Tarih ünlüler ve cinsel yaşamları hakkında spekülasyonlarla dolu. Gay olmak 30 yıl önce de olağanüstü bir cesaret gerektiren ve yaşamın gidişatını tümden değiştiren bir şeydi, hala da öyle. Şimdiki zamanın farkı insanlar birbirine karşı hoşgörülü olmazsa yasalar insanları hoşgörülü olmaya zorluyor (en azından bazı ülkelerde). Bu listede tarihin cinsel yönelimleri üzerine çeşitli söylentiler üretilen güçlü …
Lezbiyen ya da Biseksüel Olması Muhtemel 5 Kadın
Tarih ünlüler ve cinsel yaşamları hakkında spekülasyonlarla dolu. Gay olmak 30 yıl önce de olağanüstü bir cesaret gerektiren ve yaşamın gidişatını tümden değiştiren bir şeydi, hala da öyle. Şimdiki zamanın farkı insanlar birbirine karşı hoşgörülü olmazsa yasalar insanları hoşgörülü olmaya zorluyor (en azından bazı ülkelerde).
Bu listede tarihin cinsel yönelimleri üzerine çeşitli söylentiler üretilen güçlü kadınları derleyeceğiz.
1- Eleanor Roosevelt
Amerika Birleşik Devletleri’nin kötü şöhrete sahip eski bir first lady’si. O dönem iki kadının aynı evi paylaşması ve maddi yönden erkeklere bağımlı olmamasını tanımlanan “Boston Marriage” (Boston Evliliği) yaşamasıyla gündeme gelmişti. Lorena Hitchcock ile oldukça “yakın” bir ilişkisi olan Roosevelt’in ölümünden sonra bu ilişkinin ayrıntıları ortaya çıktı. Hitckok’la mektuplarının bir çoğu daha sonra yok edilse de yok edilmeyenler bile ilişkinin ne boyutlara vardığını göstermeye yetiyordu. Hatta bu ilişki üzerine birçok kitap bile yazıldı.
“Kollarımı sana dolamak istiyorum ve seni ağzının kenarından öpmek istiyorum”, “Seni öpemiyorum ama fotoğrafını öpüyorum. İyi geceler ve günaydın.” gibi ifadeler gerçeği açıkça ortaya koyuyor.
Eleanor Roosevelt sıkı bir feminist ve politik meselelere dahil olan oldukça etkili bir first lady idi. Açık lezbiyenlerle arkadaş olduğu da biliniyor.
2- Marie Antoinette
Tarihin en ünlü kadın Fransız kraliyet mensubu “Madame Deficit” skandallarla dolu bir hayat yaşadı.
İnsanlar ondan nefret etmeyi çok sevdi, krallığı el altından idare etmesinden Fransız Devrimi’ne kadar her şeyden onu suçladılar. “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözüyle ünlense de söyledikleri tam olarak böyle değildi.
O günlerde lezbiyenlik “Alman Ayıbı” olarak biliniyordu ve Avusturya prensesi popülaritesini kaybettikten sonra muhalefet tarafından iftiraya uğramıştı. Onu biseksüel olmakla (o zaman bu şekilde bir adlandırma yoktu) ve önüne gelenle yatmakla suçladılar. Buna örnek olarak da Thérèse de Lamballe ve Gabrielle de Polastron gibi saray eşrafından simalarla yakın münasebetini gösterdiler.
Bütün Fransa onu başka kadınlarla resmeden kitapçıklarla çalkalanıyordu ve halk bu yayınlarla olanlara ikna edilmişti. O zamanlarda magazin dergileri olmadığı için hanedan dedikoduları politik çizgisi olan borşürlerle iletiliyordu ve Marie Antoinette bu broşür ve kitapçıklarda işlenen başlıca temalardan biriydi.
3- Virginia Woolf
Ne zaman geliyor diyordunuz, biliyoruz. Sıra Virginia Woolf’ta.
Woolf hemcinsi olan yazar Vita Sackville-West ile 1922’e tanıştı ve çift kendilerini uzun yıllar sürecek olan romantik bir ilişkinin içinde buldu. Evet günümüzde internette her şeyi kanıtlayan ya da tersini iddia eden kaynaklar bulabilirsiniz. Ama Woolf’un biseksüelliğini inkar etmek neredeyse imkansız.
Vita ve kocası biseksüeldiler ve açık bir ilişkileri vardı. Virginia’nın kocasının da bu ilişkilenmeye onay vermesiyle iki kadın bir ilişkiye başladılar. Bu bir sır olarak kaldı. Nedeni ise utandıklarından değil Virginia’nın yayımcısı Bloomsbury’nin lezbiyenliğe karşı oldukça sert görüşlerinin olmasıydı. Bu sır Woolf’un kariyerine ve yazılarına oldukça katkıda bulundu.
4- Florence Nightingale
Florence Nightingale sıkı bir dindardı ve dini nedenlerle cinsel ilişkiden uzak duracağına yeminliydi. Nightingale’in lezbiyenliği %100 su götürmez bir gerçeklik olmasa da kendisini Tanrıya değil bir kadına bağladığına dair rivayetler de yok değil. Unutmayın, gay olmak için cinsel ilişkiye girmenize gerek yok, önemli olan hissettiğiniz.
Hikayeye göre Nightingale’in teyzesiyle “yakın” ilişkisi bazen “iki aşık gibi” olduklarına dair yorumlara yol açtı. Aradaki ensesti görmezden gelecek olursak Nightingale’in özleminin bir kadına olduğunu görebiliriz.
Yıllar sonra kuzenine yazdığı bir mektupta şunu diyordu:
“Hiç aşık olmadım ama bir insan benim için bir tutkuydu ve o oydu.”
Anılarında ise şöyle diyordu:
“İngiliz Kontesleriyle ve Prusyalı çiftçi kadınlarla yaşadım ve aynı yatakta uyudum. Hiçbir kadın başka bir kadına karşı böyle bir arzu duymamıştır.”
Yorum sizin.
5- Marilyn Monroe
Tarihin en büyük seks ikonlarından biri muhtemelen herkes bir bozuk paranın iki yarısını da denemiş olabileceğini düşünüyordur (metaforu anladınız). Tamam Monroe’nun gayliği kesin değil, ama bu konuda inanılmaz fazla spekülasyon dönüyor ve doğru olma ihtimalleri de oldukça yüksek.
Elizabeth Taylor, Joan Crawford, Barbara Stanwick ve Marlene Dietrich gibi dönemin ünlü simalarıyla hakkında dedikodular çıkan Monroe hakkında Jane Lawrance’ın yazdığı “My Little Secret” (Benim Küçük Sırrım) adlı kitapta bu durumlara oldukça değişik örnekler veriliyor.
E ayrıntıyı biz vermeyelim, siz biraz araştırın.