Onur Yürüyüşü’nde TOMA’ya çıkarak polis saldırısını engelleyen CHP Milletvekili Mahmut Tanal KaosGL.org’a konuştu: TOMA dediğiniz nedir yahu? İnsan haklarını ihlal ediyorsun, onu durdurmak benim görevim. İçişleri Bakanı ve Vali telefonlarıma çıkmadı. Ramazan ayı merhamet ayıdır. Bunlar din istismarı yaptılar. İstanbul Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı olurken renkli anlar da yaşandı. En çok dikkat çeken anlardan biri …
TOMA’lara fısıldayan vekil Tanal: TOMA’yı durdurmak görevim!
Onur Yürüyüşü’nde TOMA’ya çıkarak polis saldırısını engelleyen CHP Milletvekili Mahmut Tanal KaosGL.org’a konuştu: TOMA dediğiniz nedir yahu? İnsan haklarını ihlal ediyorsun, onu durdurmak benim görevim. İçişleri Bakanı ve Vali telefonlarıma çıkmadı. Ramazan ayı merhamet ayıdır. Bunlar din istismarı yaptılar.
İstanbul Onur Yürüyüşü’ne polis saldırısı olurken renkli anlar da yaşandı. En çok dikkat çeken anlardan biri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal’ın homofobi ve transfobi karşıtlarını korumak için TOMA’nın üzerine çıkması oldu.
Sosyal medyada çokça paylaşılan, yurtdışındaki birçok gazetenin manşetinde yer alan “TOMA hadisesini” ve yürüyüşte yaşanan olağanüstü polis şiddetini Tanal ile konuştuk. Eylem sırasında yaralanan Tanal’a hem geçmiş olsun dileklerimizi ilettik hem de yürüyüşü değerlendirmesini istedik.
“Adeta OHAL uygulaması vardı”
Aracından indikten sonra önce Taksim Meydanı’na ardından İstiklal Caddesi’ne girişinin engellendiğini söyleyen Tanal polisle diyaloglarını şöyle aktardı:
“Milletvekili olduğumu söyledim ve ayrıca vatandaşın seyahat hakkını engellediklerini belirttim. Dün ortada bir olağanüstü hal vardı. Olağanüstü hal olması için Valilik ya da Bakanlar Kurulu kararı gerekir. Ancak her iki karar da yoktu. Valilik’in yazılı bir kararı olmazken, sözlü talimat ile gösteriler engellenemez, sokak polis ablukasına alınamaz.
Tanal, İstiklal Caddesi’ne girdiğinde gördüğü manzarayı ise şu ifadelerle anlattı:
“İstiklal Caddesi’ne girdiğimizde insanlar çok hoş bir şekilde gezdiğini, ellerinde bayraklarla mutlu mesut kutlamalarını yapmak istediklerini gördük. Ancak polis bu tabloya gelişigüzel bir şekilde gaz, tazyikli su ve plastik mermi sıkıyordu.”
“Polis kendisini kamufle edemez, sicil numarasız çıkamaz!”
Polis saldırısı sırasında dikkat çeken detaylardan biri de polislerin büyük bir çoğunluğunun kasklarının ve üzerinde sicil numaralarının yer almayışıydı. Aynı şekilde birçok polis de yasaya aykırı bir şekilde güneş gözlüğü ile kendilerini kamufle ediyordu. Tanal bu hukuksuzluğa da, “Elinde copuyla gelişigüzel insanlara vuran ve kim oldukları tespit edilemeyen polisler vardı. Polis kendisini kamufle edemez. Biz birisi ölümcül bir yara aldığında veya Allah korusun hayatını kaybettiğinde nerden bileceğiz kimin sorumlu olduğunu? Emniyet mensuplarına da ilettim bunları. Aksi taktirde faili meçhul cinayetler yaşanır” diyerek tepki gösterdi.
“TOMA’yı durdurmak benim görevim”
“Bizi dinleyen olmadı, gaz sıkmaya devam ettiler” diyen Tanal TOMA’ya çıkma anını ise şu sözlerle anlattı: “Garibim insanlar polis şiddetine maruz kalıyordu. Bu gösteri dünyanın her yerinde kutlanıyor. Hiçbir yerde yasak yok sadece İstanbul’da yasak. Eğer o TOMA’yı engellemeseydim vatandaş daha fazla şiddete maruz kalacaktı. Daha fazla eziyet çektirilecekti. TOMA dediğiniz nedir yahu? İnsan haklarını ihlal ediyorsun, onu durdurmak benim görevim.
“Emniyet’in görevi vatandaşa eziyet etmek değil. Ortada LGBTİ’lerin toplumsal sorunları var ve bunu kamuoyuna iletmek için toplanıyorlar. Emniyet’in dışarıdan gelecek saldırıları engellemesi gerekirken; kendisi saldırdı. İktidarın ise LGBTİ’lerin sorunlarını dinlemesi ve çözüm bulması gerekirdi, saldırıyı kışkırtması değil.
“Onur Yürüyüşü barışçıl ve silahsızdır. Haliyle bu yürüyüşe polis saldırısı Anayasa’mızın 34. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. ve 11. maddesi uyarınca suçtur. Herkes izin almadan barışçıl ve silahsız gösteri hakkını kullanabilir. Bunun kısıtlanması temel hak ve özgürlükleri kullanılamaz duruma sokuyor. Anayasa’da belirtilen ölçülülük ve orantılılık ilkesine; demokratik ve hukuk devleti ilkelerine aykırıdır bu saldırı.”
“İçişleri Bakanı ve Vali telefonlarıma çıkmadı”
Mahmut Tanal, yürüyüş gününde konuyu iletmek için İçişleri Bakanı ve Vali’yi aradığını ancak kendisine geri dönülmediğini de belirtti:
“Ben protokol anlamında Vali’nin üzerinde olan bir kişiyim. Benim telefonuma niçin çıkmıyorsun? Ortada vatandaşın can güvenliği ile ilgili bir sorun var. Bu sorun varken telefona çıkmamazlık yapamazsınız. Eğer telefona çıkmayacaksanız o sorumluluğu bırakın. Bir siyasi partinin bölge sorumlusu gibi hareket ediyorlar.
“Ramazan’la yürüyüşün ne alakası var?”
“Ulaşabilen vekil arkadaşımıza Ramazan ayı dolayısıyla izin verilmediğini söylemişler. Ancak Ramazan ayı ile bu yürüyüşün ne alakası var? Ramazan ayı merhamet ayıdır. Herkesi kucaklayan ve kimseyi ötekileştirmeyen bir aydır. Bunlar din istismarı yaptılar. Broşürlerine dahi önceki yıllarda Ramazan ayında Onur Yürüyüşü yapıldığını yazmışlar. Bu ikiyüzlülük, halkı kandırma ve aldatmadır. Polis müdahalesi olmasaydı herhangi bir sorun da yaşanmayacaktı geçen seneki gibi.”
Tanal; LGBTİ’lerin barınma, eğitim, çalışma hayatında ayrımcılıkla karşılaştığını da hatırlattı. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığın her alanda olduğunu belirten Tanal, “LGBTİ’lerin yaşam alanları daraltılıyor. LGBTİ’leri dışlayarak toplumun kendisi de suç işliyor. Sözün özü bu anlamda tüm sorunlarla ilgilenmek lazım. Ben elimden geleni yapıyorum ve kim ne derse desin yapmaya devam edeceğim. İnsan haklarını savunmak suçsa ben bu suçu işlemeye devam edeceğim” dedi.
Kaos GL