Geri kalanlarımız kendini her ne kadar ‘eşit’ hissetse de, zorbalık LGBT gençler için hala kanayan bir yaradır diyor Hadley Stewart. "Hayal ettiğim yaz tatili bu değildi belki de ama işte buradayım ve İngiltere’ye geri dönmek üzere, rötar yapmış uçağıma binmeyi bekliyorum. Ağustos ayı, yanlarında kıpkırmızı kesilmiş ebeveynleriyle birlikte okul kapılarından çıkıp uçak kapılarına doğru koşuşturan …
‘Okullarda Eğitim Verilmediği Sürece Eşcinsellik Asla Kabul Göremeyecek!’
Geri kalanlarımız kendini her ne kadar ‘eşit’ hissetse de, zorbalık LGBT gençler için hala kanayan bir yaradır diyor Hadley Stewart.
“Hayal ettiğim yaz tatili bu değildi belki de ama işte buradayım ve İngiltere’ye geri dönmek üzere, rötar yapmış uçağıma binmeyi bekliyorum. Ağustos ayı, yanlarında kıpkırmızı kesilmiş ebeveynleriyle birlikte okul kapılarından çıkıp uçak kapılarına doğru koşuşturan genç yolcuların had safhada olduğu bir aydır.
Belki de her şeye burnunu sokan öğretmenlerinden uzak olmanın verdiği rahatlıkla, tam karşımda oturan bir grup boşboğaz ergen, okul hayatlarıyla ilgili her konuda şikâyet edip duruyorlardı. Okul hakkındaki sızlanmalarından kitap yazılırdı ama size kıyamadım ve onun yerine size okul sıralarında geçen o mutlu zamanlarımı anlatmaya karar verdim.
Erkek okulunda geçen bir üst düzey İngilizce dersini düşünün. Akınıza neler geliyor? Sıralar tabii ki ahşap, duvarların bir kat badanaya ihtiyacı var gibi ve evet, bildiniz, pencereler açılmıyor. Estetik yoksunluğunu ve havasızlığı şimdilik bir kenara bırakın ve bir de kitaplığın üst rafının tozunu attıran Madonna sesini, Vogue dergisinin bir sayısından koparılmış ve pembe keçeli kalemle üstü çizilmiş bir sayfadan çekilmiş fotokopileri, yarıyılın son cuma günü yapılan ve içinde Cher, Madonna, Cheryl Lynn gibi isimlerin eksik olmadığı müzik testlerini bir hayal edin.
Sınıfımızın mottosu ‘çeşitlilik hayatın tuzu biberidir’di ve bu motto bize, sınıf kapısının dışında bizi bekleyen klostrofobik maskuliniteden uzak kalabilme özgürlüğünü bahşetmişti.
Bu yılın başlardında Stonewall, ülke genelindeki okullarda okuyan LGBT öğrencilerin başından geçenleri araştıran bir Okul Raporu yayınladı. 2012’de yayınlanan rapora kıyasla, sınıflarında homofobik hakaretler işittiğini bildiren öğrencilerin sayısında bir düşüş olmasının yanı sıra homofobik şiddete maruz kalan LGBT öğrencilerin sayısında da bir azalma oluşu gönüllere su serpti.
Bununla beraber, cinsel yönelimleri ya da cinsel kimlikleri yüzünden zorbalığa uğrayan ve hakaretler işiten LGBT gençlerin sayısı ne yazık ki hala çok yüksek. Dahası, raporun tespit ettiğine göre her beş trans gençten ikiden fazlası daha önce intihar girişiminde bulunmuş.
LGBT gençleri sınıflarında rahat hissettirmek için hala büyük miktarda yatırım yapılması gerektiği apaçık ortada.
Öğretmenler, ülkedeki bütün okulların o dört duvarlı sınıflarında değişimi başlatabilecek tek insanlar. Eğitimin ön sıralarında yer alıyorlar ve bu da onlara genç jenerasyonlar arasında toplumsal değişimler yaratabilme imkânı sunuyor.
Peki öğretmenleri, sınıf içinde farklılıklara tolerans gösteren ve onları kabullenen bir hava yaratmaları için nasıl teşvik edebiliriz?
LGBT sorunları, öğretmenlerin eğitiminin zorunlu bir parçası haline gelmeli mi? ‘Ötekileştirilmiş’ öğrenciler okul yöneticileri tarafından destek gördüklerini hissedebiliyorlar mı, okul yöneticileri diğer öğretmenlere öğrencilerine eşcinsel olduklarını açıklamaları konusunda nasıl yardımcı olabilir?
Okullar ve yerel otoriteler bu sorulara cevap verinceye dek LGBT gençler, insanları toplumsal çeşitliliği kabullenmeye teşvik eden bir sosyal çevreden mahrum kalacaklar ve bu yüzden de yaşıtlarına oranla çok daha kötü birer okul tecrübesi yaşamış olacaklar.
Tabii ki dersler esnasında Madonna dinlemenin Stonewall’un raporunda açıkça belirtilen sorunları çözeceğini öne sürmüyorum, yine de ‘Like A Prayer’ şarkısındaki göndermeleri öğrenmek başlı başına bir hayat becerisidir orası ayrı.
Belki de okulları ve öğretmenleri müfredatlarına LGBT sorunlarını dahil etmeye teşvik etmek daha makul bir öneri olacaktır. İçinde bulunduğumuz günlerde eşcinselliğin kısmen suç olmaktan çıkarılmasının ellinci yılını kutlamaktayız, gençlere LGBT tarihindeki bu önemli noktayı öğretmek için çok ideal bir fırsat bu.
LGBT meselelerinin okullarda öğretilmesi gençlere, gelecek LGBT jenerasyonlarının çıkarları adına uzun soluklu toplumsal değişimlere teşvik eden, çeşitliliklerle dolu bir toplumun parçası olabilme imkânı sunar. Artık öğretmenlerin tavırlarını koyma vakti geldi.”
Hadley Stewart