Yeni Araştırma: Biseksüeller, Lezbiyen ve Eşcinsel Erkeklere Oranla Daha Yoksul

Yeni yapılan bir araştırma, biseksüellerin işsiz, refah sağlığının düşük ve sağlıksız olma olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı.

CAP Amerikan İlerleme Merkezi tarafından pazartesi günü yayınlanan yeni bir raporda, biseksüellerin lezbiyen ve eşcinsel erkeklere oranla yoksulluktan daha fazla etkilendiği ortaya çıktı.

Araştırma, panseksüel ve birden fazla kuir-tanımlı bireylerden etkilenen kişileri biseksüel olarak ele aldı. Ayrıca UCLA’daki Williams Enstitüsü’ne göre biseksüeller ABD’deki LGBT topluluğunun yarısından fazlasını oluşturuyor.

CAP, biseksüeller hakkında araştırma yapmanın daha zor olduğunu da ekledi.

LGBT Araştırma ve İletişim Projesi asistanı Shabab Ahmed Mirza,

“Biseksüeller ve diğer monoseksüel olmayan bireyler LGBT topluluğunun yaklaşık yarısını oluşturmaktadır ve onları gay ve lezbiyen katılımcılar ile gruplandırmak deneyimlerindeki önemli farklılıkları gizlemektedir. Verileri ayrı ayrı değerlendirmek, benzersiz ihtiyaçlarını daha iyi anlamamıza ve topluma etkili bir şekilde hizmet eden politikalarla programlar geliştirme yeteneğimizi arttırmamıza yardımcı olabilir.”

2017’nin ocak ayında tüm cinsel yönelimlerin ekonomik durumu hakkında araştırma yapan ve 1.864 yetişkini inceleyen bir araştırmaya göre biseksüeller; heteroseksüel, lezbiyen ve eşcinsel erkeklere oranla çok daha fazla yoksulluk çekiyor.

Biseksüel erkekler için veriler açıktı: biseksüel erkeklerin %24’ü, eşcinsel erkeklerin %12’si ve heteroseksüel erkeklerin sadece %6’sı federal fakirlik sınırının altında hane halkı gelirine sahipti. Kadınlar arasında lezbiyenlerin yoksulluk oranı en düşüktü. Heteroseksüel kadınlarda bu oran %14 iken biseksüel kadınlarda ise %21’di.

2011 yılında San Francisco İnsan Hakları Komisyonu o zamanlarda ellerinde bulunan verileri analiz ettiğinde biseksüellerin yoksulluk içinde yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu buldu. Ancak bu raporda bile komisyon, biseksüeller hakkında araştırma eksikliğini vurguladı.

Aynı sonuçları ortaya koyan yıllar süren araştırmalar, daha fazla biseksüel-spesifik verilere ihtiyaç duyulduğunu ve biseksüellerin arka planda bırakıldığını açıkça göstermektedir.