Yazar ve DJ Oben Budak, son kitabı “Büyük”ü Hürriyet’ten Ayşe Arman’la anlattı. Açıklamaları sırasında gey ve biseksüellerle ilgili tartışılacak sözler söyledi. İşte bu sözler: Oben Budak, renkli, sosyal, eğlenceli bir kişilik. Son zamanlarda da bestseller kitaplar yazıyor. Bir üçlemesi var. İlk kitabı, 'Falan Filan'da kadınların başına gelenleri, ikinci kitap 'Hayvan'da erkeklerin dünyasını, üçüncü kitap 'Büyük'te …
Artık Kadınların Tek Rakibi Kadınlar Değil
Yazar ve DJ Oben Budak, son kitabı “Büyük”ü Hürriyet’ten Ayşe Arman’la anlattı. Açıklamaları sırasında gey ve biseksüellerle ilgili tartışılacak sözler söyledi. İşte bu sözler:
Oben Budak, renkli, sosyal, eğlenceli bir kişilik. Son zamanlarda da bestseller kitaplar yazıyor. Bir üçlemesi var. İlk kitabı, ‘Falan Filan’da kadınların başına gelenleri, ikinci kitap ‘Hayvan’da erkeklerin dünyasını, üçüncü kitap ‘Büyük’te ise biseksüel yaşamdan kesitler sunuyor. Onu yakaladım ve sordum
Bir süredir yazdığın kitaplar bestseller oluyor. Sen gazetecisin, Habertürk’te yazıyorsun, nereden çıktı kitap yazma aşkı?
-Kitap yazmak benim için meditasyon yöntemi. İlk kitabımdan önce, en büyük aşkımdan ayrılmıştım. Ne yapacağımı bilemez haldeydim. Gönderilmeyen mektuplar yazmak yerine, kitap yazdım. Bir de çevrem geniş, bir sürü abuk subuk, tuhaf hikâye dinliyorum, yazarken de eğleniyorum. Özellikle gece hayatında çok absürd şeylere tanık oluyorum. Bana “Sert yazıyorsun!” diyorlar ama yaşananların çoğunu yazmıyorum bile…
‘Falan Filan’ diye bir üçlemen var, son kitap ‘Büyük’ bu hafta çıktı. Konusu ne?
-Yine şehirli aşk, ihanet, ayrılık ve seks hikâyelerime devam ediyorum. Ana karakterim Bige, en zorlu aşk hikâyesini bu kitapta yaşıyor. Sevgilisi, biseksüelliği denediği bir süreçten geçtiği için, Bige’nin rakipleri bu sefer biraz zorlayıcı.
Yani bu sefer sevgililerini erkeklere kaptıran kadınları yazdın…
-Evet. Bunları yaşayan bir sürü kadınla konuştum. Çoğunda müthiş bir kalp kırıklığı var. “Sevgilim keşke beni bir erkekle değil de kadınla aldatsaydı!” diyen bile var. Oysa konuyu anlamaya çalışsalar, karşılarındaki adamın çaresizliğini görebilecekler. Ben bu kitabı, bu işin iç yüzünü ve sevgililerinin mutluluğu erkeklerde bulmalarının sebebini öğrensinler diye yazdım.
Hizmet kitabı yani!
-Öyle de diyebiliriz!
Artık kadınların tek rakibi kadınlar değil… Öyle mi?
-Aynen öyle! Artık her şeyin mümkün olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Erkeklerin de tek rakibi, erkekler değil. İnsanlar doğdukları gibi ölmüyorlar, sürekli bir değişim içindeler. Cinselliği bir kenara bırakın, her şey değişiyor. Sevdiğimiz tatlar, dinlediğimiz müzikler, okuduğumuz gazeteler… Türkiye’ye bakın, bundan birkaç yıl önce “Asla olmaz” dediğimiz bir sürü şey oluyor. Ezberlenmiş kurallar artık geçerli değil, insanlar kalıplara sığmıyor. Kadın da erkek de bu kalıpların artık çok dışında. Renkli pantolonlar, pembe gömlekler eskiden geylik belirtisi olarak değerlendirilirdi ama maşallah şimdi bütün futbolcuların altında rengârenk pantolonlar. Cinsiyet, yaş, sosyal statü farkları eksilerde kaldı. İki insan birbirini istiyorsa, konu bitmiştir. Ayrıca “Yok!” dediğinizde, yok da olmuyor hiçbir şey..
Sence bütün erkekler ‘potansiyel gey’ mi?
-Herkes değil tabii ama çoğu. Birçok evli arkadaşım var, kocalarına bakıyorum, tamamen geyler. “Acaba?” bile denmeyecek seviyede. O kadar yani. Başka erkeklerle şaka yollu flört ederek, arada eşleriyle birlikte gey kulüplere giderek kendilerini tatmin ediyorlar. Olay bir yerde patlıyor tabii. Patlayıncaya kadar da iki taraf, bir şekilde acı çekiyor. Ama tabii yanlış anlaşılmasın bu, her erkek için geçerli değil. Ne var ki, bazıları için kadın-erkek fark etmiyor, seks, sekstir!
Hayatı boyunca heteroseksüel olan biri, “Ben artık geyim!” diyebilir mi?
-Diyebilir, diyor da zaten…
Burada bir yalan mı var?
-Yalan değil aslında, bazı insanların kendilerini kabul etmeleri uzun süreler alıyor. En büyük derdimiz kendimizle aslında. Toplumsal baskılar yüzünden perişan haldeyiz. Ne öğretildiyse onu yaşamaya çalışıyoruz. Öğretilenler de “Üniversiteyi bitir, evlen, çocuk yap, para biriktir, ev al, yazlık al!” Böyle bir kısırdöngü.
Kim Kardashian’ın babasının durumu için ne diyeceksin? O hep gey’di de trans olmaya mı karar verdi?
-Konuşmaları, davranışları kendini eleveriyordu zaten. Ben Vanity Fair kapağını görünce şaşıranlardan değilim.
Peki o zaman bu adam, bu evliliği ve bu kadar çocuğu niye yaptı?
-Mahalle baskısı gerçekliğini bir tek biz yaşamıyoruz ki. Kendisini, baba olduktan sonra keşfetmiş olabilir. Aile kurmak harika bir şey, bunu yaşamak istemiş olabilir. Çocuk yapmak biyolojik bir konu, cinsel kimlikle alakası yok. İnsanın çocuğunun olması, onu heteroseksüel yapmaz.
Kadınlar, sevgilisinin onu aldattığı erkekle rekabete mi giriyor?
-Evet. Ve bu rekabet olayını kadınlar fazla abartıyor. Gittiyse gitti, zorlamaya gerek yok. Kime gittiğinin de önemi yok. Adam, başka bir kadın ya da erkeğe gitmiş, mücadele edip geri mi alacaksın? “Alamazsın” demiyorum ama o saatten sonra alsan ne olacak? O, ilişkiyi kurtarmak değil, kendini tatmin bence…
Kadının elinden bir şey gelir mi?
– Gelmez. Yüzleşmesi gerekir. Yapılabilecek bir şey yok. Bir tür tabiat olayı. Yağmurun yağması gibi. Başka bir bedenin peşine düşmüş, gitmiş. Konu sen değilsin yani, ya kabul et ya da uza… Ama bunu anlayamıyorlar işte.
Gey olduğu halde kadınlarla uyduruk ilişki yaratanlara gülüyorum
Gey yazarların cinsel yönelimlerini açıklamayışlarını onaylıyor musun? Söylememek tamam da gizlemek tuhaf değil mi?
-Ben bu durumun konu edilmesini tuhaf buluyorum. Herkesin kendi hayatı. Ama gey olduğu halde, kadınlarla görüntülenip, uydurma ilişkiler yaratanları soruyorsan komik buluyorum. Böyle bir efor harcamaya değecek bir dünyada yaşamıyoruz. Hemcinsleriyle aşk yaşadığı için okuyucu mu kaybedecek, dinleyici mi kaybedecek? Zaten kimin ne yaşadığını bilmiyoruz. Her alanda ‘mış’ gibi yapılan bir ülkede yaşıyoruz. Kimin ne yaşadığı kimseyi ilgilendirmez.
Kız arkadaşlarımın çoğu sevgililerini bir erkekle bastı
Bu kitabı yazma fikri nereden doğdu?
Yeni kitabım için fikir arıyordum. Baktım kız arkadaşlarımın çoğu, sevgililerini bir erkekle basma hikâyesi yaşıyor. Erkekler, sevgililerini çatır çatır erkeklerle aldatıyorlar. Konuyu kime açsam, ya bizzat yaşadığı, ya tanık olduğu böyle bir hikâye duyuyorum. Ben de bunları yazayım dedim.
AŞKIN EN GÜZEL YANI NEREDEN GELECEĞİNİN KESTİRİLEMEMESİ
Bir insan, hayatının çeşitli dönemlerinde, biseksüel, gey, trans, hetero olabilir mi?
-Bence hepimiz biseksüel potansiyelliyiz. İnsan dediğiniz değişken bir varlık. Kimse başladığı yerde bitirmiyor hayatını. Gerçekten ne istediğini bulabilmek de bir maharet. Kendini gey hissettiği için erkeklerle takılan ama sonra istediğinin bu olmadığını fark edip, kadınlara geri dönen bir dolu arkadaşım var. Gerçekten ruhuna vurulduğu için bir erkekle beraber olup, o ilişki bitince tekrar kadınlarla hayatına devam eden romantik arkadaşlarım da var. Aşk işte, en güzel yanı, nereden geleceği hiçbir zaman kestirilemiyor olması!
Peki bir gey günün birinde bir kadına âşık olabilir mi? Hetero özellikler gösterebilir mi?
-Her şey mümkün. Bu da teknik olarak mümkün olmalı ama ben bugüne kadar hiç rastlamadım! Aslına bakarsan dünyada artık sınırlandırmalar kalktı. “Gey’im, biseksüelim” diye sınıflandırmıyor insanlar kendilerini, yaşıyorlar sadece. Kimden ne his alıyorsa ona göre bakıyor dünyaya. İnsan, insanı sever. İçinde sevgi olan konuları bu kadar tartışmaya gerek yok bence.
Bu işlerin kuralı yani…
-Yok işte. Onu anlatmaya çalışıyorum. İçinizden geleni yaşamakla ilgili bir durum. Ahlaksızlıkla ilgili bir durum da değil. Bir erkek, kadınla birlikte olduğunda ahlaklı da erkekle olduğunda mı ahlaksız oluyor? İki kişi arasında yaşanan sadece o iki kişiyi ilgilendirir.
GEYLERİN REKLAM CÜMLESİ: “ERKEK, ERKEĞİ DAHA İYİ ANLAR!”
Erkek, erkeği daha mı iyi anlar?
-Bu, geylerin reklam cümlesidir. Hoşlandıkları straight bir adamı tavlamak için sarf ederler. Ama bence palavra!
Yaşadığımız toplum ne kadar ikiyüzlü?
-Of hem de çok! İki erkeğin sevişmesini iğrenç bulanların, iki kadının sevişmesine ağzının suyu akabiliyor. Gey popstarların kıvrak danslarıyla kendilerinden geçerken, benzer figürleri oğulları yaparsa “Kıvırma lan karı gibi” diye deliriyorlar. Örnekler say say bitmez.
Hürriyet
Röportaj: Ayşe Arman
Fotoğraflar: Fethi Karaduman