Transfobikler de artık bunu "şaka" olarak gösteremezler. Popüler sosyal medya platformu Discord, kısa bir süre önce Nefret Davranışı Politikasını, yanlış cinsiyetlendirme ve “eski” isimlendirmeyi açıkça yasaklayacak şekilde güncelledi. Güncellenen politika, X'in (eski adıyla Twitter) bu yılın başlarında transfobik nefret söylemini yasaklayan politikalarını kaldırmasının ardından geldi. "Şunları yayınlayamaz, paylaşamaz veya bunlarla meşgul olamazsınız: Bireyleri veya grupları …
Discord Sert Bir Şekilde Uyardı: Transfobiyi Cezalandıracağız!
Transfobikler de artık bunu “şaka” olarak gösteremezler.
Popüler sosyal medya platformu Discord, kısa bir süre önce Nefret Davranışı Politikasını, yanlış cinsiyetlendirme ve “eski” isimlendirmeyi açıkça yasaklayacak şekilde güncelledi. Güncellenen politika, X’in (eski adıyla Twitter) bu yılın başlarında transfobik nefret söylemini yasaklayan politikalarını kaldırmasının ardından geldi.
“Şunları yayınlayamaz, paylaşamaz veya bunlarla meşgul olamazsınız: Bireyleri veya grupları aşağılamak ve küçük düşürmek için tekrar tekrar hakaretler kullanmak. Bu, bir trans bireyin eski ismiyle adlandırmayı veya yanlış cinsiyetlendirmeyi de içerir” diye açıklıyor platformun politika bölümü. Politika, tahmini 350 milyon kayıtlı kullanıcı ve 150 milyon aylık aktif kullanıcı için geçerli olacak.
Politikaları ihlal eden kullanıcılar, Discord’dan özellikle ihlal ettikleri içeriği, ihlal edilen politikayı ve Discord’un kullanıcı hakkında gerçekleştirdiği tüm eylemleri bildiren doğrudan bir mesaj alacaklar. Şirket, “ciddi” bir politika ihlali yapan (veya politikaları tekrar tekrar ihlal eden) kullanıcıların kalıcı olarak askıya alınabileceğini açıkladı.
LGBTİ+ medya kuruluşu GLAAD, Discord’u politikasından ötürü överek şunları söyledi: “Transseksüel sağlık hizmetlerinin kışkırtıcı bir şekilde yanlış nitelendirilmesi, trans ve LGBTİ+ bireylerin çocuklar için tehdit oluşturduğuna dair temelsiz iddiaların yanı sıra, hedefli yanlış cinsiyetlendirme ve eski isimleriyle adlandırma, son yıllarda tüm sosyal medya platformlarında trans ve nonbinary bireylere yönelik aşağılama ve nefreti ifade etmenin en yaygın yöntemlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır.”
“Bu kinaye, yüksek takipçili LGBTİ+ karşıtı hesaplar arasında son derece popülerdir ve özellikle tanınmış trans figürlere zorbalık etmek, onlarla alay etmek ve onları taciz etmek için kullanılmaktadır… söylemler, paylaşımlarda görünürlüğü ve etkileşimi artırmak için kullanılırken, aynı zamanda trans ve nonbinary kişilere ve bir bütün olarak topluluğa yönelik genel nefreti ifade etmek için bir araç işlevi görmektedir.”
GLAAD, altı büyük sosyal medya platformundan TikTok, YouTube, X ve Meta’nın Facebook, Instagram ve Threads – sadece TikTok’un nefret ve taciz politikasında hedefli yanlış cinsiyetlendirme ve eski isimlendirmeyi açıkça yasakladığını” belirtti. Meta’nın politikalarında “LGBTİ+ topluluğuna karşı nefret söylemi yasaktır.” ifadesi yer almaktadır.
Nisan ayında X, “Nefret İçeren Davranışlar” politikasında trans bireyleri çevrimiçi tacizden koruyan bir satırı sessizce kaldırdı. Ekim ayında X, kullanıcıların sitedeki trans karşıtı tacizi özellikle bildirme özelliğini kaldırdı.
Şubat 2023’te LGBTİ+ X kullanıcıları arasında yapılan bir GLAAD anketi, katılımcıların %60’ının trans karşıtı milyarder Elon Musk’ın şirketin başına geçmesinden bu yana platformda taciz ve nefret içerikli söylemlerde artış olduğunu ortaya koydu.
Buna ek olarak, Dijital Nefretle Mücadele Merkezi (CCDH), LGBTİ+ bireyleri pedofili ile ilişkilendiren paylaşımların Musk döneminde %119 oranında arttığını tespit etmiştir.
Anti-Defamation League tarafından Haziran 2023’te yapılan bir ankette ise, transseksüellerin dörtte üçü geçtiğimiz yıl içinde internette tacize uğradıklarını veya hedef alındıklarını söyledi.
ADL’nin Teknoloji ve Toplum Merkezi Başkanı Yael Eisenstat Axios’a verdiği demeçte, “Bu tür kötü muameleler insanları sohbetin dışına itiyor, kendi ifade özgürlüklerini engelliyor, duygusal sıkıntıya, itibara ve ekonomik zarara neden oluyor” dedi.
Eisenstat, “Ana akım platformlarda trans bireyleri hedef alan sosyal medya paylaşımları, cinsiyet onaylayıcı bakım sağlayan hastanelere yönelik bomba ve ölüm tehditleriyle doğrudan bağlantılıdır” diye ekledi.