Bu yıl kuir öykülerinde bazı harika araştırmalar da vardı. Best Of Enemies Bu belgesel, 1968 yılında televizyonda yayınlanmış, liberal Gore Vidal ve muhafazakâr William F. Buckley Jr. arasındaki politik tartışmayı konu alıyor. Tartışma sırasında iki entelektüel de hitap biçimlerindeki sükûneti sağlayamadı ve bir noktada Vidal, Buckley’e “İleri Derecede Nazi hayranı” (“pro-crypto-Nazi”) olduğunu söyledi ve karşılığında …
2015 Yılının En İyi 10 LGBT Belgeselleri
Bu yıl kuir öykülerinde bazı harika araştırmalar da vardı.
Best Of Enemies
Bu belgesel, 1968 yılında televizyonda yayınlanmış, liberal Gore Vidal ve muhafazakâr William F. Buckley Jr. arasındaki politik tartışmayı konu alıyor. Tartışma sırasında iki entelektüel de hitap biçimlerindeki sükûneti sağlayamadı ve bir noktada Vidal, Buckley’e “İleri Derecede Nazi hayranı” (“pro-crypto-Nazi”) olduğunu söyledi ve karşılığında da Buckley, Vidal’a “kuir” diyerek onu yumruklamak ile tehdit etti. Yıldız Olmaya Yirmi Adım Kala (Twenty Feet From Stardom) ile Oscar ödülü kazanan Morgan Neville ve Robet Gordon’ın yönetmenliğini yaptığı “Düşmanların En İyisi” (Best of Enemies) sadece ustalık derecesinde bir tartışma değil, aynı zamanda yılın en iyi eğlence filmlerinden de bir tanesi.
Tig
Tig Notaro’nun, 2012 yılında Los Angeles’taki bir kulüpte, sahnedeki performansı sırasında kanseriyle ilgili yaptığı bir şaka tarihe geçti. Bu içten gelen performansı, halkın ilgisini çekti ve ona şöhret sağladı. Bir Netflix filmi olan Tig; amacını, aşkı arayan ve taşıyıcı annelik yoluyla ebeveyn olabilmeyi ümit eden, kanserden kurtulmuş lezbiyen bir komedyenin hikâyesini kronolojik olarak anlatıyor.
Tab Hunter Confidential
Hollywood’un tipik Amerikan çocuğu Tab Hunter, olası yanlış anlaşılmaları düzeltme amacıyla (eşcinsel olduğunu açıklayarak) yeni belgeseli, “Tab Hunter’ın Mahremiyeti”nde (Tab Hunter Confidential) açıklama yaptı. Jeffrey Schwarz tarafından çekilen ve Tab Hunter’ın 2005 yılında yayımlanmış aynı isimdeki otobiyografisine dayanan “Vito, Bölündüm” (Vito, I’m Divine) adlı filmde, Hunter’ın düzinelerce film çekimi sırasında cinsel eğilimini nasıl sır gibi sakladığını ve Anthony Perkins ile yaşadığı aşk ilişkisi gibi kişisel detaylarla boğuştuğunu araştırıyor. Ne yazık ki, âşık oldukları kişilerin isimlerini söylemeye cesaret edememekle boğuşan en iyi yıldızlar gibi Hunter’ın Tinseltown’daki mücadelesi devam ediyor. Belki de bu kavraması güç belgeseli izleyerek biraz cesaret kazanabilirler.
Seed Money: The Chuck Holmes Story
Chuck Holmes’s Falcon Stüdyoları neredeyse 30 yıldır dünyanın en büyük eşcinsel pornografi üreticileriydi. Bir neslin eşcinsel erkeklerine, kendilerini ve kendi cinselliklerini göstererek yollarını değiştirdiler. Kurucusunun hikâyesi, Mike Stabile tarafından yönetmenliğinin yapıldığı Başlangıç Parası: Chuck Holmes’un Hikâyesi ( Seed Money: The Chuck Holmes Story) adlı bu kavraması güçlü (insightful) yeni belgeselde anlatılıyor. Holmes’un uzun dönemli partneri Steven Scarborough’da dâhil olmak üzere, Porno yıldızları ile yapılmış röportajları ve arşiv görüntüleri kullanılarak çekilen bu belgeselde; yetişkin film endüstrisinin tehlikeli ilk zamanlarında, bir adamın yaygın kültürün eşcinsel erkekler üzerindeki algısını yeniden şekillendirerek nasıl servet ve ün kazandığını gösteriyor.
Do I Sound Gay?
“Eşcinsel Sesi” diye bir şey var mıdır? David Thorpe’nin belgeseli Margaret Cho, Tim Gunn, Don Lemon, Dan Savage, David Sedaris ve George Takei ‘nin de içlerinde bulunduğu ünlülerden alınan veriler ile bunu inceliyor. Film festivallerinde ve eleştirilerde popüler olan “Eşcinsel gibi mi ses çıkarıyorum ?” (Do I Sound Gay?), en kişisel ve belki de bizi en iyi tanımlayan özelliklerimizden biri olan sesimizi değerlendirmek için dilbilimcileri, aile üyeleri ve sokaktaki yabancılar ile yapılmış sohbetleri ön plana çıkarıyor.
Larry Kramer in Love and Anger
Larry Kramer için bu yıl bir dönüm noktası oldu. HIV aktivisti olan Larry Kramer 80’inci yaşını kutladı, “Amerikalı İnsanlar: Bölüm 1” (The American People: Volume 1) adlı bir kitap yayımladı ve 1985‘teki “Normal Kalp” (The Normal Heart) adlı oyununun yeni HBO uyarlaması nedeniyle birçok ödüle aday gösterildi. Ve şimdi de AIDS’i ulusal bir konu haline getirmeye ve halk sağlığı politikasını değiştirmeye çalışan, önde gelen eylemcilerden biri olarak verdiği kavga, “Âşık ve Kızgın Larry Kramer” (Larry Kramer in Love and Anger) adlı yeni belgeselin konusu oldu. LGBT topluluğunda ki ünlü aktivistlerinden birinin yapımını kaçırmayın.
The Glamour & The Squalor
Marq Evans tarafından yönetilen “Cazibe & Sefalet” (The Glamour & The Squalor), efsanevi rock radyo DJ’yi Marco Collins’in hikâyesini anlatıyor. Müziğin büyük bir aşığı ve koruyucusu olan Collins; Weezer, Nirvana ve Pearl Jam gibi grupların şarkılarını, dinleyicileriyle paylaşarak kariyer yapmalarına yardımcı oldu. Fakat kendi özel hayatında, Seattle’a dayalı bir karakteri olan Collins, şeytanlar ile mücadele ediyordu ve kendi cinsel eğilimini toplumdan saklamak için boğuşuyordu. Arşiv görüntüleri, canlandırmalar, Carrie Brownstein, Macklemore ve Collins’in kendisi gibi ünlüler ile yapılmış röportajlar, yılın en büyüleyici hikâyelerinden birinin ortaya çıkmasına yardım ediyor.
The Royal Road
Sinemaya olan katkılarına ek olarak, ‘PlanetOut.com’ web sayfasının da kurucularından biri olarak bilinen, film yapımcısı Jenni Olson’dan yılın en şiirsel belgesellerinden biri geliyor. Olson yeni filmi “Kraliyet Yolu”nu (The Royal Road) hem “anımsamayı savunmada sinemaya ait bir örnek” hem de “nostaljinin samimi yansımalarının yanı sıra Kaliforniya İspanyol kolonisi ve Meksikalı Amerikalılar arasındaki savaşın kıvılcımı, masküler kimlik, elde edilemeyen kadınların peşinde koşma ve Alfred Hitchcock’un Vertigo’su gibi tanımlamaların tamamına zıt olarak, 16mm’lik Kaliforniya kentsel manzarasının düşünceye dalmaya uygun ortamı ve Tony Kusher’in kıymetli seslendirmesi” olarak adlandırır.
https://www.youtube.com/watch?v=0rftiozFCa8
Mala Mala
Mala Mala, Porto Riko’da ki transseksüel topluluğun yüzünü gösteren, zamanına uygun yeni bir belgeseldir. Bireyin kişiliğine olan yolculuğunda karşılaşabileceği ayrımcılığı ve sıkıntıları kaydeden Antonio Santini ve Dan Sickles, yönetmenlik yaptıkları belgesellerinde bir saç stilisti, bir fahişe, bir aktivist ve bir “RuPaul’s Drag Race” yıldızı (April Carrion) ile birçok konu üzerine röportaj yaptılar.
https://www.youtube.com/watch?v=o7CugLjIigU
A Sinner in Mecca
Müslüman olan eşcinsel bir film yapımcısı, “Mekke’de bir Günahkâr”da (A Sinner in Mecca) dini ile cinsel yönelimi arasında hesaplaşma yaşıyor. Parvez Sharma belgeselinde eşcinselliğin sadece bir suç olmamakla beraber ölümle cezalandırılabileceği bir yer olan Suudi Arabistan’a doğru hac (Mekke’ye doğru yapılan kutsal yolculuk) yolculuğuna çıkıyor. Mekke’de film yapılmasının yasak olmasından dolayı, dünyanın büyük bir kısmı için yasak bir bölgenin, yerin ve kültürün görünümü filmi eşsiz yapıyor.