‘Pose’ Yokken Bunlar Vardı: Herkesin Bilmesi Gereken 10 Trans Filmi

I Don’t Want To Be A Man Efsane Ernst Lubistch’in ilk defa boy gösterdiği bu asi ve kısa film, Berlin’de geçiyor ve Alman toplumunun cinselliğe yaklaşımını ele alıyor. Sylvia Scarlett İlk çıktığında büyük sansasyon yaratan ve Georgr Cukor imzalı başyapıt, yer altı dünyasını cinsellik perspektifinden ele alıyor. Erkek görünümlü Sylvia ile biseksüel Cary Grant, sosyal …

I Don’t Want To Be A Man

Efsane Ernst Lubistch’in ilk defa boy gösterdiği bu asi ve kısa film, Berlin’de geçiyor ve Alman toplumunun cinselliğe yaklaşımını ele alıyor.

Sylvia Scarlett

İlk çıktığında büyük sansasyon yaratan ve Georgr Cukor imzalı başyapıt, yer altı dünyasını cinsellik perspektifinden ele alıyor. Erkek görünümlü Sylvia ile biseksüel Cary Grant, sosyal bilimlere yıllarca malzeme çıkartacak komplekslikte bir performans sergiliyor.

Glen Or Glenda

Ed Wood, 1950’lerin Hollywood’unda yeteneksizliği ile eleştiri odağı haline gelmiş egzantrik bir yapımcı. Bu filminde de yıllarca en iyi temsil olarak kabul edilse de trans bireylerin gerçekliği o kadar kötü anlatılmış ki, izlemeden bir filmin bu kadar kötü olabileceğine inanmak zor.

The Queen

LGBT sinema tarihinin mihenk taşı sayılabilecek filmlerinden olan bu 1967 yapımı başyapıt, trans sanatçı ve aktivist, kimilerince canlandırdığı Crystal LaBeija ile de bilinen, Mother Flawless Sabrina’nın hayatından bir kesit sunuyor.

Funeral Parade Of Roses

Unutulan fakat yeni versiyonu yakın zamanda çekilecek film, sürreal ve deneysel bir eser. Kuir gençliği anlatan filmin rahatsız edici fakat derin ve unutulamaz bir tadı var.

Trash

Andy Warhol yapımı Trash’te ikon sayılabilecek bir isim var ve harika bir performans sergiliyor: Holly Woodlawn. Holly derin hayal kırıklıkları ve yaraları olan bir karakteri canlandırıyor. Sert mizacını kırgınlığını gizlemek için kullansa da içinde fırtınalar kopuyor. Hepsinden ayrı olarak, bu film tamamen doğaçlama üstüne kurulu. Filmin ardından Woodlawn için Oscar alacak ilk trans aktivisti olması için kampanya düzenlenmişti.

Desperate Living

Düşük bir bütçe ile çekilen ve bu nedenle tatsız tuzsuz olmasına rağmen bu film tam bir John Waters klasiği. Dikkat çeken nokta ise trans oyuncu Mole McHenry. Filmde faşist kraliçe Carlotta’ya karşı mücadele eden bir karakteri canlandırıyor.

Midnight In The Garden Of Good And Evil

Clint Eastwood dönemine denk gelmesine rağmen trans oyuncu The Lady Chablis sayesinde büyük sükse yapan film, sıradışı bir kanaat önderinin hayatını, Georgiga’yı, anlatıyor. Georgia Chablis’in senaryolaştırılmış hali, yani aslında Chablis kendini oynuyor.

By Hook Or By Crook

Suç ortağı iki trans bireyin hikayesini anlatan filmde yönetmen olarak karşımıza Silas Howard ve Harry Dodge çıkıyor. Silas Howard’ın ilk eseri olan filmde, sıcak ve samimi bir hava var.

A Fantastic Woman

Geçtiğimiz yıl yabancı dil kategorisinde Oscar kazanan film, erkek arkadaşını kaybetmesi üzerine hayatı bir anda darmadağın olan Şilili trans bir kadını anlatıyor. Başrolde gördüğümüz Daniela Vega ise işinin hakkını sonuna kadar veriyor.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir