Televizyonda Senenin Unutulmaz 5 Kuir Olayı

"LGBTİ+'lar olarak, ekrana yapışıp kalmak için mükemmel bir yıldı!" 2021'de global kaosların ardı arkası kesilmemiş olsa da kuir fanları için unutulmaz bir sene oldu. Daha önce duyulmamış sesler duyduk, kuir tarihi sonunda düzeltildi. 2021'in nasıl geçtiğini anlayamadık ama ekranlarda yaşanan bazı anlar kesinlikle aklımızda kalacak. RuPaul's Drag Race evreninde ses getiren Gottmik gibi yeni yüzler, …

“LGBTİ+’lar olarak, ekrana yapışıp kalmak için mükemmel bir yıldı!”

2021’de global kaosların ardı arkası kesilmemiş olsa da kuir fanları için unutulmaz bir sene oldu. Daha önce duyulmamış sesler duyduk, kuir tarihi sonunda düzeltildi.

2021’in nasıl geçtiğini anlayamadık ama ekranlarda yaşanan bazı anlar kesinlikle aklımızda kalacak. RuPaul’s Drag Race evreninde ses getiren Gottmik gibi yeni yüzler, HIV/AIDS farkındalığına büyük katkısı olan Pose ve It’s a Sin gibi diziler ve daha fazlası bu yazıda!

Gotmik ve Kylie Sonique İlklere İmza Attı.

Kade Gottlieb (Gottmik) RuPaul’da yarışan ilk transmaskülen yarışmacı olarak bir ilke imza attı. Snatch Game’deki Paris Hilton canlandırması bütün drag severlerin aklına kazındı.

Gottlieb’in Attitude dergisinde verdiği röportajda:

“Kendini kabullenmenin verdiği güç hakkında çok şey öğrendim.” Dedi.

“Medyada gündem olan trans erkeklere baktım ve şöyle düşündüm: Bu ben değilim.”

“Az önce uyandım ve şöyle düşündüm; Eğer cis-hetero bir erkek feminen olabiliyorsa, trans bir erkek de feminen olabilir.” Diyen performans sanatçısı, sözlerine, “Bunun sizi aşması, bunun gerçekliğini değiştirmiyor.” Diyerek devam etti.

Gottmik dışında Kylie Sonique Love’da RuPaul’da taç giyen ilk trans kadın olarak adını ilklerin arasına yazdırdı.

Kylie bu yıl yaşadığı drag deneyimlerinin cinsiyet kimliği konusunda yeni bir bakış açısı kazanmasını sağladığını söyledi.

“Başta kadın karakterim ve performans sanatçısı karakterim arasındaki farkı anlamam uzun sürdü.”

“İnsanların benim hakkımda ne düşündüğünü önemseyerek kendimi neredeyse delirtiyordum, ama bir kez kim olduğunuzu kabullenince her şey çok güzel oluyor.”

It’s a Sin HIV/AIDS Krizine Yepyeni Bir Bakış Açısı Getirdi.

Queer as Folk gibi yapımların da yaratıcısı Russel T. Davies bu yapımında HIV/AIDS’in başlangıç zamanlarını genç ve dinamik bir bakış açısıyla işliyor.

1980’lerin başında Londra’da geçen yapımda bir grup genç arkadaş hayata atılmaya çalışıyorlar ve virüs birer birer hepsinin hayatını mahvediyor.

“Bu virüsün aldığı canların hak ettikleri saygıyı görmediklerine inanıyorum.” Diyen Davies, “Bu insanlar inanılmaz eğlenceliydi, onların nasıl partilediğini hatırlıyorum. Onalarla gülmelerimizi hatırlıyorum. Bu hayatları tekrardan gözler önüne sermenin zamanının geldiğini düşündüm.” Diyerek sözlerini tamamlıyor.

Roscoe adındaki siyahi bir emekçiyi canlandıran Omari Douglas: “Ne kadar eğlendiğimizi göstermeliyiz ki kaybedilen şeyin de ne olduğu anlaşılsın.” Diyor.

“İt’s a Sin”‘i HBO Max’ten izleyebilirsiniz.

Pose’un Bid Farewell’ı Akıllara Kazınan Bir Miras Bırakıyor.

Şimdiye kadar hiçbir yapım LGBTİ+ların hayatını Pose gibi anlatamamıştır herhalde. Steven Canals ve Ryan Murphy’nin yönetmenliğini yaptığı yapım, bu yaz üçüncü ve son sezonunu yayınladı.

2018’de ekranlarla buluşan dizi “Pose” hem ekran önünde hem de sosyal medyada siyahi kuir ve trans hayatları bütün çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

Ballroom kültürünü ve kuir hayatların görünürlüğüne son dönemde büyük katkısı olan “Pose” sinema ekranlarına Michaela Jae Rodriguez (Bianca), Indyna Moore (Angel), Dominique Jackson (Elektra), ve Angelica Ross (Candy) gibi trans yüzler kazandırdı.

Michaela Jae Rodriguez dizi sayesinde Emmy Ödüllerine aday gösterilen ilk başrol trans oyuncu olmuş oldu.

Yönetmen/Yapımcı Janet Mock: “Adaletsizlik görüyorum ve bu canımı yakıyor.”

“Bu yapım sayesinde bu dünyada başım daha dik bir şekilde yürüyebiliyorum, bu yapım sayesinde önemli olduğumu ve bir birey olduğumu biliyorum.”

Love, Victor Gittikçe Derinleşiyor.

Yönetmenliğini Isaac Aptaker ve Elizabeth Berger’ın yaptığı yapımın bu sene çıkan ikinci sezonu izleyicilere istedikleri her şeyi sunuyor; üç genç erkek arasında bir aşk üçgeni, dokunaklı bir anne-oğul ilişkisi ve Josh Dummel’ı LGBTİ+ hakları destekleyicisi olarak görmek.

Victor (Michael Climino)’un okulun “karanlık odasında” Rahim (Anthony Keyvan) ile kurduğu bağ ve ikilinin arasındaki kültürel farklar nedeniyle yaşadığı duygular sezonla ilgili en akılda kalan sahnelerden biri.

Sudanese, Sex Education’da Tabuları Yıkıyor.

2019’lu yapım Sex Education, izleyenlerine özür dilemeden kim olduğunu kabullenme konusunda güç veriyor. Üçüncü sezonunu Eylül ayında yayınlayan yapım yeni sezonunda çok daha iddialı.

Sudan doğumlu Amerika’lı Müzisyen Dua Saleh, Cal Bowman karakterini canlandırıyor. Cal yapımın ilk nonbinary karakteri ve LGBTİ+ görünürlüğü için güzel bir adım. Bütün ergenler gibi onun da karakteri daha oturuyor ve okulda kendini kabullendirme konusunda sıkıntı yaşıyor.

Gerçek hayatında da nonbinary olan Dua Eylül Ayında: “Nonbinary bir kişiliğin dışa vurumu çok farklılık gösterebiliyor.” Diyor ve “Cal’in hala kendiyle ilgili bir şeyleri fark ediş sürecinde bir ergen olması ve olayların hala bilmediği boşluklarının olması ona nefes alabileceği bir alan tanıyor ve bence bu çok güzel.” Diye de ekliyor.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir