İzzet Çapa bu bayramın iki günü İstanbul sokaklarında taksi şoförlüğü yaptı ve yaşadıklarını Hürriyet gazetesine yazdı. İşte o köşeden trans melekleri'nden Yağmur'la olan konuşması: TRANS MELEKLER İŞ BAŞINDA "Tamam aşkım, Suriyelileri de yerleştirdim sen hiç merak etme. Onlarla birlikte toplam 15 kişi oldular. Yok yok, her şeyleri ayarlandı ama yine de bir sorun olursa ben …
İzzet Çapa’nın Taksisine Misafir Olan Yağmur
İzzet Çapa bu bayramın iki günü İstanbul sokaklarında taksi şoförlüğü yaptı ve yaşadıklarını Hürriyet gazetesine yazdı. İşte o köşeden trans melekleri’nden Yağmur’la olan konuşması:
TRANS MELEKLER İŞ BAŞINDA
“Tamam aşkım, Suriyelileri de yerleştirdim sen hiç merak etme. Onlarla birlikte toplam 15 kişi oldular. Yok yok, her şeyleri ayarlandı ama yine de bir sorun olursa ben sana haber veririm bebeğim. Evet, ben de yoldayım şimdi. Okey, öptüm çok!”
Belki de yıllarca takmayı hayal ettiği kocaman çantayı omzundan düşürmemeye çalışarak taksiye binerken, telefonun ucundaki arkadaşına işte bu cümleleri söylüyordu.
“Ay afedersiniz, Dolapdere lütfen.” “Tabii ki” dedim. Bir-iki dakika süren sessizlikten sonra “Ya çok pardon, konuşurken kulak misafiri oldum, Suriyeli mültecilere yardım mı ediyorsunuz, anlamadım” diye sordum. Ve başladı o an ilk defa duyduğum İstanbul LGBT’nin Trans Misafirhanesi projesini anlatmaya… Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelip maddi zorluklar nedeniyle kalacak yer bulamayan 12 LGBTİ bireyin Dolapdere’deki bir evde yaşamalarına imkan sağlıyorlarmış.
Tabii kendi aralarında topladıkları kaynaklar kısıtlı olduğu için, bu küçük evin şartlarını düzeltmek adına Trans Fashion Show diye bir de etkinlik düzenlemişler. Defilelerin bilet ve elbise satışları ile diğer aktivitelerden toplamda 50 bin liraya yakın bir para toplanmış: “Aslında o evi satın almak istiyorduk ama hedeflediğimiz rakama ulaşamayacağımızı anlayınca, alt katı da kiralayıp iki dairenin bir yıllık ücretini ödedik. Evin sobasından buzdolabına, perde hatta çarşaflara kadar her şeylerini tamamladık. Sonunda içimize sinen bir yer ortaya çıktı. Biliyor musunuz bazen başka ülkelerden bile gelen misafirlerimiz oluyor. Geçtiğimiz günlerde İranlı bir trans birey gelmişti, şimdi de sokakta kalan Suriyeli eşcinsellere bir süreliğine kapımızı açtık. Ben de onlarla tanışmaya gidiyorum.” Yağmur’un bunları anlatırkenki heyecanı görülmeye değerdi. “Valla ne yalan söyleyeyim, ilk kez duyuyorum” deyince “Amca biz kendimize Trans Melekler adını taktık” diye cevap verdi gülerek…
Misafirhanenin önüne geldiğimizde “İşte burası” deyip durmamı istedi. Parayı ödedikten sonra cüzdanını yerine koydu ve düşürmemeye dikkat ettiği çantasını omzuna takıp yüksek ökçeli stilettolarıyla taksiden indi…
İstanbul sokaklarında direksiyon salladığım iki gün, bana sekiz yıl süren üniversite hayatımdan çok daha fazlasını göstermişti. Bir kez daha anladım ki, bir ülkenin, bir şehrin nabzı sırça köşklerde oturarak değil, sokaklara çıkıp insanların arasına karışarak tutulabiliyor. Önümüz seçimler, bunu bütün politikacılara da tavsiye ederim. Tekrar iyi bayramlar…
Yazının tamamını okumak isterseniz linki burada.