Burcu Esmersoy: Gay Barlar Hala Çok Eğlendiğim Mekanlar

Burcu Esmersoy, hepimizin hayalindeki androjen, cinsiyetsiz bir güzelliğe sahip, erkek duruşlu bir kadın, yaşlandıkça güzelleşen ve hatta asla yaşlanmayan, Burcu Esmersoy’la eşcinsellerin hayatına yön veren 10 kadın röportajı kapsamında buluştuk, konuştuk, bakalım Burcu Esmersoy neler diyecek; Öncelikle Burcu Esmersoy’dan başlayalım, Survivor, CNN Türk’te spor departmanı dış editörlüğü, Formula 1 yarışlarını tutkuyla takip, Popstar, Ver Fırına …

Burcu Esmersoy, hepimizin hayalindeki androjen, cinsiyetsiz bir güzelliğe sahip, erkek duruşlu bir kadın, yaşlandıkça güzelleşen ve hatta asla yaşlanmayan, Burcu Esmersoy’la eşcinsellerin hayatına yön veren 10 kadın röportajı kapsamında buluştuk, konuştuk, bakalım Burcu Esmersoy neler diyecek;

Öncelikle Burcu Esmersoy’dan başlayalım, Survivor, CNN Türk’te spor departmanı dış editörlüğü, Formula 1 yarışlarını tutkuyla takip, Popstar, Ver Fırına derken gerçekten çok yoğun bir hayat tarzı görünebiliyor, peki bunca şeyin dışında Burcu Esmersoy sosyal hayatta kendisini nasıl konumlandırıyor?

Sosyal hayatım olsa kendimi bir yerlere konumlandıracağım ama biraz fazla çalışıyorum galiba ama sosyalleştiğim zamanlarda neler yaptığımı sorarsanız arkadaşlarımla gercekten güzel, uzun yemekler yiyip keyifli sohbetler yapmayı, rahatça ve umarsızca dans edebileceğim mekanlara gitmeyi seviyor ve tercih ediyorum. Sosyal bir kelebek değilim ama sosyalleştiğimde ışıldayan bir prensesim diyebilirim.

Bu androjen duruşunuz, erkeksi güzelliğiniz ve yaşlanmayan haliniz eşcinsel camiasındaki pek çok kişi tarafından hayranlık uyandırıyor, peki sizin eşcinsel camiayla iletişiminiz nasıl?

İlk önce ilk satırlardaki iltifatlar için çok teşekkür ederim. Sorunun cevabı ise ayrımlara, ayrılıklara farklılıklara inanmam ben, herkesle herşeyi konuşabilir paylaşabilir yaşayabilirim. Sayısız gey arkadaşım var, hepsiyle farklı paylaşımlarım, anılarım, hikayelerim, keyiflerim var. Arkadaşlarımı seçerken onların cinsel yönelimleriyle değil insanlıklarıyla değerlediriyorum. Ama gey arkadaşlarımın korumacı ve benimseyici tavrı elbette çok farklı. Beni “Burcu” olarak sevdiklerini o kadar güzel hissettiriyorlar ki onların yanında çok huzurlu ve rahatım.

Dans etmeyi çok sevdiğinizi ve Dennis Ferrer’e bayıldığınızı biliyoruz, dans ve eğlence deyince yine eşcinseller geliyor akla ilk olarak, peki siz hiç eşcinsel kulüplerinde bulundunuz mu? Geylerin eğlenceyi ateşleme potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sondan başlayalım, bence eğlence zaten geylerin tekelinde. adı üstünde bir kere ve evet tabi ki genelde en cok eğlendiğim mekanlar tarihine bakarsak 14-19-20 ile baslayan bir gece hayatı başlangıcım var. Love, XLarge en çok eğlendiğim mekanlar hala.

Birçok gey ikonu şarkıcı var hem Türkiye’de hem Dünya’da, Türkiye’den Hande Yener ve Ajda Pekkan’ı örnek gösterebilecekken, dünyadan Madonna’dan başlayıp Kylie Minogue’a kadar pek çok isim var, sizin de aslında bu isimlerle ortak yanınız eski sevgilisini kazımayan, her zaman güçlü ve genç bir dış görünümünüz var, kendileri hali hazırda ayrımcılığa uğrayan ve pek çok saldırıya maruz kalan eşcinseller bu yüzden sizden etkileniyor olabilirler mi?

Umarım öyledir. Daha önce soylediğim gibi hayatın her alanında ayrımcılığa karşıyım. Bu halim ve tavrım herkese adil ve eşit davranılması gerektiğine olan inancım çok belli oluyor sanırım. Bunun yanında tabi ki dediğiniz gibi kendi ayakları üzerinde duran, sert bazen erkeksi olan havamın da bunda etkisi var sanırım.

 

Sevginin cinsiyeti olmaz. Evladınızı seçemezsiniz, çocuklar da ebeveynlerini seçemez. Dolayısıyla kayıtsız şartsız birbirini sevmek diye birşey varsa bu sadece anne, baba ve çocuklar arasında olmalı.

 

Anne, babası olmadan büyümüş bir çocuk olarak biliyorsunuz ki Türkiye’de hala pek çok eşcinsel ailelerine açılmakta zorluk yaşıyorlar, söylediklerindeyse de pek çok tepkiyle karşılaşıyorlar siz bir kadın olarak çocuğunuz eşcinsel olsa tavrınız nasıl olurdu ve çocuğunun eşcinsel olduğunu öğrenen ailelere neler öneriyorsunuz?

Sevginin cinsiyeti olmaz. Evladınızı seçemezsiniz, çocuklar da ebeveynlerini seçemez. Dolayısıyla kayıtsız şartsız birbirini sevmek diye birşey varsa bu sadece anne-baba ve çocuklar arasında olmalı. Öyle bir dünya düşünün ki anne-babalar canlarından değerli çocuklarını cinsel yönelimleri ya da cinsiyet kimlikleri sebebiyle dışlıyor, yok sayıyor ve hatta öldürüyor.

Bu hiçbir inanışta, hiçbir vicdan da kabul edilemez. Aile ve çocuk arasındaki tek bağ sevgi olmalı. Ve bizim gibi ataerkil toplumlarda dahi sevgi her zorluğu yenebilecek tek şey. Çocuğunun eşcinsel olduğunu öğrenen ailenin yapması gereken tek şey onun kendi evladı olduğunu unutmaması ve hayattaki en temel hakkının özgürce yaşamak olduğunu kabullenmesi.

Avrupa ve Amerika’da pek çok sporcu eşcinselliğini açıkladı, zaman zaman bunları yabancı haber sitelerinde görüyoruz ya da spor programlarında da NTV Spor programında bu tip haberlerden bahsetmeyi düşündünüz mü hiç?

Bu haberleri işliyoruz zaten, yani TV dilinde söylersek “görüyoruz” ama ayrıca bir program hiç yapmadık.
Sizce Türkiye’de de futbol ya da başka spor alanlarında eşcinsellerin kendilerini açıklaması neleri değiştirir?

Sorun olabilir, pek çok kesim buna henüz hazır değil korkarım, futbol çoook erkek oyunu kabul ediliyor mesela veya voleybol kadınlara daha çok yakışıyor diyoruz; bunu biz bile yapıyoruz ama sanirim bunlardan öte geç kalınmış bir açıklama daha çok hayal kırıklığı veya kandırılma hissi yaratacağından tepki görecektir; bunun dışında bir sorun görmüyorum.

Birçok ünlü yurtdışında eşcinsellerle ilgili projelerde gönüllü olarak yer alıyorlar, örneğin Brad Pitt Amerika’da okullarda genç eşcinsel öğrencilere yapılan ayrımcılığa karşı “It Gets Better” projesine destek vermişti, siz de böyle projelerde yer almak ister misiniz?

Tabi ki neden olmasın, gurur duyarım.

Türkiye’de sizi takip eden ve aranızda özel bir bağ olduğunu düşünen eşcinsel takipçilerinize iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Hiçbirşeyin sizi yıldırmasına izin vermeyin, duygularınızı düşüncelerinizi bütün açıklığıyla ve korkusuzca söyleyin, belirtin, sizi siz yapan duygusal zekanızın ve estetik zevkinizin avantajlarını sonuna kadar kullanın. Hep sağolun, hep varolun…

Röportaj: Fatih Kocatürk

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir