Röportaj: Ekin ve Emrullah

Artık sizi tanımayan yok o yüzden direk konuya gireceğim, sizi artık herkes tanıdığı için nasıl tanıştınız sorusuyla başlamak istiyorum. 
Ekin: Kısaca biz bundan iki yıl önce 22 Eylül günü bir açılış partisinde tanıştık. O gün ne Emrullah gitmek istiyormuş ne de ben gitmek istiyordum. İkimizde arkadaşlarımızı zoruyla isteksiz gitmişiz partiye, bunu da sonradan öğrendim. Zaten …

Artık sizi tanımayan yok o yüzden direk konuya gireceğim, sizi artık herkes tanıdığı için nasıl tanıştınız sorusuyla başlamak istiyorum.


Ekin: Kısaca biz bundan iki yıl önce 22 Eylül günü bir açılış partisinde tanıştık. O gün ne Emrullah gitmek istiyormuş ne de ben gitmek istiyordum. İkimizde arkadaşlarımızı zoruyla isteksiz gitmişiz partiye, bunu da sonradan öğrendim. Zaten parti de lezbiyen ağırlıklıydı, sadece kulübün içinde beş ya da altı erkek vardı.

Hemen araya giriyorum, sorun değilse nerede tanıştınız?



Ekin: Kiss & Fly

Ekin: O gün dediğim gibi çok az erkek vardı, ben Melis isminde bir arkadaşımla dans ediyordum, o ara Emrullah’ı gördüm, ortada bir yerde bekliyor, elinde çantalar falan. Melis’e dedim, “Bak ne kadar yakışıklı çocuk” diye, ben dans etmeye devam ederken Emrullah’ı önümde gördüm. Melis tanışalım diye tutup kolundan getirmiş. Emrullah çok farklıydı, zaten heyecandan sorduğum ilk soru “ne iş yapıyorsun?” oldu, adını bile sormadım düşün…

Sonra içki almaya gittik ve öyle devam etti gecemiz.

Emrullah senin ilk ilişkin miydi, yoksa öncesinde böyle ilişkilerin oldu mu?

Emrullah: Yok, Ekin’den önce ciddi ilişkilerim olmadı.

Yani aynı evde yaşadığın biri olmuş muydu?



Emrullah: Hayır olmadı, Ekin’in de aynı şekilde. Zaten iş olsun, aile olsun her anlamda benim için kritik bir dönemdi. Kendimle ilgili bastırılmış bir his yaşıyordum. O gün Ekin’i tanıdıktan sonra genelde Ekin’le kalsam da ailemin evine de gidiyordum. Gel-git derken evde yatmanın zor geldiğini, uyuyamadığımı farkettim, geçirdiğim kritik dönemde hem yalnızlığımı, hem de duygusallığımı Ekin’le paylaştım diyebilirim. Eve gittiğim zaman yatamıyor ve gecenin yarısı Ekin’e telefon edip “geliyorum” diyordum. Evde kalamıyordum.

Peki aynı eve taşınmaya nasıl karar verdiniz?



Emrullah: Ortak karar verdiğimiz ve planladığımız söylenemez, aslında tanıştığımız günden itibaren aşama aşama Ekin’in eve taşındığım söylenebilir. Önce kıyafetlerim geldi sonra baktım Ekinle yaşamaya başlamışım. Ancak yalan yok, ilk gecenin sabah kahvaltısına tav olmuştum, mesela humus nedir bilmezdim ama o sabah kahvaltıya çok güzel gittiğini öğrendim. 

Bir de şöyle bir durum var, sofraya sadece peynir bile koysan eğer uğraşıyorsan çok güzel şeyler çıkartabilirsin, benim için bir şeyler hazırlamıştı. Hepsini özenerek yapmış, humus hiç yemediğim halde masanın özeni ve güzelliği insanı çekiyor ve yemek istiyorsun.

İlişkinizin sırları nelerdir? Uzun soluklu bir ilişki için ne tavsiye edersiniz?



Emrullah: Ekin’le ilişkimize isim verdiğimiz anda, ne olursa olsun akşam aynı yatakta yatacağız diye karar aldık. Her ne olursa olsun, ne kadar büyük kavgamız da olsa ayrı yatmayız. Gün içinde saçma sapan kavgalar oluyor elbette ama sabaha birşey kalmıyor çünkü aynı yatakta yatıyoruz.

8En büyük kavga nedeni nedir?



Emrullah: Aslında komik şeyler, ufak tefek konularda bile kavga edebiliyoruz. Gün içinde de sürekli birlikteyiz, bir dönem aynı işyerinde çalışıyorduk, aynı izin günlerini kullanıyorduk, sabahcıysak ikimiz de sabahcı, akşam ise ikimiz de akşamcıydık. İzin günlerinde aynı kişilerle görüşüyoruz.

Bizim iki senemiz normal bir iki sene değil sürekli beraberdik, sosyal hayatımız, arkadaşlarımız bile aynıydı.

Çok basit bir örnek, mesela Ekin kitap okur, kitaptaki karakterden rahatsız olur, hıncını benden alır.

Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?



Ekin: Her sabah en az bir saat Emrullah’ı uyandırmaya çalışıyorum. Sabah markete Freddy (köpeğim) ile birlikte çıkıyoruz, tabii Freddy de enerjisini atmış oluyor, sonra kahvaltı hazırlanıyor, kahvaltımızı yapıyoruz, birlikte sofrayı toplayıp, evi toplıyoruz derken baya bir süre oturup birlikte zaman geçiriyoruz. Keyif kahvesi eşliğinde muhabbet çok keyifli geçer.

Ardından bir programımız varsa çıkarız bir yerlere, yoksa da illa birileriyle görüşürüz, sosyal hayatımız o konuda çok çok geniş. Daimi dostlarımız var, onları görmemiz gerekiyor. Bunlar Emrullah’in izin günlerinde olur.

Nerelere gidiyorsunuz? Emrullah ve Ekin Top 5 Listesi yapacak olsa listede hangi mekanlar var?



Ekin: Hahaha! Çok güzel soru, bizi öldürmek isteyenler oraya gelebilir!

Tamam, yer belirtmek istemiyorsunuz anladığım kadarıyla.



Ekin: Aslında her yer, Kadıköy’de antikacılar sokağında çaycılar var. Müdavimi olduğumuz özel bir yer yok, arkadaşlarımızın yanına gidiyoruz genelde, kim neredeyse oraya gidiyoruz.

6Tehditlerden bahsetmişken, ağır birşey oldu mu?



Ekin: Fiili olarak mı, hayır!



Peki telefonla?



Ekin: Yok yok, o kadar korkulacak birşey yok, tehditler genelde Facebook üzerinden ya da Twitter’dan klavye delikanlılarından geliyor, gün içerisinde kesinlikle oluyor.

 

Şimdiye kadar bütün eşcinsel ve transeksüellerden özür diliyorum.

 

Peki sizin çok duygusal ve unutamadığınız geri dönüşler var mı?



Ekin: Çok güzel bir yere değindin bak, onu anlatacaktım unutmuşum iyi ki sordun bu soruyu, iki gün önce genç bir çocuk, mesaj atmış: “gerçekten sizi tebrik ederim, sizi çok seviyorum, ayrıca teşekkür ederim”. Ailesi bizim durumdan dolayı çok olumlu yaklaşmış ve “sizin cesaretinizden dolayı ben artık aileme rahatlıkla açılabilirim” dedi. Bizim için çok güzel ve gurur verici. Heteroseksüel dünyadan ise bana gelen en iyi mesaj bir kadından “Şimdiye kadar bütün eşcinsel ve transeksüellerden özür diliyorum, siz benim bakış açımı değiştirdiniz, iyi ki bu olayı gerçekleştirdiniz” yazmış.

Bizim için bu mesajlar elbette çok gurur verici, hani derler ya ölsem de gam yemem, birşeyleri değiştirdiysek ne ala!

3İnsanlar kendi aralarında nişanlar, düğünler yapıyorlardı ama sizinkini farklı kılan neydi sence?



Ekin: Çünkü gerçekten bizim ilişkimizi farklı hissediyoruz, biz farklıyız, şuyuz buyuz değil, biz gerçekten bir hayat kurduk, bir şeyler inşa etmeye çalışıyoruz ve bu hayata ismimizi gerçekten bırakmak istiyoruz, o yüzden bunları yaşıyoruz. Çok güzel bir ailemiz var, çok güzel çocuklarımız var, çok güzel bir hayatımız var, bu bizim için çok önemli, düğünü bu farklı kıldı aslında, o düğünde art niyet olsaydı, emin olun ortaya böyle bir güzellik çıkmazdı.

Emrullah: Düğün bir tören olayı değildi, eğlence yapalım, herkes eğlensin diye değil, bizimki bir nevi standart düğünlerden farkı olmayan bir organizasyondu, bu düğünde sadece devletin eli yoktu.

Hukuki olarak sorun oluyor mu peki?


Ekin: Bizde ne imam eli vardı, ne de devletin eli vardı, biz belediye başkanının onayıyla evlenmedik, biz kendi duygusallığımızla, felsefi görüşümüzle evlendik, o yüzden bizim için bu kadar değerli.

5Peki bu evliliğin sorumluluğunu kaldırabilmek, sizin ilişkinizde birşeyleri iyi ya da kötü etkiledi mi?



Ekin: Zaten biz bu hayatı yaşıyorduk ve elbette ki birşeyleri değiştirdi, evet hayatımız aynı ama birşeyin farkındasın “evet evlendim” diyorsun. Evlenmek çok tatlı bir duygu.

Emrullah: Evliliğe, devlet ve din karışıyorsa çıkar amaçlı olduğu içindir, bizimkisinde miras vs. yok. Bizim ilişkimizde çıkar olmadığı için evlendik, o yüzden devletin bir iznine de gerek kalmıyor.

Yemek için Top 5 listen nedir diye Emrullah’a sorsak?



Emrullah: Şöyle bir gerçek var, Ekin çok güzel yemek yapıyor, mesela ben kuru fasulye yiyemiyorum, bana zararlı. Kuru fasulyeyi sevdiğim zamanlar bundan 6-7 sene öncesinde kalıyor, annemin yaptığı kuru fasulyeyi unutamam, bir daha hiçbir yerde o kuru fasulyeden yiyebileceğimi sanmıyordum. Ekin yaptıktan sonra dayanamadım ve yedim.

2Peki Emrullah yemek yapıyor mu evde?



Ekin: Emrullah balık konusunda iyidir, özenir. Emrullah yemek yaratır, bir tarif üzerinden yemek yapmaz, mesela geçenlerde güveç kabındaçok güzel somon yaptı makarna ve balığı karıştırıyor. Çok spontane olmasına rağmen inanılmaz lezzetliydi.

Evin müziği nedir? hangi şarkılar çalıyor?



Emrullah: Edith Piaf ve Radyo Voyage’dan şaşmam, açarım kalsın öyle.

11Özellikle dinleyecek olsanız?

Edith Piaf, beraber yaşamaya başladığımızın ilk altı ayı televizyon, radyo gibi hiçbir elektronik alet kullanmadık, internet bile yoktu, sadece bir telefonumuz vardı. O telefondan sadece Edith Piaf dinliyorduk.

En çok hangi şarkısını seviyorsunuz?



Ekin: Non regrette, Padam Padam.

GM: Düğünde dans kareografisiyle ilgili hazırlandığınızı ama gülmekten yapamadığınızı söylemiştiniz.

Emrullah: Dans kareografımız vardı Daniela, düğüne birkaç gün kala yüksek ateşle hastaneye yattım, düğünden sonra kortizon iğneleri yedim, bir hafta boyunca baş ağrısından kurtulamadım. Dans provalarına bir türlü başlayamamıştık en son Daniela hocamızın evinde baya uğraştık, Ekin dansa yeteneklidir, ben baya uzağım.

Ekin: Evet ben daha yetenekliyim ama bir şekilde dans etmeye çalıştık, yapamadığımız yerleri kapattık sarılarak, çok samimiydi bence.

12Düğün hazırlıklarında arkadaşlarınız size mutlaka yardım etmiştir, ne kadar sürdü?



Ekin: Süreç tam tamına iki ay sürdü, davetiyeler tasarlandı, ressam arkadaşımız Rüstem tarafından çizildi, ardından damatlık seçiminde çocukluk arkadaşım Buket Cihangir yardım etti, gömleklerimizi Kübra isminde arkadaşımız dikti, nikahla ilgili hazırlıkları Eduardo ile yaptık, Sefa ise Emrullah’ın sağdıçıydı.

 

Bunlar reklam filmi çekiyor

 

Düğünün olduğu gün nasıldı, sabahtan anlatacak olursak?

Ekin: Öğlen bir gibi uyandık, kıyafetleri alıp Kadıköy’e gittik, Kadıköy’deki bir arkadaşımızda giyindik, giyinmeden önce tabii ki dans provası ve düğün seramonisi gündemimizdi, provasını yaptık.

Ardından giyindik, sonra papyon ve farklı özel bir kol düğmesi aradık, bazı şeyleri antikacıdan alıyoruz, hoşumuza gidiyor eski aksesuarlar. En zor kısmı kol düğmesiydi, sonunda bulduk, hatta onu bulmuşken iki tane de cep saati bulduk.

Sonra taksi çağırdık, yarım saat bekledik taksi gelmedi, karşıya geçeceğiz ama köprü kapalı, “Eminönü’ne gitmemiz 1.5-2 saat sürer dedi” taksici. Bizi iskeleye bıraktı ve Eminönü vapuruna bindik.

Emrullah: Dikkat çekmemek için bir de ayrı taksilerdeyiz, ben arkadaki taksideydim. Vapurla Kadıköy’den Eminönü’ne geçtik.

Yanımızda tuvaletli kadınlar, takım elbiseli adamlar, bu şekilde Eminönü vapuruna bindik, bakışlar çok fazlaydı, Eminönü’nde indiğimizde elimizde çikolatalar vardı, bir kadın “bunlar reklam filmi çekiyor” diye bizi gösterdi.

Ardından tekneye yürüdük, teknede mükemmel bir karşılama ve gökkuşağı bayrağı vardı ve düğün bu şekilde başladı.

Teknede bir negatif durum oldu mu?



Ekin: Tekne sahipleri arkadaşımız.

Emrullah: O da öyle bir denk geldi ki, ilk gördüğümüz tekneye takıldık, Ekin dedi ki ben sahibini tanıyorum. İçeri girdik gerçekten de arkadaşı çıktı, herşeyi en iyi şekliyle sundu bize.

Peki biraz kısa sürdü düğün galiba.

Ekin: Program dört saat ama seramoniye eğlenceye birer saat ayırdık diyebiliriz.

Peki düğüne birilerini davet ederken nasıl şeyler yaşadınız, çünkü; üç tip yakınınız vardı sanırım “ne kokan bulaşanlar”, “tepki verecek olanlar “bir de aralarından en iyisi “sizi kucaklayanlar”.

Ekin: Bir arkadaşımız kıyafet konusunda pek özenmemişti teknede olduğu için, “herkes tuvaletli, takım elbiseli ama ben kapriyle geldim, üzgünüm Ekin” dedi, yeğenim de “bütün heteroseksüel düğünlerine taş çıkardığımızı” söyledi ve “o gün gökkuşağının boğazı aydınlattığını“ söyledi.

Emrullah: O gün benim yeğenim de gelmişti ve sadece onu davet etmeme rağmen arkadaşlarıyla gelmişti, bunlar eşcinsel değil, heteroseksüel insanlar.

Şu anda çocuklarımız dediğiniz üç kedi ve bir köpeğiniz var. Siz yalnızken de çocuklarınız var mıydı, beraber mi almaya karar verdiniz?



Ekin: İlk iki kızım Marilyn ve Monroe onlar 6 aylıkken Emrullah hayatımıza dahil oldu, ardından Freddy’i sahiplendik, ardından İnci en küçük kızımız ailemize katıldı.

GM: Siz de bir çocuk sahibi olmak istiyorsunuzdur mutlaka, evlat mı edinmek istersiniz yoksa taşıyıcı anneden mi?



Ekin: Evlat da edinebiliriz, taşıyıcı anne de olabilir.

Yakın bir zamanda mı düşünüyorsunuz peki?

Ekin: Yakın bir zamanda değil, okulum var ve herşeyini karşılayabileceğimiz bir zaman olabilir ancak.

GM: Sen resim okuyorsun, peki evde bir atölye gibi bir bölümün var mı?

Ekin: Küçük küçük çalışıyorum, tamamen atölye olarak ayırdığım bir bölümüm yok, çünkü öyle bir evim yok ama olunca yapacağız. Bir de kızlardan dolayı bir sağa bir sola atladıkları için yapamıyoruz. Düşünsene puzzle bile yapamadık, puzzle aldık parçalarını çalıyorlar, oynuyorlar… Bizim hayatımız bu yani..

9Sen anlatmıştın gerçi, evde çocuklarla zor durumlar yaşadığınız oluyor mu?


Ekin: Çocuklarla mı? Aman allahım, birbirlerini yiyorlar, Monroe var mesela Freddy ile anlaşamıyorlar, iki yıldır yıldızları da barışamadı, bir ara sabah uyuyordum Emrullah işe gitmişti, ağlama sesi geliyor. Freddy’nin ağlayışı, gittim baktım, Monroe Freddy’i sıkıştırmış mutfakta, gitmesine izin vermiyor.

Freddy ve İnci ise beraber büyüdüler ve Freddy resmen İnci’yi emzirdi, erkek olmasına rağmen.

Marilyn benim en büyük kızım, o apayrı, prensestir, çok tatlıdır, bildiğiniz dokununca kendini temizleyen kibirli bir kedi.

Freddy ise bildiğimiz köpek algısından bile uzak, kavga ederken bile pati atıyor.

 

“İnsanlar korkmasınlar, hayatta illa ki bir ödün verecekler, bu ödün kendileri olmak için olsun.”

 

Şimdi kelime tamamlama bölümüne geçeceğiz, ben bir kelime söyleyeğim, siz de onu tamamlayacaksınız.



Evlilik: Eşcinsel evliliğin yapılabileceğini göstermek ve sevdiğimizi göstermek.

Gökkuşağı: Renk, insan çeşitliliği, her türlü yaşayan ve var olan bir dünya düzeni, şiddet olmayan evren, çeşit demek bizim için.

Madonna: Seksi kadın

Onur: Dürüst ve açık olmak. İnsanın tüm gerçekleriyle yaşaması.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?



Ekin: En başta gerçekten bizi sevip, sayan, korumaya çalışan, her türlü, her şekilde yanımızda olan bütün insanlara gerçekten çok teşekkür ediyoruz iyi ki varlar. Bunu önceden de söyledik insanlar korkmasınlar, hayatta illa ki bir ödün verecekler, bu ödün kendileri olmak için olsun. Çünkü biz çok ödün verdik ama şu an çok mutluyuz.

Emrullah: Ekin’in dediği gibi saklamasınlar, saklanacak durumlar illa ki oluşuyor hayatımızda ama bu cesareti bir şekilde göstersinler. Eşcinselsem böyle olmalıyım ya da şöyle giyinmeliyim diye bir kaide yok. Birbirimizi çok cinsiyetleştiriyoruz.

Yorumlar

Yorumlar

  1. Avatar

    murti yoldaşyorumu:

    Cevapla
    Ocak 7, 2015

    fotoğraflar hangi sınıfın temsilidir 😀 çok Amerekan rüyasını guloo 😀

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir