Hande Kader’in Hayatı Çalınmadı Mı?

Dijital TV sektörüne hızlı bir giriş yapan, Türkiye’nin ilk internet televizyonu BluTV, kendi yerli dizilerini yayınlamaya devam ediyor. Yayınladıkları Masum ve Sahipli dizileri ile oldukça olumlu eleştiriler alan BluTV, şimdi de drama, belgesel formatında olan Çalınmış Hayatlar'ı izleyicisiyle buluşturdu. Buraya kadar herşey oldukça güzel, yapılan iş, emek, dijital çağa ayak uydurmak, ve bunu yaparken Türkiye'nin …

Dijital TV sektörüne hızlı bir giriş yapan, Türkiye’nin ilk internet televizyonu BluTV, kendi yerli dizilerini yayınlamaya devam ediyor. Yayınladıkları Masum ve Sahipli dizileri ile oldukça olumlu eleştiriler alan BluTV, şimdi de drama, belgesel formatında olan Çalınmış Hayatlar’ı izleyicisiyle buluşturdu.

Buraya kadar herşey oldukça güzel, yapılan iş, emek, dijital çağa ayak uydurmak, ve bunu yaparken Türkiye’nin uzun yıllardır boğuştuğu, önüne birtürlü geçemediği sorunları irdelemek, izleyiciye tüm gerçekliliği ile aktarması mühim.

Açık konuşmam gerekirse ilk bölümü 8 Mayıs’ta yayınlanan ‘Çalınmış Hayatlar’ dizisinden haberim yoktu, ‘Sahipli’ dizisinin birkaç bölümünü izlemiş ve çok beğenmiştim. Yapımını D Productions ve GameYapım’ın ortaklaşa gerçekleştirdiği “Çalınmış Hayatlar”da, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut ve Sarai Sierrai cinayetleri, dava dosyalarına dayanılarak ailelerin özel izni ve katılımıyla izleyicilere aktarılıyor.

Çalınmış Hayatlar dizisinin oyuncuları Özge Özkaplan, Cansu Diktaş, Onuryay Evrentan

Dizi, belgesel, sinema adına ne derseniz deyin, öylesine güçlü ki.. İzlerken tüylerimin diken diken olduğunu, nefes alışımın hızlandığını, ve içimin nasıl acıdığını hissediyorum, hatta Özge Özkaplan (Özgecan Aslan), Cansu Diktaş (Münevver Karabulut) ve Onuryay Evrentan (Sarai Sierra) performansları ile o kadar üstün bir oyun ortaya koymuşlar ki… kendinizden geçmemeniz, ağlamamanız, kahrolmamanız elde değil.

Baştan sona çok başarılı;

Ama..

Ya bizim Hande’miz nerede?! İnanın bana, o kadar çok isterdim ki, Hande’nin de yaşadıkları anlatılsın, aktarılsın, söylensin, dillendirilsin, izletilsin… Türkiye’nin unutamadığı kadın cinayetleri arasında, bu hikayenin ‘üzülerek’ baş kahramanlarından biri değil mi Hande? Trans bir kadın olduğu için mi yok? Sanmıyorum, esasını sorarsanız ‘sanmak istemiyorum’ sadece üzülüyorum..

BluTv’yi bu noktada eleştiriyorum, neden mi?;

Bakın, eğer bu iş televizyonda olsaydı, o zaman büyük ihtimalle yine sinirlenir, üzülür, ‘Neden Hande yok?’ derdim, ama oturur düşünürdüm ve sonra şöyle derdim; ‘Kahretsin Rtük!’

Ama BluTv söylediğimiz gibi dijital bir televizyon kanalı, internette yayın yapan bir kanal, buna bağlı olarak Hande’yi çok rahat insanlara anlatabilir, hatta transseksüel kadınların bu ülkede yaşadığı zulmü, işkenceyi, sokaklarda, evlerde, arabalarda gördükleri şiddeti, yolda yürürken, markete giderken, bakkalda, otobüste, metroda, trende, vapurda yaşadıkları sözlü ve psikolojik tacizleri öylesine güzel anlatırdı ki, aktivistlerle çalışabilir, konuşabilir, ilk elden, katıksızca yaşananları aktarabilirdi.

Di..di..di.

Eğer öyle olsaydı, işte o zaman biz ayağa kalkar BluTv’yi alkışlardık buna eminim! Ben yine takdir ediyorum, ve yine yeniden tebrik ediyorum.. 

Ama soruyorum;

Hande’nin hayatı çalınmadı mı?

Oysa Hande de bu ülkede yaşamaya çalışan genç bir kadındı dimi? O da eğer bugün yaşasaydı, Özgecan gibi, Münevver gibi, Sarai gibi hayalleri için mücadele edecek, yapmak istediklerini yapacak, büyük ihtimalle başarılı bir kadın olacaktı. O güzel uzun siyah saçlarını sağa sola savuracak, aşık olacak, araba kullanacak, yemek yapacaktı.

Özgecan, Münevver, Sarai ve Hande, hepsi bu ülkede vahşice katledilmiş, ve asla unutmayacağımız kadınlarımız.

Hadi BluTV yap..Hande’yi de anlat..

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir