Yıllardan 2008 ilk yılımızda online olarak yayınlanan GayMag için onca telaşe arasında Hande Yener'le röportaj ayarlamayı zar zor başarmıştık. Bunca süre içerisinde serverlarımızda meydana gelen saldırılar sonucu o zamanki veritabanımızı kaybettik ve akıllandığımız için artık herşeyi yedekliyoruz. Kendilerine Türkiye’nin ilk LGBT Magazin Dergisi adını veren arkadaşlar için eski röportajlarımızdan Hande Yener röportajını biraz nostalji olması …
Nostalji: “Gaylerle Aramızda Özel Bir Bağ Var”
Yıllardan 2008 ilk yılımızda online olarak yayınlanan GayMag için onca telaşe arasında Hande Yener’le röportaj ayarlamayı zar zor başarmıştık.
Bunca süre içerisinde serverlarımızda meydana gelen saldırılar sonucu o zamanki veritabanımızı kaybettik ve akıllandığımız için artık herşeyi yedekliyoruz.
Kendilerine Türkiye’nin ilk LGBT Magazin Dergisi adını veren arkadaşlar için eski röportajlarımızdan Hande Yener röportajını biraz nostalji olması amacıyla yayınlıyoruz. Hande’nin bu hallerinden artık eser kalmadığını biliyoruz ama biz O’nun o bizden halini çok özledik. Gelin röportajı birlikte okuyalım:
Tutuculuğa karşı olduğunu söyleyen ünlü şarkıcı, “Ben hiçbir varlığı ayırt etmediğim için her türlü tutuculuğa karşı birisiyim. Eşcinsellerin aynı bizler gibi kendilerini korumaları ve güçlü olmaları şart. Maalesef kimin kötü bir ruh taşıdığını bilebilmek bazen güç” diye konuştu.
Yeni albümüz üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. Peki, albümünüzle ilgili bize bir kaç ipucu verir misiniz?
Bunun sonucu sadece yaşayana kalır. Dinlemeniz lazım anlatmak sınırlayabilir…
Bütün dünyada dans ve elektronik müzik denince insanların aklına geyler geliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizin için geylere hitap ediyor olmak nasıl bir duygu?
Ben vizyonu geniş ve modern olan her insana saygı duyarım. Bu bende doğal bir sempati oluşturur. Aynı şeyi geylerin de hissettiğini düşünüyorum. Aramızda güzel bir bağ var. Ben yenilikçiyim. Elektronik müziğin de insan ruhuna iyi geldiği ispatlanmış. Bu duyguyu hep birlikte paylaşıyoruz. Dans da çok rahatlatan ve estetik bir durum… O nedenle bu detaylara düşkünlüğümüz, bizi birbirimize daha çok bağlıyor. Yok olmamı asla istemedikleri için beni destekliyorlar. Ben, beni seven, dinleyen ve özellikle de daha fazla ilerlememi isteyen herkese burdan çok teşekkür ediyorum…
Kaos GL’nin yapmış olduğu “Gay İkon”ları anketinde siz seçilmiştiniz. “Türkiye’nin Gay İkonu” olmak nasıl bir duygu?
Harika bir duygu, insana hakkının verilmesi… Bunu da böyle bir kitleden beklerdim zaten. Çünkü önyargı hâlâ medyamızda var, dinleyicide olmamasına rağmen.
Bu nedenle de beni yakın hissetmeniz, projelerimin ve benim bakış açımın oldukça anlaşıldığını hissettirdi. Bir kez daha gurur duydum kendimle… Umarım kurduğumuz bu güçlü dostluk faydalı işlere yarar.
Zaman zaman eşcinsellerle ilgili açıklamalar da yapıyorsunuz. Peki, eşcinsellerle iletişiminiz nasıl?
Elbetteki çok iyi. Aynı dilden konuştuğumuz çok şey olduğunu düşünüyorum. O yüzden iletişimim her zaman var ve bundan çok keyif alan, geylerden çok şey öğrenmiş birisiyim ben.
Türkiye’nin Eurovision şarkısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mor ve Ötesi’ne de başarılar diliyorum. Parçalarını çok beğendim, tebrik ediyorum.
Sürekli Madonna’dan çok etkilendiğinizi söylüyorsunuz. Madonna eşcinsel haklarıyla ilgili bir çok projede yer almıştı. Siz de yer almayı düşünür müsünüz?
Eşcinsellikle ilgili bir projede kesinlikle yer almak isterim. Bunun için tek başına adım atmam mümkün değil. Ben birlikte çok güzel yol alabileceğimizi düşünüyorum.
Geçen sene Madonna’yla aynı sahneyi paylaşmak istediğinizle ilgili bir açıklamanız olmuştu. Bu sene Madonna’nın Türkiye’de konser yapacağı söyleniyor, aynı sahneyi paylaşmayı ister misiniz?
Geleceğini sanmıyorum.
Tutuculuğa karşıyım
Türkiye’de eşcinseller pek çok yerde ayrımcılığa maruz kalıyor. Eşcinsellere yönelik ayrımcılık konusunda ne düşünüyorsunuz?
Ben her türlü tutuculuğa karşı birisiyim. Eşcinsellerin aynı bizler gibi kendilerini korumaları ve güçlü olmaları şart. Maalesef kimin kötü bir ruh taşıdığını bilebilmek bazen güç. Çok fazla dikkat çeken her şey bence böyle ayrımcılıklara maruz kalabiliyor. Bunların da bir gün aşılacağını düşünüyorum ve AB’ye girebilmemiz için siyasetçilerimizi eşcinsellerin sorunlarını çözmeye davet etmek gerekir diye düşünüyorum.
Röportaj: Fatih Kocatürk GayMag Şubat 2008