Oscar Wilde’ın kaldığı “Reading” hapishanesindeki hücre kapısı, Tate Kuir (queer) sanat kutlamasında bu hafta sergilenecek. İngiliz Tate Kuir Sanat Sergisi, eşcinselliğin İngiltere’de ve Galler’de yasallaşmasının 50.yılı şerefine, Çarşamba günü ziyaretçilerine açılacak. Sergi, Oscar Wilde’ın kaldığı hücredeki kapının yanı sıra, eşcinselliğin yasak olduğu yıllar olan 1861-1967 yılları arasında yapılan “cinsellik” konulu sanat eserlerine de ev sahipliği …
Aşk Erotizm ve Eşcinsellik
Oscar Wilde’ın kaldığı “Reading” hapishanesindeki hücre kapısı, Tate Kuir (queer) sanat kutlamasında bu hafta sergilenecek.
İngiliz Tate Kuir Sanat Sergisi, eşcinselliğin İngiltere’de ve Galler’de yasallaşmasının 50.yılı şerefine, Çarşamba günü ziyaretçilerine açılacak.
Sergi, Oscar Wilde’ın kaldığı hücredeki kapının yanı sıra, eşcinselliğin yasak olduğu yıllar olan 1861-1967 yılları arasında yapılan “cinsellik” konulu sanat eserlerine de ev sahipliği yapacak.
Tate’in açıklamasına göre sergideki eserler, “eşcinsel”, “biseksüel” veya “lezbiyen” gibi terimlerin, toplum tarafından daha az tanındığı zamanlarda yapıldı.
Serginin merkezinde ise daha çok Oscar Wilde ile ilgili parçalar bulunuyor.
Önemli bir oyun yazarı ve şair olan Oscar Wilde’ın, serginin ana temelini oluşturmasının sebebi, o dönemde tartışılan cinsel yönelimi ve erkeklerle olan “münasebeti” sonrası, yasalara aykırı gelerek hapse atılmasıdır.
Wilde’ın hapishanede kaldığı süreçte yazdığı “Reading Hapishanesi Şiiri” hapishanede kaldığı süreçte yaşadığı şeyleri ve Wilde’ın duygu durumunu ele alıyor.
Oscar Wilde’ın hücre kapısının dışında, karısı tarafından hediye edilen Wilde’ın portresi de sergide gösterilecek.
Sergi, Henry Havelock Ellis gibi seksoloji uzmanlarının yaptığı işler üzerinden cinselliğin daha açık bir şekilde gösterildiği parçaları içeriyor. Aynı zamanda Oscar Wilde’ın ve Radclyffe Hall’un profilleri, sergide detaylı bir şekilde işleniyor. Oscar Wilde’ın kaldığı ünlü hücrenin kapısının yanı sıra, Radclyffe’in portresi ve Aubrey Beardsley tarafından çizilen erotik çizimler de sergide kendine yer buluyor.
1861 ile 1967 yıllarının içerdiği parçalar, çeşitli cinsellikleri ve cinsel kimlikleri tema olarak kullanıyor. Simeon Solomon tarafından çizilen “Sappho ve Erinna” adlı “aynı cinsiyet” konulu sanat eseri de sergi de gösterilecek.
1967’den önceki mahkeme salonunun kasvetli görünümüne rağmen, kuir (queer) kültür tiyatro biçimi de, İngiliz halkı tarafından benimsendi.“
Serginin genel olayı, Bloomsbury’nin cinselliğe karşı sergilediği bohem tavrı, kendi modern sanat eserlerine yansıtmasıdır. Serginin diğer bir kısmında ise Duncan Grant ve Ethel Walker tarafından yapılan, “aşıklar” konulu eserler yer alacak.
1920’lerden itibaren Jimmy Slater’in “Perfect Lady” adlı eserinde giyilen pembe bir peruğun yanı sıra, “Burlington Bertie” karakterini oynayan Vesta Tilley gibi, diğer tiyatro sanatçılarının kartları da sergide görebilecekleriniz arasında.