Los Vivancos Yeniden Türkiye’de

7 kardeşten oluşan flamenko grubu Los Vivancos, 31 Temmuz ve 1 Ağustos gecelerinde 13. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nde dev bir Hollywood prodüksiyonu ile sahne alıyor. Damarlarındaki Flamenko ateşini sahneye güçlü danslarıyla taşıyan yedi İspanyol kardeş Los Vivancos, 31 Temmuz ve 1 Ağustos geceleri 13.Uluslararası Bodrum Bale Festivali sahnesine geliyor. Gösterilerini dev bir Hollywood prodüksiyonu gibi …

ispanyol_flamenko_toplulugu_los_vivancos_turkiye7 kardeşten oluşan flamenko grubu Los Vivancos, 31 Temmuz ve 1 Ağustos gecelerinde 13. Uluslararası Bodrum Bale Festivali’nde dev bir Hollywood prodüksiyonu ile sahne alıyor.

Damarlarındaki Flamenko ateşini sahneye güçlü danslarıyla taşıyan yedi İspanyol kardeş Los Vivancos, 31 Temmuz ve 1 Ağustos geceleri 13.Uluslararası Bodrum Bale Festivali sahnesine geliyor. Gösterilerini dev bir Hollywood prodüksiyonu gibi sahneye taşıyan flamenko prensleri aynı babadan 7 yakışıklı erkek kardeş olarak Bodrum’un sıcak yaz akşamlarına Flamenko coşkusu ve estetiği katıyor olacak.

Dev flamenko gösterileri “Aeternum” ve onları tüm dünyaya tanıtan “7 Hermanos” gösterilerinin en iyi bölümlerini biraraya getirecek ekip, Flamenko dansçısı babaları Pedro’nun izinden aile geleneğini sürdürüyor. Los Vivancos, artık bir yaşam biçimine dönüşen flamenko ile sahnede devleşiyor. “Aeternum” gösterileri için Budapeşte Senfoni Orkestrası’nın kaydettiği senfonik müziklerle, “7 Hermanos” gösterilerinin yüksek enerjili rock müziklerini sahnede buluşturacak Vivancos, özellikle fiziksel olarak zorlayıcı hareketlerini büyüleyici bir estetikle sunuyor.

Kardeşlerden Josua Sayos, gösterilerinin epik havasını, birlikte çalıştıkları dev isimleri, dövüş sanatlarıyla tecrübelerinin sahnedeki duruşlarına nasıl yansıdığını ve güçlü danslarını anlatıyor. Los Vivancos, Bale Festivali’ni flamenko danslarıyla şenlendiriyor.

– İlk gösteriniz “7 Hermanos” ve “Aeternum” aynı sahnede buluşmuş oluyor; iki gösterinizi bizlere nasıl kıyaslarsınız?

Türkiye dahil olmak üzere, onlarca ülkede sahne aldık ve milyonlarca kişiye ulaşmış olduk, özellikle yaklaşık 6 yıldır yüzlerce gösteriye çıkmış olduk ve artık daha güçlü bir dansımız var. İlk gösteri bizim hikayemizi anlatıyor ve orijinal bir tarafı var ancak “Aeternum” çok daha çekici bir gösteri. Elbette her gösteride bir öncekine göre çok daha güçlü bir dans ortaya çıkıyor ve biz her iki gösterinin en iyi bölümlerini birleştirmiş oluyoruz…

100 MÜZİSYENLE KAYIT

– Sahnede senfonik müzik kayıtları size eşlik ediyor olacak; epik bir flamenko gösterisi izliyor olacağız diyebilir miyiz?

Los Vivancos’un müziklerinde işin yaratıcı tarafından en çok Judah sorumlu ama Aeternum için Fernando Valezquez’in müzik prodüksiyonu ve orkestra düzenlemeleri ayrıca olağanüstüydü ve 100’ü aşkın müzisyenle Budapeşte Senfoni Orkestrası ile kayıtlar gerçekleştirdik. Sahnede Aeternum’un epik havası yine olacak ve kesinlikle Hollywood filmi gibi bir flamenko hikayesi diyebiliriz.

– Sahnede zorlayıcı hareketlerinizin alt metinleri ve göndermeleri de var mı?

Son gösterimiz “Aeternum” doğaüstü olayları ve sınırlarını sorguluyordu ve tüm o fiziksel hareketlerle, sanat sonsuzluktur fikrinden yola çıkıyoruz. Sahnede yine koreografilerle ölümsüzlüğe ve sonsuzluğa göndermeler yapıyor olacağız.

– Tüm kardeşler dövüş sanatlarında ve klasik balede de flamenkoda olduğu kadar deneyimlisiniz, peki dövüş sanatları ve klasik balenin flamenko dansınıza sizce nasıl bir etkisi oluyor?

Dövüş sanatları deneyimimiz sayesinde sahnede çok güçlü bir dans ortaya çıkıyor. Klasik bale eğitimi de estetik için çok önemli ve bu gösteride dövüş sanatları da ince bir estetikle sahnede oluyor. Sahnede flamenko ile birlikte kung-fu ve hatta kick box bile var.

Los Vivancos grubu daha önce birkaç kez Türkiye’ye gelmişti

Ünlü İspanyol korku filmleri “Yetimhane” (El Orfanato) ve “Julia’nın Gözleri” (Los Ojos de Julia) için yaptığı müziklerle bilinen Fernando Valezquez’le de çalıştınız, peki gösterinize bir korku filmi atmosferi katmış oldu mu?

Zaten bizler de o ünlü korku filmi “El Orfanato” – Yetimhane’yi izledikten sonra, özellikle Fernando Valezquez ile çalışmak istedik. Gösterimizde hem Los Vivancos’un müzikleri var hem Valezquez’in müzikleri. Ancak bizim gösterimizde filmlerinde olduğu gibi korku ya da gerilim duygusundan çok epik bir film duygusu var, belki gösterideki senfonik müzikleri de düşünecek olursanız, daha çok “Karayip Korsanları” gibi büyük Hollywood prodüksiyonunu anımsatıyor diyebiliriz.

Kaynak: Yeni Asır

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir