Türkiye Temel İnsan Haklarını İhlal Ediyor İşte bu yüzden mücadele ediyoruz. LGBTİ+ hakları ve kabulünün dünya çapında hızla artmasına rağmen, bir avuç ülke hala nefret dolu kalmayı tercih ediyor. Hızlı bir Google araması Macaristan'da trans karşıtı bir yasa tasarısının teklif edildiğini gösteriyor ve eğer dünya haberlerine dikkat ediyorsanız, Amerika'nın Uganda ile LGBTİ+ topluluğuna karşı - …
İstanbul’a Tatile Gelen Turist, Fazla “Gay” Göründüğü İçin 5 Gün Hapis Yattı
Türkiye Temel İnsan Haklarını İhlal Ediyor
İşte bu yüzden mücadele ediyoruz.
LGBTİ+ hakları ve kabulünün dünya çapında hızla artmasına rağmen, bir avuç ülke hala nefret dolu kalmayı tercih ediyor. Hızlı bir Google araması Macaristan’da trans karşıtı bir yasa tasarısının teklif edildiğini gösteriyor ve eğer dünya haberlerine dikkat ediyorsanız, Amerika’nın Uganda ile LGBTİ+ topluluğuna karşı – yakalandıkları takdirde ömür boyu hapis ve idam cezası öngören – yasaları nedeniyle bir tür çekişme içinde olduğunu biliyorsunuzdur. Artık zulüm korkusuyla ziyaret etmemeniz gereken ülkeler listesine Türkiye’yi de ekleyebiliriz. Biz derken, LGBTİ+ topluluğu üyelerini kastediyoruz.
İlk olarak, bazı ülkeleri ziyaret ederken uyum sağlamamız gereken yasalar ve yaşam biçimleri olduğunu anlıyoruz. Bu, her şeyden çok onların kültürlerine karşı bir saygı göstergesidir. Ancak, huzuru bozan şey kişinin nasıl göründüğü olduğunda nasıl “uyum sağlamaya” çalışılır? Bunun değiştirilemez olduğu açıktır. Bu da aklımıza, İstanbul’da gördüğü etik dışı muamele nedeniyle dünya çapında haber olan Miguel Alvaro’nun hikayesini getiriyor. Bu hiçbir şey için değil ama bu yaz temel insan hakları ihlal edilmiş gibi görünüyor.
Pink News, Greek City Times ve Yahoo News UK kaynaklarına göre 34 yaşındaki Miguel Alvaro uzun bir tatil için İstanbul’da bir daire kiralamıştı. Dairesinden 25 Haziran’da kısa bir şort ve üst kısmı açık bir tişört giyerek ayrıldı – ki bu da yaşadığı zorlu süreçte büyük bir rol oynayacaktı. Ülkeye gelen bir ziyaretçi olarak şehirde gezinmekte zorlanıyordu ve yerel kolluk kuvvetlerine gideceği yeri sormak için durdu. İşte o zaman zorla tutuklandı ve 13 saatten fazla bir süre boyunca bir polis minibüsünün arkasına atıldı. Kaynaklara, tutuklanmaya direnmediği halde yaka paça yakalandığını, tekmelendiğini, kaburgalarına darbe aldığını ve minibüse atıldığını anlatıyor. İşte orantısız güç.
Portekiz doğumlu Miguel, sadece kıyafetleri, görünüşü ve kolluk kuvvetlerinin kendisini eşcinsel olarak algılaması nedeniyle tutuklandığını düşünüyor. Bu arada Miguel’in gerçekten eşcinsel olduğuna dair resmi bir kanıt yok. Kıyafetleriniz sizi eşcinsel yapmaz. Görünüşünüz sizi eşcinsel yapmaz. Kelimenin tam anlamıyla sizi eşcinsel yapan tek şey kimi sevdiğinizdir. Miguel ayrıca o gün izinsiz bir LGBTİ+ yürüyüşü yapıldığı ve polisin kotayı doldurmak için belli sayıda LGBTİ+ bireyi toplaması gerektiği için tutuklandığını iddia ediyor. Yaşadığı durum geliştikçe bu daha da netleşiyor.
Miguel, bir polis minibüsünde 13 saat geçirdikten sonra, sadece Türkiye’den gelmeyen kişilerin tutulduğu bir alana götürüldü. Miguel kaynaklara, nezarethaneyi denetleyen polis memurları ve diğer mahkûmlar tarafından sürekli rahatsız edildiğini ve kendisine “ibne” dendiğini belirtiyor. Saldırıya uğramaktan o kadar korktuğunu belirtiyor ki, arkadaş olduğu diğer iki mahkumla birlikte vardiyalı olarak uyuyor, böylece birileri onları izlemek için her zaman uyanık oluyor. Yurtdışında kilit altında tutulduğu süre boyunca da pis ve berbat koşullarda tutulmuş, kişisel temizliğinden ve çoğu zaman yiyecek/sudan mahrum bırakılmıştır. Yirmi gün sonra serbest bırakıldığında hala aynı kıyafetleri giyiyordu.
Neyse ki Miguel’in babası onu kurtarmaya gelmişti. Hapishanede yaklaşık beş gün kaldıktan sonra Miguel’in nihayet telefon etmesine izin verildi ve o da babasını aramayı tercih etti. Babası tüm bilgileri aldıktan sonra oğlunun serbest bırakılması umuduyla Portekiz Büyükelçiliğini aradı. Biraz zaman aldı ama 34 yaşındaki Miguel nihayet 12 Temmuz 2023’te özgür bir insan olarak gün ışığını gördü. Yani 25 Haziran’dan 12 Temmuz’a kadar parmaklıklar ardında kalmasının tek nedeni polis memurlarına yol sorması ve polis memurlarının da onun LGBTİ+ onur yürüyüşüne gittiğini sanmasıydı.
Miguel, olaydan sonra tedavi görmesi gereken bir sürü psikolojik travma yaşadığını belirtiyor.
Aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de bir şikâyette bulunuyor – ve umarız adalet yerini bulur.