İki vücut, son nefeslerini beraber verirken, üzerlerine erimiş taş ve kül yağmasına rağmen, birbirlerini kucaklıyorlar. Vezüv dağı püskürdüğünde ve Pompei şehrini yok ettiğinde, yaklaşık olarak 2000 yıl önce, birbirlerinin kollarında ölen çiftin, ikisinin de erkek olduğu keşfedildi. İki kurbanın, daha önce kadın olduğu ve ‘İki Kız (The Two Maidens) adı verilen çiftin, bilim insanlarının deyimiyle, …
2000 Yıl Önce Birbirlerinin Kollarında Ölen Gay Çiftin Kalıntıları Bulundu
İki vücut, son nefeslerini beraber verirken, üzerlerine erimiş taş ve kül yağmasına rağmen, birbirlerini kucaklıyorlar.
Vezüv dağı püskürdüğünde ve Pompei şehrini yok ettiğinde, yaklaşık olarak 2000 yıl önce, birbirlerinin kollarında ölen çiftin, ikisinin de erkek olduğu keşfedildi.
İki kurbanın, daha önce kadın olduğu ve ‘İki Kız (The Two Maidens) adı verilen çiftin, bilim insanlarının deyimiyle, romantik ve aynı zamanda fiziksel olarak birbirlerine bağlı oldukları düşünüldü.
Göründüğü kadarıyla vücutlar birbirlerine güven veriyorlar gibi gözüküyorlardı. Erkeklerden bir tanesi, diğerinin göğsüne kafasını koyduğunda ve son yaklaşırken huzur aradığında zaman durmuştu.
Diş ve kemik testleri kurbanların öldüklerinde 18 ve 20 yaşında olduklarını ve akraba olmadıklarını açığa kavuşturdu.
Dünyaca ünlü arkeolojik alanın genel direktörü Massimo Osanna, Telegraph’a yaptığı açıklamada “Pompei, asla şaşırtmayı bırakmaz.” dedi.
“Biz her zaman bunu kadınların kucaklaşması olarak düşündük. Ama tomogrofi ve DNA testi, onların erkek olduğunu ortaya çıkardı.”
“İki aşık olduklarını kesin olarak söyleyemesek bile, duruşlarına bakarak, bu hipotezi kurabiliriz. Fakat kesin olarak söylemek zor.”
Pompei araştırma takımının başı Profesör Stefano Vanacore, bu iki erkek arasında nasıl bir ilişki olduğunu kesin olarak bilmenin tabii ki de mümkün olmadığını söyledi.
Profesör Vanacore “İki genç kız olmadıkları ortaya çıktığında, bazı meslektaşlarımız, çiftin arasında duygusal bir bağ olabileceğini öne sürdü.” dedi.
“Ama asla doğrulanamayacak bir hipotez üzerinde konuşuyoruz.”
“Kesin olan şu, bu ikisi birbirleriyle akraba değil, abi kardeş de, baba oğul da değiller.”
Bu buluş, iki gün süren yanardağ patlaması felaketinden iki milenyum geçmesine rağmen, hala el değmemiş olarak kalan 86 vücudu araştırmak ve korumak için çalışan arkeologların iki yıllık çalışmasının sonucu olarak ortaya çıktı.
19. yüzyılda, bu vücutlara çürümelerini engelleyen çığır açıcı bir yöntem ile alçı enjekte ediliyordu.
Bu iki erkek, 20. yüzyılın başlarında Dünya Mirası alanındaki kazılar sırasında House of the Cryptoporticus’da (Gizli Geçitler Evi) bulundu.
Görünüşe göre Pompei, heykellerde ve duvar resimlerinde penislerin ve cinsel aktivitelerin tasvirleriyle, cinsellik ve seks ile çevrili, açık bir atmosferin yuvasıydı.
Tarihin bu parçası, yüzyıllar boyunca yetkililer tarafından defalarca gizlenmeye çalışıldı.
Daha riskli sanat eserlerinin birçoğunun yer aldığı Napoli’deki Gizli Müze (The Secret Museum), 2000 yılında yeniden ziyarete açıldı.
İtalya’da LGBT haklarında meydana gelen gelişme, yavaş yavaş mesafe kaydetmeye başladı.
Geçen yıl, ülkenin meclisi, eşcinsel sivil sendikaları yasal hale getirdi.
Tahmin edildiği üzere, Katolik Kilisesi’nden yasanın kabul edilme şeklini kınayan ve “ürpertici faşizm” diye adlandırdıkları bir tepki geldi.
Buna rağmen Kilise, İtalya’da geçtiğimiz yıl gerçekleşen 300 kişinin öldüğü depremin, ülkenin eşcinsel birliklere izin vermesine karşı ilahi bir ceza olarak gören bir manastırın yorumlarını ihbar etti.
Ve bir mahkeme, bu yılın başında, bir gay çifti taşıyıcı anneden doğan çocuklarının yasal ailesi olarak tanıdı.
Trento şehrindeki Temyiz Mahkemesi, iki erkeğin de çocukların babası olarak adlandırılabileceği kararını aldı.