Neden apolitizm? Tamam siyasette out LGBTİ temsilciler, başkanlar, vekiller şimdinin yeni diye sunulan Türkiye’sinde görül(e)mese de yepyeni Türkiye’de alenen biliniyor ve görülüyor olacaklar, üstelik hiç de uzak bir tarihte değil. Ancak ne var ki; temsil edilenler 1980 kuşağı sonrası apolitize edilmiş, bugünün yetişkin “bilinçli seçmeni” politik tavır değişikliğine gider mi? “Politik” sözcüğü sadece trans cinayetlerinde […]Devamını oku
Bir süredir mısıra mı para veriyoruz (ki yanımda çatır çutur yenmesinden hiç haz etmem) yoksa filme mi diye kasıp kavurdu ortalığı Cem Yılmaz ile başlayan sinematik madilik. Orta yaş ve üzeri insanlar Facebook’ta Yılmaz Özdil ve okey-tavla rutinlerine devam ederken bir grup aktivist genç, bu madiliği fırsat bilip topa tuttu önce Cem Yılmaz’ı, akabinde gereksiz […]Devamını oku
Dünya cinsiyetsizliğe doğru koştura dursun, sürpriz yumurtadan çıkan oyuncakları bile hala kız-erkek diye ayırıyor bazı heteronormatif kafalar. Eminem’in bile kendi kuirliği ile barıştığı bir çağda 2019, umarım bağnaz çıkışlar, birbirine fobilenen LGBTİ’ler ve nefret söylemleri ile gelip geçmez. 2018’de LGBTİ’lerin mainstream* (ana akım demekten nefret ediyorum) medya ve sosyal medya araçları üzerinden kendilerini olabildiğince görünür […]Devamını oku
İntizar ile başlayan ünlülerin out olma (açılma) ifşaları, Sıla-Ahmet Kural vakasıyla başka bir şekle büründü. Olayda ismi geçen ve aleni arkadaşlığı bir süre önce aşikar olan Ziynet Sali, bu vakada ismi geçince küstü, evine çekildi. Akabinde ise kolunun geçen yıl Sıla tarafından kırıldığı haberleri çıktı. 2000’lerde Hollywood ve İskandinav’da başlayan ünlülerin ‘açılma’ fırtınası er ya da […]Devamını oku
Haber merkezinde çalışırken gündem toplantılarında çömez bir haberci imajı sergilemeyeyim diye bir ihbarı ya da bir haber olgusunu iki kez sorgulamadan (double check) müdürlere sunmak ancak bir ahmağın yapacağı işti. Utanırdık ve o dönem utanan insanların yüzleri kızarabiliyordu. Uzun zamandır sabahları erken uyandığım için günlük rutinlerimi tamamladıktan sonra taraflı haber havuzundan magazinlere atlıyorum. Bir süredir […]Devamını oku
Otostopla yoldan beni ve arkadaşımı arabasına alan İstanbullu adamdan birkaç gün sonra arkadaşıma bir mesaj geldi. “Senin çevren geniştir. İddia, bahis vb sitelerde oyun oynayan, kazanan tanıdıklarınız var mı?” Pardon?!!! Hayır, iddia falan bir de! Yani konu başlığını kes! Yuh! Futbol ve biz yani. Hani sineğin bu kadar da yağı sıkılmamalı diye düşünüyorum. Durdum durdum […]Devamını oku
Spoiler içerir Serinin üçlemesini de okuduysanız zaten ileri seviyede bir Grinin 50 Tonu fanısınız demektir. Serinin ilk filmi Grinin 50 Tonu, iki yıl önce yine bu zamanlar vizyona girmişti. İkinci film Karanlığın 50 Tonu ise bugünlerde seyircisiyle buluştu. Elbette vizyon tanıtım bülteni yazmayacağım. İlk kitabı okumuş, iki filmi izlemiş biri olarak nedir benim kanıma giremeyen, nedir bu milleti […]Devamını oku
Bugüne kadar yazmadığım konu neredeyse kalmadı. Havuz medyası emekliliğimden sonra disipline girmiş biri olarak internetten hepsini çıkarabilirsiniz. Bir dönemin çok tık alan eğlenceli sitelerinden birkaç ana akım gazeteye, bir alışveriş sitesi magazininden, bağımsız haber portallarına kadar pek çok yerde bilimsel olmayan makalelerim yayımlandı. Bu kadar ego yeter! Bildiklerimi, hali hazırda sayısı memlekette giderek azalan okur-yazarla […]Devamını oku