Ankara'nın merkezinde sıradan bir halı saha… Ancak bu kez misafirleri pek sıradan değil. Zira büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu iki takımın maçı var. Takımlardan birisi Sportif Lezbon. Takımda 13 kişi var ve yalnızca üçü erkek. Sportif Lezbon, 2015 yılında kurulmuş. Takımın adı ise ağırlıklı olarak eşcinsel ve biseksüel kadınlar tarafından kurulmuş olmasını yansıtıyor. Ancak geçmişi daha …
Ankara’da Yükselen Bir Kadın Futbol Takımı: Sportif Lezbon
Ankara’nın merkezinde sıradan bir halı saha… Ancak bu kez misafirleri pek sıradan değil. Zira büyük çoğunluğunu kadınların oluşturduğu iki takımın maçı var.
Takımlardan birisi Sportif Lezbon. Takımda 13 kişi var ve yalnızca üçü erkek.
Sportif Lezbon, 2015 yılında kurulmuş. Takımın adı ise ağırlıklı olarak eşcinsel ve biseksüel kadınlar tarafından kurulmuş olmasını yansıtıyor.
Ancak geçmişi daha eski.
Takımın kurucularından Selin Yıldız, 2015 yılından önce de LGBT aktivistleri ve feministler olarak bir araya gelip maç yaptıklarını anlatıyor:
“Bir anda bir fikir geldi, bir takım kuralım demedik. Takımı kurmadan birkaç ay öncesinde de bir araya gelmiştik. Böyle 40 kişi, 40 kadın dört takım halı saha turnuvası düzenlemiştik. Sonrasında da Ankara’da Özgür Lig diye bir oluşum kurulacaktı. Bize de haber geldi ve biz de ‘neden olmasın’ diyerek, takımı kurduk.”
Yıldız, Özgür Lig ve İstanbul’daki muadili Karşı Lig’in temellerinin 2013 Gezi Parkı eylemleri sırasında atıldığını anlatıyor.
Yıldız, “2013’te birçok muhalif hareket bir araya gelme fırsatı buldu. LGBT’ler için de özellikle çok önemliydi. Sol-sosyalist harekete kendini tanıtma, onların da onları tanıma şansı oldu. Bundan kısa bir süre sonra Türkiye’de uygulamaya sokulan Passolig’i muhalif taraftar grupları boykot etti ve endüstriyel futbol karşısında biz neden kendi sahalarımızda kendimize bu alternatif bir futbol ligi kurabiliriz gibi bir motivasyonla böyle ligler kurulmaya başlandı” diyor.
Ankara’daki oluşum için kendilerine davet geldikten sonra yapılan bir hazırlık toplantısında da kurdukları takımın adı ortaya çıkmış:
“Biz eşcinsel ve biseksüel kadınlar, isim biraz provokatif olsun, biraz esprili olsun derken, endüstriyel bir erkek takımının ismiyle mi oynasak, dalga mı geçsek falan diye düşünürken, Sporting Lisbon adı geldi gündeme. ‘Biz bu Lisbon’u Lezbon yapabiliriz’ dedik ve takımın ismi ortaya çıktı.”
Selin Yıldız, bir dönem Türkiye’deki kadın liginde de mücadele eden bir takımda futbol oynamış. Sportif Lezbon’un ilk dönemlerinde de sahaya çıkmış ancak son iki yıldır geçirdiği sakatlıktan dolayı futbol oynayamıyor.
Yıldız’ın kulüp deneyimine ise “eşcinsellik” tartışmaları damgasını vurmuş:
Ben kulüpte takıma girdiğim zamanda Türkiye’de halihazırda bir lig düzenlenmiyordu. Ben de takım arkadaşlarıma sordum bir lig yok mu, düzenlenmiyor Türkiye’de. Onlar da iki yıldır düzenlenmediğinden bahsetmişlerdi. Ben anlamamıştım, neden yasak olduğunu. Şöyle bir şeyden bahsetmişlerdi: O dönem kadın liglerinde çok fazla eşcinsel, çok fazla lezbiyen ilişki yaşanıyor ve bu çok ayyuka çıktı diye ligleri iptal ediyorlar. ‘Sağlıklı bir lig’ için Türkiye Futbol Federasyonu kadın liglerine bir süre ara verdi.”
Yıldız, ‘lezbiyen’ kelimesini ise hayatında ilk kez yine bu dönemde duyduğunu söylüyor. Yıldız, antrenörlerinin takımda hiç lezbiyen bir oyuncu olmamasıyla övündüğünü ancak takımda çok fazla eşcinsel kadın futbolcu bulunmasından dolayı bu sözlere aralarında güldüklerini anlatıyor.
Futbol sahasını ise kadınlara belli dönemlerde ‘yasaklanmış’ bir alan olmasından dolayı ‘eylem alanı’ olarak tanımlıyor:
“Sahaya çıkıyor olmamızın bizatihi kendisi aktivist bir hareket aslında… Bize ait olmayan, daha doğrusu olmadığı söylenen bir yere ısrarla giriyoruz. Bizim bir taraftan son derece normal bir şey futbol oynuyor olmak ama bir taraftan da futbol ve kadın, futbol ve eşcinsel bu iki kelime o kadar yan yana getirilemiyor ki biz her sahaya çıktığımızda aslında bir eylem yapmış oluyoruz.”
Yıldız, Sportif Lezbon’a katılan kadınların futbol oynayamamak konusunda benzer hikayelere sahip olduklarını ifade ediyor ve aktif bir şekilde kullandıkları sosyal medya sayesinde her maç yaptıklarında başka kadınlara ulaştıklarını belirtiyor:
“Bizim hepimizin bu alana dahil olmasıyla ilgili aslında kötü deneyimlerimiz var. Oyuna alınmamalarımız var, kız çocuğu olmanın getirdiği bir sürü yapamazlıklar ya da yapabilirlikler var. Futbol da bizim yapamayacağımız bir şeydi. Dolayısıyla aslında bir taraftan en nihai amacımız futbol olmakla birlikte, bunu bir aktivizm alanına da dönüştürüyoruz. Biliyoruz ki; biz o maçı yaptığımız zaman bir kadına ulaşacağız. Sportif Lezbon’un fotoğraflarını sosyal medyada paylaştığımız zaman bazen başka bir şehirden mesaj geliyor. Kadınlar bunu görüyor. Ben de böyleydim, ben de aynı hikayeleri yaşıyorum ‘aa yalnız değilmişim’ diyorlar.”
Haber: İrem Köker – Ankara