80li Yılların Amerikası’ndaki Eşcinsel Çiftlerin Evlerine Konuk Olun

Fotoğrafçı, gerçek aşkı gösteren bu fotoğraflarla eşcinsel ilişkilerin maruz kaldıkları ötekileştirilmeye karşı çıkıyor.

Amerikalı fotoğrafçı Sage Sohier’ın At Home With Themselves: Same-Sex Couples in 1980s America (Kendi Evlerinde: 1980lerin Amerikasında Eşcinsel Çiftler) isimli kitabı, 80li yılların eşcinsel bireylerinin hayatlarına fotoğraflarla ışık tutuyor. Ebeveynleri ayrıldıktan sonra babasız büyüyen Sohier için bu kitap kendi hayatıyla bağlantılı. Sohier önsöz de olanlar için kendini suçladığını, fakat sonra babasının eşcinsel olduğunu öğrendiğinde rahatladığını ve meraklandığını yazıyor.

Kitabı yaratırken Sohier, eşcinsel çiftlerle çalışırken bilinçaltından kendi hissettiklerini anlamaya çalıştığını fark etmiş. “Projenin yarısına geldiğimde babama ve hayatına karşı duyduğum ilginin bana ilham verdiğini anladım,” diyor.

“Bu bir dönüm noktasının başlangıcı oldu. Eşcinsel çiftler görünmek ve ilişkilerinin kıymet görmesini istiyorlardı.”

Kültür olarak iki erkeğin birbirine dokunmasına alışık olmayışımız ilgimi çekti. Bu ilişkilerin olağandışılığı ama bir yandanda aşırı sıradanlığı beni şok etti. Eşcinsel ilişkilerin görsel belirsizliği de beni meraklandırıyordu. Gördüğüm kişiler kardeş miydi, arkadaş mıydı, sevgili miydi? Yoksa anne kız mıydı?

Eşcinsel çiftleri evlerinde fotoğraflayan Sohier arkadaşlarına haber salmış ve seyahat ederken ilgi toplamak için yerel eşcinsel gazetelere ilanlar vermiş. “Bu bir dönüm noktasının başlangıcı oldu. Eşcinsel çiftler görünmek ve ilişkilerinin kıymet görmesini istiyorlardı,” diyor Sohier.

Sohier ayrıca çiftlerle röportaj yapmış ve bunları ek bilgi olarak kitabın sonuna transkriptler olarak koymuş. Çiftlerin aşklarından ve açıkça eşcinsel olmanın kabul edilmediği bir zamanda fotoğrafl çekilme cesaretlerinden çok etkilenen Sohier “Babamın neslindekiler açık olarak eşcinsel bir birey olmanın mümkün olmadığını düşünerek büyümüşler. Benim neslim ise değişiyor ve buna tanıklık etmekten mutluluk duyuyorum,” diyor.