Billy Lynn’s Long Halftime Walk filmi kardeşçe sevmeyi savunuyor. Ang Lee’nin yönetmenliğini yaptığı olağanüstü Billy Lynn's Long Halftime Walk filmi"Amerikan kahramanlığının bugün yeni bir yüzü var" cümlesiyle başlıyor. Ordunun bu askeri (Joe Alwyn tarafından oynanan) sadece 19 yaşındaki, neşeli birisi değil. Memleketi Teksas’a geri dönen ve gazilik maaşı alan bir Irak Savaşı gazisi olarak, Billy’nin acı …
Ang Lee’nin Yeni Filmi Sizi Sarsmaya Geliyor!
Billy Lynn’s Long Halftime Walk filmi kardeşçe sevmeyi savunuyor.
Ang Lee’nin yönetmenliğini yaptığı olağanüstü Billy Lynn’s Long Halftime Walk filmi”Amerikan kahramanlığının bugün yeni bir yüzü var” cümlesiyle başlıyor. Ordunun bu askeri (Joe Alwyn tarafından oynanan) sadece 19 yaşındaki, neşeli birisi değil. Memleketi Teksas’a geri dönen ve gazilik maaşı alan bir Irak Savaşı gazisi olarak, Billy’nin acı dolu gözleri dinç yakışıklılığını pekiştiriyor. Alwyn’in yüzünde hem kaybı hem de umudu görebiliyorsunuz. Duyarsız eleştirmenler tarafından haksız yere eleştirilen güzel bir duygusal performans. Bununla birlikte, seçici eleştirmen John Demetry (The Community of Desire: Selected Critical Writing kitabının yazarı), Alwyn’in Billy karakteri ile Boys Don’t Cry filminde hayatının anlatıldığı cinsel kimlik şehidi Brands Teena arasındaki büyüleyici bir benzerliğe dikkat çekti. Bingo!
Yönetmen Billy’nin yüzünde herkesin aşina olduğu aşk, vatanseverlik, pişmanlık, yas ve sevgi hislerinin işaretlerini arıyor. Bu başarı gay romantik komedisi Wedding Banquet, trajik Brokeback Mountain, baştan çıkarıcı Lust, Caution ve Taking Woodstock gibi Lee’nin önceki filmlerinde gösterilen cinsel sofistikeliği de yansıtıyor. Lee’nin birleştirici sempatisinin eksik olduğu, açıkça gay bakış açısına sahip (Mysterious Skin, Beginners, Blue is the Warmest Color, The Imitation Game, Carol) filmler de var.
Billy Lynn’s Long Halftime Walk (Billy’nin Uzun, Yarı Zamanlı Yolu) film adı, zorlu bir iç yolculuğu ve özellikle de Basra Körfezi ve Irak Savaşları’ndan bu yana geçen yıllarda toplumu tanımlayan, paylaşılmış bir tecrübeyi temsil etmek için 2004 yılında belirlenmiş. Ayrıca Don’t Ask Don’t Tell (Amerika’da 1993-2011 yılları arasında eşcinsellerin orduda görev almasını yasaklayan kanun) politikası ve Boys Don’t Cry adlı filmin piyasaya sürülmesi savaşların arasında yaşanmış ve cinsiyet sorunlarını gündeme getirmiştir. Lee’nin dramasının odak noktası, Amerikalıları bölen tüm siyasi ve kültürel kargaşadır. Lee, bu bölünmeyi iyileştirmek ve eşcinsel, düzcinsel, transseksüel Amerikalıları, Billy’nin gözlerindeki acı, tecrübe ve inançla birleştirmek için karşılık veriyor.
Aktris Hillary Swank (Brandon Teena’yı canlandıran) Billy ve ona Dallas’a kadar eşlik eden ekibinin geri kalanı tarafından tartışıldığında, çapraz cinsiyet empatisi başlattığı ve bunun Boys Don’t Cry filminin en önemli noktası olduğu görülüyor. Billy Lynn’s Long Halftime Walk’un kabullenilmesi, Amerikan vizyonunun geniş bir kucaklamanın bir parçası haline geldiğini gösteriyor.
Lee, Amerikan kahramanlığının yeni yüzünü öncelikli olarak, Billy’nin askeri meslektaşları aracılığıyla gözlemliyor. Bu çocuğunun bakış açısı romantik (Billy, Makenzie Leigh’in canlandırdığı Dallas Cowboy ponpon kızı ile tanıştığında), ailesine bağlı (Kristin Stewart’ın oynadığı kız kardeşi ona terk etmesi için yalvardığında), platonik (Billy, Vin Diesel tarafından canlandırılan rahmetli çavuşunu hatırladığında) ve vatansever (Billy’nin çok uluslu bölüğü ve özellikle de komutanı Garret Hedlund’a bağlılığında) olarak yansıtılıyor. Bu da romantizm, aile, arkadaş ve maskülen ideallerin değişebileceğini gösteriyor, filmin zenginliği buradan geliyor.
Filmin en gay sahnesi, rahatsızlık veren homofobik futbol holiganının bölük tarafından dövülmesi mi? yoksa Billy’nin çavuşuna ve komutanına, onu Silahlı Kuvvetler’e gelmeye iten kişisel görevini itiraf ederken barfiks çekmesi mi? Ya da Beyoncé ve Destiny’s Child’ın çekici performanslarını sergiledikleri, olağanüstü müzik hediyesi mi?
Bu gibi anlar, Ang Lee’nin erkek ve gay kültürel, politik nitelikleri ve deneyimleri ile harmanlanıyor. Bu film, 3D teknolojisi ile destekleniyor, çünkü bu savaş ve askerlik hizmetlerine ilişkin karmaşıklıkları incelemek ve bunları cinsellik, vatanseverlik, sevgi gibi duygulardan ayrılmaz kılmaz için en etkili yöntem. Billy’nin bölüğü, LGBT topluluğunun her zaman karşılaştığı üzere, sömürüye ve medyanın ilgisizliğine tabi tutuluyor. Lee, sömürüyü eleştiriyor ve Brokeback Mountain’de görülenden daha fazla şefkat sunuyor.
Brokeback Mountain, eşcinsel bir aşk hikayesi olarak geniş çapta yanlış anlaşılsa da, geç anlaşılan politik doğruluk yörüngesini aldı ve izleyicileri gaylerin üzerindeki baskıya ve getirdiklerine üzülmeye ikna ederek geçmişi kınadı. Billy Lynn’s Long Halftime Walk ise daha derinlere iniyor. 3D teknolojisi, Alwyn, Hedlund’un ve Diesel’in her biri farklı, baştan çıkarıcı ses yelpazelerini, maskülen idealleri harekete geçiren bedensel güzelliklerini ortaya çıkarıyor. Ang Lee’nin en iyi filmi olmakla kalmıyor, eskiden homofili olarak adlandırılan kardeşliğin açık bir savunması olma niteliğini de taşıyor.
Billy Lynn’s Long Halftime Walk, Türkiye’de 17 Şubat’ta vizyona girecek.