Tanzanyalı şarkıcı Hunter Blue için, şarkı söyleyip dans etmek, ayrımcılıkla savaşmanın en iyi yolu. Çıkardığı single, 'So Gay' ile LGBT topluluğunun içerisine ve dışarısına aktivizm çağrısı yapan şarkıcının ülkesi Tanzanya'da eşcinsel olmak yasa dışı. Blue, işin başının farkındalık olduğunu, ön yargının ve homofobinin küresel çapta her zaman olacağını söyledi. So Gay'in videosunda şarkıcı, değişik dans …
İzleyin: Eşcinsel Hakları Savunucusu Şarkıcı, Dans Ederek Homofobiyle Savaşıyor
Tanzanyalı şarkıcı Hunter Blue için, şarkı söyleyip dans etmek, ayrımcılıkla savaşmanın en iyi yolu.
Çıkardığı single, ‘So Gay’ ile LGBT topluluğunun içerisine ve dışarısına aktivizm çağrısı yapan şarkıcının ülkesi Tanzanya’da eşcinsel olmak yasa dışı.
Blue, işin başının farkındalık olduğunu, ön yargının ve homofobinin küresel çapta her zaman olacağını söyledi. So Gay’in videosunda şarkıcı, değişik dans tarzlarıyla, ayrımcılıkla olan tecrübelerini dışa vuruyor.
“Yer altı gay barlarına gider, kenardan freestyle dansçıları izlerdim. O kadar esinlendim ki saatlerce süren alıştırmayla, kendime dans etmeyi öğrettim. Tutkum, beni kenarlardan alıp, dans pistlerine attı.”
Blue’nun çocukluğundaki dans tutkusunu gören babası, şarkıcıyı yıllarca terapiye göndererek tepki verdi. Blue, bunu babasının, kendisinin olduğu kişiyi değiştirme çabası olarak görüyor. Şarkıcı, tarih boyu olumsuz olarak görülen güçlü el ve kol hareketleriyle dansını rafine ettiğini ve bu hareketlerin onun dansında, güçlenmeyi simgelediğini söylüyor.
Blue’nun yaptığı işi, Tanzanya’da yapmak gerçekten zor.
“Homofobi, benim ülkemin geleneklerinde oldukça yaygın.”
Son dönemlerde baskı iyice arttı ve Blue’nun yaşadığı şehir olan Dar es Salaam’da 12 LGBT aktivisti, ülkenin anti-homoseksüel yasalarını çiğnedikleri için göz altına alındı. Ayrıca, bir sağlık örgütü de eşcinsel topluluğuyla kurdukları atölyeden dolayı ‘homoseksüel propaganda’ yaptığı gerekçesiyle kapatıldı.
Tanzanya’ya yarı özerk olarak bağlı olduğu Zanzibar’da da, bir polis baskınından sonra 20’nin üzerinde LGBT sınırdışı edildi.
Neyse ki, babası şu an Blue’nun cinselliğini kabul ediyor.
“Ailem ve arkadaşlarım, benim kendime doğru yaşıyor olmamı ve bir fark yaratma çabamı takdir ediyor ve destekliyorlar. Dünyada eşcinselliğin yasak olduğu 76 ülke var ve bunların 7’sinde eşcinsel olmak ölümle cezalandırılabiliyor. Böyle bir şey nasıl olabilir, hele ki bizim zamanımızda? Sırf kendi cinsiyetinden birisini seviyorsun diye, hapsedilmek, taşlanmak, dövülmek veya yakılmak nasıl adil olabilir?