Eşcinsel İmam: İslam LGBTİ+ Karşıtı Değil

Benim adım Ludovic-Mohamed Zahed ve Avrupa'daki ilk açık eşcinsel imamım. Büyüdüğüm Cezayir'deki ailem muhafazakar ama Müslüman olan ebeveynlerim bir şekilde daha liberal. Bana İslam'ın dini dogmalardan çok maneviyat olduğunu öğrettiler. Cezayir'den temelli ayrıldığımda yıl 1997'ydi. 17 yaşındaydım. Marsilya'da yaşamak ve birkaç yıl Paris'te okumak, artık faşist ve ataerkil bir "hukuk" olarak değil, bir yaşam felsefesi …

Benim adım Ludovic-Mohamed Zahed ve Avrupa’daki ilk açık eşcinsel imamım.

Büyüdüğüm Cezayir’deki ailem muhafazakar ama Müslüman olan ebeveynlerim bir şekilde daha liberal. Bana İslam’ın dini dogmalardan çok maneviyat olduğunu öğrettiler.

Cezayir’den temelli ayrıldığımda yıl 1997’ydi. 17 yaşındaydım. Marsilya’da yaşamak ve birkaç yıl Paris’te okumak, artık faşist ve ataerkil bir “hukuk” olarak değil, bir yaşam felsefesi olarak gördüğüm kültür ve dinle ilişki açısından etik ufkumu genişletmeme izin verdi.

Le Coran et la Chair kitabımda “çok utangaç” bir çocuk olduğumdan, ailemin kötü yorumlar yapmasına ve erkekliğimi eleştirmesine yol açtığımdan bahsediyorum. Ama özellikle daha geniş ailemi ilgilendiren şeylerde daha zordu. Hatta bir kişi fiziksel olarak taciz etmeye çalıştı. Bu yüzden 21 yaşında açılmaya karar verdim.

2012 yılında Paris’te herhangi bir ayrım gözetmeksizin herkesi topluluğumuza dahil etmek için Avrupa’nın ilk kapsayıcı camisini kurdum. Ama bugün, Tanrı’ya şükür, siyasi olarak mümkün olduğunda dünyanın her yerinde aşağı yukarı her yerde ortaya çıkan birkaç benzer topluluk var. Bugün, Marsilya şehir merkezindeki CALEM enstitüsünde, herkesi dualarına dahil etmeleri için her yıl daha fazla kapsayıcı imam – LGBTİ+ olanlar da dahil olmak üzere kadın ve erkek – eğitiyoruz.

Eşcinselliğe gelince, insanlar eski Mezopotamya’da, Suriye ve Irak’ta Sodom ve Gomore’ye işaret ediyor. Tarihçi Herodot’a göre, bu yerlerin insanları, dinlerinin çok şiddetli bir temsili olan bir aşk ve savaş tanrıçasına tapıyorlardı. Oğullarının ve kızlarının bekaretlerini ve cinselliklerini ekinleri gübrelemek için sundular: sebzeler, meyveler vb.

O zamanlarda, bazı ataerkil rahipler, güçlerini insanların kimliklerini kontrol etmek için kullandılar. Sodom ve Gomore’nin gerçek insanları eşcinsel değildi. Erkekler, kadınlar ve çocuklar kurban edildi.

Kuran’da önemli bir ayet vardır: Allah, Sodom ve Gomorelilerle meleklerin ağzından konuşuyor. Kuran’da eşcinselliğe atıfta bulunulmaz; bunun yerine bir ideoloji adına erkek, kadın ve çocukların tecavüzünden bahseder. Bugün bazı gaddar ve LGBTİ+ karşıtı Müslüman liderlerin İslam adına karıştırdıkları şey budur.

Kur’an ve Hadis’in eşcinsellik konusundaki duruşu, çoğu Müslüman’ın düşündüğünden çok daha karmaşıktır. Peygamber’in sahabeleri arasında, bazen hadım veya “hermafrodit” (kullanılmaması gereken damgalayıcı bir terim) olarak yanlış tercüme edilen bir grup insan olan “mukhannathun” da vardı. Sahabelerin birçoğunun “mukhannathun”dan şiddetle hoşlanmadığı açık olmasına rağmen, Peygamber en az birini linç kalabalığından korumuştur.

Peygamber sadece onlara müsamaha göstermekle kalmamış, Kuran’dan bir ayete dayanarak evinde bir “mukhannathun” kullanmıştır. Peygamber öldükten sonra, Medine hayatında ve kültüründe birçok “mukhannathun” önemli roller oynadı. Peygamber’in bazı sahabelerin ısrarlarına rağmen ortadan kaldırmayı reddettiği “muhannetler” bugün hala Müslüman ülkelerde varlığını sürdürmektedir.

Bu gerçekten evrensel ve güçlendirici paradigma, geçen yıl Amsterdam University Press ile yayınlanan en son yayınımız olan Homosexuality, Transidentity and Islam’ın temelidir. Mirasımıza daha dikkatli bakan bu radikal kesişimsel çalışmalar zorunludur, çünkü bilginin hepimizi özgür kılacağına gerçekten inanıyorum.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir