Disney Karakterleri Transseksüel Olarak Yeniden Hayat Buldu

Disney izleyerek büyüyen ve karakterlerin yaşadıkları değişimleri ve özgürlüklerini hep hayranlıkla seyreden New Yorklu bir sanat yönetmeni, bir an durdu ve çizgi filmlerde neden hiç transseksüel karakter olmadığını merak etti. Sanatçı bu sebeple Aşil, Pinokyo, Prenses Ariel, Prenses Jasmine ve Tiana gibi klasik karakterlere değişik bir formatta yeniden hayat vermeye karar verdi.

%CODE1%

‘Neden kadın olarak kalamıyorsun ki?’ diye sorduklarında onlara böyle bakıyorum. Dünyaya gelirken hangi bedende olacağını seçemiyorsun ama ömrünü hangi bedende sürdürebileceğine sen karar verebilirsin, yani hayatının her günü sana kendin olma imkanı tanıyan bedeni.

Bored Panda’da paylaştığı bir gönderide sanatçı şöyle yazmış: “Büyüdüğüm zaman fark ettim ki çizgi filmlerde bir kategoriye hiç yer verilmiyor: transseksüel insanlar.”  

“Disney’in sürekli üzerinde durduğu aşkı arama, özgürlük ve dönüşüm gibi konuları dünyadaki herkesten iyi anlayabilen insanlar bunlar.”

“Bu yüzden ben de kendime şunu sordum: En çok bildiğimiz hikayeler, birer transseksüellik hikayesi olsalardı nasıl olurlardı? Kahramanlar, güçlerini ve takipçilerini LGBT bireyler hakkındaki önyargıları ve tabuları yıkmak için kullansalardı mesela?”

Eğer cinsel yönelimini ve seni sen yapan asıl cinsiyeti açıkça dile getiremiyorsan yalancının birisin.

“Gün boyunca aklımdaki bu fikri gerçekleştirebilmek umuduyla, fotoşop ve çizim tableti gibi üzerinde çalıştığım her şeyden yararlanıyorum. Ya da en azından buz dağının görünen kısmını kırabilmek için.” diye devam ediyor sanatçı paylaşımında.

Dürüst olmak gerekirse bence gerçek canavarlar, sizin sahip olmayı seçtiğiniz vücut hakkında ahkam kesen insanlardır.

O kız bir insandı. O çocuk da bir insan, hiçbir akıl hastalığının ürünü de değil. Çocuk, kız ömür boyu gülümseyebilsin diye dünyaya geldi.

Güç yalnızca vücudunuzda mevcut değildir. Kişiliğiniz de size güç verir.