70’li – 80’li yılların New York gece hayatını tekelinde tutan Studio 54 gibi dev kulüplere karşı kariyer yapmaya çalışan artistler ve drag queenler, kendileri için bir ortam oluşturdular. Doğu Yakası’nda kötü nam salmış ve 1979 yılında açılmış Pyramid Gece Kulübü, bu kişileri bir araya getiren, RuPaul, John Keyyl ve Lypsinka gibi politikleştirilmiş yeni bir kavram …
80’li Yılların New York Drag Queen Dünyasına Davetlisiniz!
70’li – 80’li yılların New York gece hayatını tekelinde tutan Studio 54 gibi dev kulüplere karşı kariyer yapmaya çalışan artistler ve drag queenler, kendileri için bir ortam oluşturdular. Doğu Yakası’nda kötü nam salmış ve 1979 yılında açılmış Pyramid Gece Kulübü, bu kişileri bir araya getiren, RuPaul, John Keyyl ve Lypsinka gibi politikleştirilmiş yeni bir kavram olan drag queenlerin evi haline geldi.
İşte Clayton Patterson’un objektifinden bazı kareler;
Aşağı Doğu Yakası, zengin ya da ünlü olmaktan ziyade sanatçı olmanın daha önemli olduğu ekspresyonist bir yerdi – Clayton Patterson.
Belgesel fotoğrafçısı Clayton Patterson, yaratıcı drag queenlerin dünyasında ilham buldu ve zamanını Pyramid Kulübü’nün yüzlerini fotoğraflayarak geçirdi. Objektifine yansıyan farklı tarzdaki bir çok drag queen portresi, kulübün duvarlarında kendine yer edinerek, bu kültürü tarihe kalıcı olarak kaydetti.
“Her hafta sonu spontane bir yaratıcılık yaşardınız. Kulüp, Aşağı Doğu Yakası’nı, parlayan bir kristal haline getirdi.
Sanatçılar için daha çok kariyer odaklı bir yer olan SoHo’nun aksine, Aşağı Doğu Yakası, zengin ya da ünlü olmaktan ziyade sanatçı olmanın daha önemli olduğu ekspresyonist bir yerdi”
Ekspresyonizminin zirvesindeki bu 15’ten fazla drag queene yakından baktıkça, bu performatif doku, Patterson’un portrelerinden süzülüyor adeta. Mesela John Kelly, Mona Lisa’yı reenkarne eden bir sanatçıyken, Maze, Drakula gibi çizgi filmlerden ilham alan bir drag queendi.