İzlenmesi gereken 20 LGBT Temalı Film

Hedwig and the Angry Inch Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünen Berlin'de Doğu tarafında yaşayan Hansel büyük umutları ve hayalleri olan bir gençtir. Bölgede görev yapan yabancı bir askere aşık olur ve aşkıyla evlenebilmek uğruna cinsiyet değiştirmeyi kabul eder. Gelişen olaylar umutlarını sarsar ancak Hansel -cinsiyet değiştirdikten sonraki ismiyle Hedwig- sabreder. Çok değerli bestelerinin …

Hedwig and the Angry Inch

MV5BMjE1NTIxNzQ5NF5BMl5BanBnXkFtZTYwMDMzODA5._V1._CR0,1,265,404__SX1853_SY841_

Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölünen Berlin’de Doğu tarafında yaşayan Hansel büyük umutları ve hayalleri olan bir gençtir. Bölgede görev yapan yabancı bir askere aşık olur ve aşkıyla evlenebilmek uğruna cinsiyet değiştirmeyi kabul eder. Gelişen olaylar umutlarını sarsar ancak Hansel -cinsiyet değiştirdikten sonraki ismiyle Hedwig- sabreder.

Çok değerli bestelerinin çalınması, hatta çalan Tommy’nin ünlü bir yıldız olma yolunda emin adımlarla ilerlemesi sizi izlerken sinirden delirtebilir. John Cameron Mitchell filmin hem yönetmenliğini hem de başrolünü üstleniyor.

Zenne

Zenne_Dancer

Film üç unutulmaz karakterin çevresinde dönüyor; Doğulu muhafazakâr bir ailenin çocuğu olan Ahmet, cinsel kimliğini saklamadan zennelik yapan Can ve Almanfotoğrafçı Daniel. Birbirinden farklı hayatlara sahip ancak, kesişen çizgilerde buluşan karakterlerimizin yer aldığı film “askerlik” gerçeğine parmak basıyor.

Gerçek bir hikayeden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda M. Caner Alper, Mehmet Binay’ı görüyoruz.

Blue is the Warmest Colour – Mavi En Sıcak Renktir

MV5BMTQ5NTg5ODk4OV5BMl5BanBnXkFtZTgwODc4MTMzMDE@._V1__SX1853_SY841_

Geçtiğimiz yıla damgasını vuran filmlerden biri “Blue is the Warmest Colour”. Abdellatif Kechiche tarafından yönetilen filmin başrollerini Léa Seydoux, Adèle Exarchopoulos ve Catherine Salée paylaşıyor. Film eşcinselliği keşfediş, tutku dolu bir aşk ve bol ağlamalı dakikalar barındırıyor.

Persona

persona1

Dönemin en gözde tiyatro oyuncusu, güzeller güzeli Elisabeth Vogler, önemli bir piyes sırasında aniden susar ve böylece enteresan hikayemiz başlar. Birdaha konuşmayan Vogler, en son çare olarak bir kliniğe kapatılır. Genç hemşire Alma kendisiyle ilgilenmeye başlar ve uzun uzun hayat hikayesini anlatır.

Ingmar Bergman kült filmi “Persona” ile bizi herzamanki gibi şaşırtmayı başarıyor.

Heavenly Creatures – Cennet Yaratıkları

220px-Heavenly_Creatures_Poster

Peter Jackson yönetmenliğindeki dehşet verici film, iki genç kızın fantezi dolu yaşamını konu alıyor. Aralarındaki tuaf ilişkiden korkan aileleri onların daha fazla bir arada olmalarını istemez. Müzik, sanat ve edebiyata takmış ve bu alanlarda birbirlerini tamamlayan ikili aralarındaki büyülü ilişki uğruna tahmin edilemeyecek şeyleri göze alırlar.

Daha fazla bilgi vermeyelim ve gerçek hikayeden uyarlanan bu filmi izleyin diyelim.

Les Amours -Hayali Aşklar

Les-Amours-imaginaires

İlk uzun metrajlı sinema filmi “Annemi Öldürdüm”den sonra kendi yazıp-yönettiği ve başrolünde oynadığı bir film ile karşımıza çıkıyor; Xavier Dolan. Yalnızlık, tutku, ilişkiler ve zayıflık filmin ana konuları. Yakın iki arkadaş olan Marie ve Francis yeni tanıştıkları Nicolas’ın cazibesine kapılıp giderler. Haklılar o cazibeye kim, nasıl kapılmaz?

Sonrasında gelişen olaylar iki arkadaşın rekabetini ve aşk karşısında savunmasız hallerini gözler önüne seriyor.

Beyond The Hills – Tepelerin Ardında

220px-Beyond_the_Hills

Devotee Voichita ve Aline çocuklarını aynı yetimhanede geçirmiş iki çocukluk arkadaşıdır. Yetimhane sonrasında yolları ayrılan iki arkadaş, Voichita’nın yaşadığı depresyon ve yalnızlık hissinden sonra Aline’i görmek için Romanya’ya gitmesiyle yeniden karşılaşırlar.

Devotee, Alina’yı alıp manastıra geri döner ancak bu geri dönüşten sonra beklenmeyen olaylar gelişmeye başlar. Cristian Mungiu’nun biraz kasvetli görünen filmi, mutlaka izlenilmesi gerekenler listemizde yerini aldı.

Milk – Süt

Milk_film_posteri

 

Film, gey hakları konusunda bir idol olan Harvey Milk’in yaşamını konu alıyor. Amerika’da eşcinselliğini saklamadan bir devlet kadrosunda üst düzey yöneticiliğe seçilen ilk kişi olan Milk, kısa sürede Amerikalıların kahramanı olur. Birçok kesimin hakkını koruyan ve savunan Milk’in hikayesini konu alan film, tam bir başkaldırı örneği. Sean Penn başrolde olduğu filmi eğer izlemediyseniz, bir an önce arşivinize ekleyin deriz.

Mine Vaganti / Serseri Mayınlar

mine

Ve işte bir Ferzan Özpetek filmi. Film; İtalya‘nın güneyinde bir makarna fabrikasının sahibi olan, burjuvaziye mensup oldukça varlıklı bir ailenin ekseninde akıyor. Film, eşcinsellik itirafları ve bunlar karşısındaki tepkileri konu alıyor.

Little Ashes / Küçük Küller

220px-LittleAshes_poster

Salvador Dali hayranları koşun! Filmimiz zamanın İspanya’sını, sansürcülüğünü ve bunların neticesinde gelişen buhranlı dönemi konu alıyor. Filmin temel konusu Salvador Dali, Federico García Lorca ve Luis Buñuel’un gençlik dönemlerini, dostluklarını, farklı yönden ilişkilerini ve kendi dallarında bir ressam, bir şair ve bir yönetmen olarak yükselişlerini konu alıyor.

Lorca ve Dali’nin tutkulu aşkı izlemeye değer doğrusu. Sanat dolu bir filme ihtiyacınız varsa doğru yerdesiniz.

Not: Filmde Dali karakterinde yakışıklı vampirimiz Robert Pattinson’ı izliyoruz.

Monster – Cani

220px-Monster_film_poster

Amerika’nın ilk seri katili Aileen Wuornos’un hikayesini konu alan filmimiz itiraf etmeliyiz ki biraz korkunç. Zorlu bir çocukluk geçiren Wuornos, 13 yaşında hayat kadınlığına başlar. Geçimini hayat kadınlığı ile sürdüren karakter zamanla müşterilerini öldürerek geçimini sağlamaya devam eder. Selby adında lezbiyen bir sevgilisi olur. Enteresan hikaye bakış açınızı değiştirmekte etkili olabilir.

Brokeback Mountain – Brokeback Dağı

220px-Brokeback_mountain-1

Ünlü Tayvanlı yönetmen Ang Lee’nin E. Annie Proulx’un meşhur hikayesinden uyarladığı film, sarsıcı bir aşk hikayesini konu alıyor. Hikayemizin baş kahramanları bir çiftçi ve bir kovboy. Yolları Brokeback Dağı’nda kesişen ikili, zamanla tüm vakitlerini birlikte geçirmeye başlar ve duygusal bir ilişkiye yelken açarlar.

Filmde bol bol ağlayacağınızı şimdiden söyleyelim. Ang Lee yönetmenliğinde romantik bir dram olan filmi listenize dahil etmenizi öneririz.

220px-A_Single_Man

Filmin yönetmenliğini dünyaca ünlü moda tasarımcısı Tom Ford üstleniyor, etkisini filmde hissettirmediğini söylemek yalan olacaktır. Film Christopher Isherwood’un aynı adlı romanından uyarlama.

Hikayede orta yaşlı, eşcinsel bir İngilizce öğretmeninin uzun yıllar birlikte olduğu sevgilisinin ölümünün ardından yaşadığı bir gün anlatılıyor. Sabrederseniz izlediğinize memnun kalacağınız bir film kendisi.

All About My Mother – Annem Hakkında Her Şey

215px-All_about_my_mother
Afişi ile hafızalarımıza kazınan film. Madrid’te yaşayan yalnız bir anne olan Manuela, henüz 17 yaşındaki oğlunu, doğumgününde kaybeder. Bu acı ölümün ardından günlüğünü okuyarak oğlunun en büyük isteğinin babasını bulmak olduğunu öğrenir.Barcelona‘ya gidip oğlunun babasını aramaya karar verir. Ve sizi oturduğunuz koltuğa yapıştıracak bir hikaye başlar. Pedro Almodovar’ın efsane filmini henüz izlemediyseniz biran önce listenize eklemenizi öneririz.

Boys Don’t Cry – Erkekler Ağlamaz

Boys_Don't_Cry_afiş
Filmimizin kahramanı Brandon Teena’yı unutulmaz oyunculuğuyla Hilary Swank canlandırıyor. Film “cinsel kimlik değişimi”, “toplumun bunu kabullenememesi” gibi konular üzerine eğiliyor.Sarsıcı bir film olduğunu söylemek abartı olmayacaktır, Hilary Swank’a bir Oscar ödülü kazandıran filmin yönetmeni ise; Kimberly Peirce.

Go Fish

Gofish
1994 yapımı bir Rose Troche filmi. Guinevere Turner’ınn başrolde oldugu film ihtiraslı bir hikayeyi konu alıyor. Romantik komedi sınıfına da sokabileceğimiz film, enteresan bir tat arayanlar için birebir.

Weekend

MV5BMTU1MDY0ODIzMl5BMl5BanBnXkFtZTcwMzk2MjA0Ng@@._V1_UX182_CR0,0,182,268_AL_
Her şey bir ev partisiyle başlıyor. Partide bakışma oyununa tutulan Glen ve Russell’ın aralarında tutkulu bir aşk alevleniyor.Filmin başrollerinde Tom Cullen ve Chris New karşımıza çıkıyor. Filmin başarılı yönetmeni ise; Andrew Haigh.

Paris is Burning – Paris Yanıyor

PIB
Belgesel film severler sizleri böyle alalım. Filmin başrollerinde New York’un Afro-Amerikan, Latin, gey, ve transseksüel komüniteleri yer alıyor. Irk, sınıf, cinsiyet ve seksüalite kavramlarını sorgulayan filmin yönetmen koltuğunda Jennie Livingston’u görüyoruz.

The Birdcage – Kuş Kafesi

birdcage
Filmimiz homoseksüel bir kabare sahibi ve sergilemeyi planladığı sansasyonel oyunu konu alıyor. Toplumun ahlakçılığına karşı çığır açıcı bir yaklaşım olarak değerlendirebileceğimiz “The Birdcage” tekrar tekrar izlediğimiz filmler listemizin baştacı.Robin Williams, Gene Hackman ve Nathan Lane unutulmaz filmde oyunculuklarını konuşturuyorlar.

Philadelphia

11173851_ori
Eşcinsel olan başarılıi avukat Andrew Beckett, çalıştığı hukuk bürosunda AIDS olduğu fark edilince işten çıkarılır. Hukuk bürosuna dava açmaya hazırlanır. Başvurduğu avukatlarca bir süre reddedildikten sonra, en sonunda Joe Miller ile anlaşır.Homofobik ve Beckett’a karşı da önyargılı olan Miller, zor da olsa davayı kabul eder. Beckett sayesinde zamanla tabularını yıkar. Beckett ise hayatı, gururu ve hakları için kıyasıya bir mücadeleyi sürdürmeye tüm gücüyle hazırdır.
Kaynak: Onedio

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir