça gösteriyor ki kadınlar iki cinsiyetten de tahrik oluyorlar.” dedi.
10. Homofobiklerin gizli eşcinsel olma olasılığı çok yüksek.
Bir takım çalışmalar, homofobik tavır sergileyen insanların kendi cinsiyetinden insanlara karşı kabullenilmemiş bir çekim duyduğunu gösteriyor.
Amerika ve Almanya’da yapılan çalışmada, homofobinin bastırılmış eşcinselliğin bir sonucu olduğuna dair elle tutulur kanıtlar ortaya çıktı.
Essex Üniversitesi’nden Netta Winstein,
“Kendilerini heteroseksüel olarak tanımlayıp psikolojik testlerde kendi cinsiyetlerinden hoşlandığı ortaya çıkan insanların, eşcinseller tarafından tehdit altında hissettiğini çünkü onlarda tanıdık bir şey gördüklerini görüyoruz.” dedi.
“Çoğu durumda kendileri ile savaş halinde olan insanlar bu savaşı dışarıya yansıtıyor.”
Çalışmaya 650’ye yakın üniversite öğrencisi katıldı.
11. Açık ilişki yaşayan eşcinsel çiftler diğer çiftlere göre birbirlerine daha yakın.
Yukarıdaki bazı çalışmalar kadar garip ve tutarsız olmayan bu çalışma açık ilişki yaşayan eşcinsel çiftlerin daha sağlam bağlar kurabildiğini iddia ediyor.
New York Üniversitesi’nden Christopher Stults tarafından yapılan çalışma açık ilişki yaşayan 10 eşcinsel çift üzerinde bir araştırma gerçekleştirdi.
“Açık ilişkilerin zaman içinde nasıl oluştuğu ve geliştiğini, ilişki kalitesini, ilişki tatminini ve HIV riskini görmek istedik.”
19-43 yaş arası erkeklerle yapılan çalışmada açık ilişki yaşayan çiftlerin daha mutlu olduğu ve bu ilişkilerin daha umut verici olduğu ortaya çıktı.
12. Heteroseksüel erkekler daha çok “arkadaş oral seksi” yapıyor.
2015’de Dr Jane Ward, kendilerini heteroseksüel olarak tanımlayan beyaz erkekler arasında gerçekleşen cinselliğin yaygınlığını araştırdı. Eşcinsel seks değil, heteroseksüel beyaz erkekler arası seks.
Ward kitabında, “Heteroseksüel beyaz bir kadın bir kadını öpebilir, bundan hoşlanabilir ve hala kendini heteroseksüel tanımlayabilir.” Diye yazdı.
“Erkek arkadaşı onu cesaretlendirebilir. Bu cinsel akışkanlığı beyaz erkekler de yaşayabilir fakat bir erkeği öpmek gerçekten eşcinsel oldukları anlamına gelir mi?”
Bir sürü yaygın örneği konu alan Ward,
“Kardeşlik yurtlarına yeni gelenlere, birbirlerinin penislerini tutturtuluyor ve birbirlerinin anüslerine parmak sokturtuyorlar. Çevrim içi reklamlarda heteroseksüel erkekler, erkek mastürbasyon arkadaşı arıyorlar. ” örneklerini verdi.
“Bu cinsel eylemler, istenilmesine rağmen bastırılan kuirlik yoluna bir yönelme değil. Bu bize insan doğasındaki cinsel arzuların akışkanlığını ve kompleksliğini gösteriyor.”
Ward devamında ise bu erkeklerin bu eylemleri eşcinselliğin tam tersine “heteroseksüelliğin kanıtı” olarak görüyor.
“Eğer onların eşcinsel seks eylemlerine anlamsız, kazara veya mecburen gözü ile bakarsak heteroseksüel beyaz erkekler eşcinsel teması heteroseksüel yolu ile yaşayabiliyor.”
Sizin için sevindik çocuklar!