Geçtiğimiz gün Cengiz Semercioğlu'nun oldukça 'eril' habercilik dili ile yazdığı yazısından öğreniyorum bende (tabii bu bir iddia) İntizar'ın, Mustafa Ceceli'nin eski eşi Sinem Gedik ile beraber olduğunu. Ve birçokları gibi düşünüyorum, hatta İntizar için üzülüyorum. Günümüz medyası artık tamamen yanlı ve ataerkil bir sistemin altında ezildiğinden mütevellit, başına gelecekleri, hakkında söylenecekleri tahmin etmeye çalışıyorum ama …
İntizar, Lezbiyenlik ve Kocaman Bir Homofobi Hikayesi!
Geçtiğimiz gün Cengiz Semercioğlu’nun oldukça ‘eril’ habercilik dili ile yazdığı yazısından öğreniyorum bende (tabii bu bir iddia) İntizar’ın, Mustafa Ceceli’nin eski eşi Sinem Gedik ile beraber olduğunu.
Ve birçokları gibi düşünüyorum, hatta İntizar için üzülüyorum. Günümüz medyası artık tamamen yanlı ve ataerkil bir sistemin altında ezildiğinden mütevellit, başına gelecekleri, hakkında söylenecekleri tahmin etmeye çalışıyorum ama ne mümkün! Çünkü homofobinin ucu bucağı yok! Hangi birini yazmam gerek, kime laf yetiştirip: ‘Sizin dilinize de, size de, söylediklerinize de, yazıklar olsun!’ demeliyim bilemiyorum. O kadar fazla isim var ki! Bu hikayede sadece İntizara yer yok!
Hürriyet yazarı ve artık son yıllarda televizyon siması olarak da tanıdığımız Cengiz Semercioğlu, sürekli olarak, LGBTİ’ler ile alakalı bir gündem olduğunda bize önceden hazırladığı: ‘Homofobik değilim’ pilavını sunar, sonrasında ise (Kerimcan Durmaz olayında olduğu gibi) homofobik söylemler, veya hedef gösterme, eril bir dil ile bizi şaşkınlık denizinin içerisine atıverir-di. Bu zamana kadar sağolsun bu konuda bizi hiç şaşırtmadı.
Yazdığı köşe yazısının diline mi kızayım, söylediklerine mi, sür manşetten İntizarı hedef göstermesine mi. Tek unuttuğu nokta İntizarın bir kadın olması. Haklısın sevgili Cengiz Semercioğlu, tabii ki yazacaksın, tabii ki duyduklarını, gördüklerini ifade edeceksin. Lakin bu şekilde değil. Biz artık vallahi sana inanmıyoruz. Ver arabalarımızı al misketini. Ama konu bizler olunca biraz düşün ve öyle yaz olur mu anacım?
Gelelim Polat Yağcı’ya, yani daha önce Instagram hesabından eşcinsel bir erkeğin, metroda olduğu bir fotoğrafı yayınlayarak homofobik söylemlerde bulunduğunda, Poll Production şirketinin basın sözcüsü bizleri arayıp: ‘konuyu yanlış anladınız, Polat bey aslında öyle değil’ demişti. Bizde peki, madem gönderiyi de kaldırdı buna inanmak istiyoruz demiştik. Konuda böylelikle kapanmıştı. Fakat şimdi kendisi ışık hızıyla sosyal medya hesabından İntizar ile hiçbir bağlarının kalmadığını açıkladı.
Dedi Yağcı. Peki neye bu denli şaşırdı ve üzüldü biz orayı anlamadık? Kendisi karısını aldatan şarkıcısı için zamanında bu denli üzülüp ağlamış mıydı? Veya neden böylesine korkuyordu? İntizar cinsel kimliği nedeniyle Poll Production’a gelecek ve bütün kadınlara yeşil ışık mı yakacaktı? İntizar hasta mıydı? Bulaşıcı bir hastalığa mı sahipti? İntizar ne yapmıştı?
Kocaman bir PES! Ne zaman çeşitliliğe, kadına, cinsel kimliklere ve yönelimlere saygı duyacaksınız?! Dikkat edin, bahsettiğim kişi Türkiye’de bir müzik yapımcısı, şirketi olan, sanatçılar ile çalışan biri. Peki Yağcı acaba şunları düşünüyor ve biliyor mu;
- Bu ülkede yaklaşık 7 /8 milyona yakın LGBTİ yaşadığını, bu LGBTİ’lerin yanısıra bir o kadar da LGBTİ dostu, destekçisi yaşadığını, bunu da içerisine eklersek belki bu sayının 10-15 milyona hatta daha da fazla yukarıya çıktığını,
- Homofobik tutumu, kötü tavrı ve eril dili ile inanılmaz BÜYÜK ve her şeyi geçtim, müzik albümlerini satın alan, bandrole para veren, konserlere giden EN BÜYÜK KİTLENİN EŞCİNSELLER olduğunu,
- Şu saatten sonra zamanında Onur Yürüyüşü’ne katılarak en önde yürüyen, LGBTİ haklarını sonuna kadar desteklediğini söyleyen Hande Yener’in bile kariyeri ile oynadığını, Hande Yener’i Hande Yener yapanların ÇOK BÜYÜK BİR KISMININ YİNE EŞCİNSELLER olduğunu,
- Yeni çıkacak, sonrası için yeni isimler ile yaptığı anlaşmalarda, POLL etiketi ile çıkacak bütün isimlere, yapmış olduğu bu tavrın feci şekilde yansıyacağını, albüm satışlarının %70 %80 düştüğü bu ülkede, yine yeniden kendisi sayesinde dibe vuracağını,
- Bir şirket sahibi olarak EŞCİNSELLERİN en önemsediği, en etkili olduğu müzik alanında çalışan, emek veren biri olarak, HOMOFOBİK dahi olsa, bunu saklaması gerektiğini, her zaman ortada kalması gerektiğini, kendini ortalara bu denli çirkince atmaması gerektiğini,
- Aslında günümüzde HOMOFOBİK’te olmaması gerektiğini, yeni neslin ZEHİR gibi geldiğini ve cinsel kimliklere, azınlıklara, okuyarak, görerek, her şeyden önemlisi anlayarak destek olduğunu,
- Kendisinin de çeşitliliğe, İnsan Haklarına, cinsel kimlik ve yönelimlere doğru olanı yaparak SAYGI DUYMASI gerektiğini,
HALA BİLMİYOR MU? ÖĞRENEMEDİ Mİ?
Peki Mert Ekren’de kim?
Mert Ekren denen şahıs hakkında binlerce mesaj ve mail aldık. Lakin kendisini tanımıyoruz. Ufak çaplı bir araştırma yaptığımızda, kendisinin asla bir şey olamadığını, bakmış ki kendisinden müzik adına bir şey olmuyor, şarkı sözü yazayım da, ben de ünlü – ünsüz düşmesi sayılayım diyerek, Hande Yener’e verdiği vasatın bir tık ötesindeki şarkıların yazarı olduğunu gördük, öğrendik.
Söylediği her şey, yazmış olduğu o mide bulandırıcı, HOMOFOBİK, kötü her şey, bu ülkede yaşayan, yukarıda belirttiğim gibi MÜZİK sektörünü ve daha birçok alana büyük bir etkisi olan LGBTİ’leri hedef göstermiştir. Söylediği Orta Çağdan kalan her şey, bize her gün gelen: ’16 yaşındayım, 17 yaşındayım ve kendimi bulamıyorum, çok korkuyorum, bana yardım edin.’ diye haykıran gençleri daha da umutsuzluğa sürüklemiştir, daha da korkutmuştur. Ama şunu bilsin ki, biz buradayız, SİZ alışacaksınız ve gitmiyoruz. Siz artık geride kaldınız. Çağdışı ve yobazsınız. İşte insanların asıl korkması gereken sizi gibi zihniyete sahip olan insanlar. Sen bırak müzisyen olmayı, bırak sanat yapmayı önce bir insan ol. Belki o zaman bir yerlere gelebilirsin diyeceğim ama çok zor!
Ve sen koca yürekli, müthiş sesli İntizar.
Seninleyiz. Yanındayız ve seni seviyoruz.
Emir Akgün.