1970’lerin New York’u... İddialara göre Paul Bateson, gay topluluğundan yedi erkeği öldürdü, fakat gerçekte neler yaşandığı dehşet verici gizemini korumaya devam ediyor. Netflix’in polisiye ve gerilim dizisi Mindhunter’ın ikinci sezonunda, 1970’li yıllarda New York gay topluluğuna gözdağı verdiği iddia edilen Paul Bateson’a odaklanılıyor. Paul Bateson’ın hikâyesi William Friedkin’in 1980 yılında çektiği çok tartışılan gerilim filmi …
Netflix’in Mindhunter Dizisinde Gay Bir Seri Katilin Korkutucu Hikayesi Anlatılıyor
1970’lerin New York’u… İddialara göre Paul Bateson, gay topluluğundan yedi erkeği öldürdü, fakat gerçekte neler yaşandığı dehşet verici gizemini korumaya devam ediyor.
Netflix’in polisiye ve gerilim dizisi Mindhunter’ın ikinci sezonunda, 1970’li yıllarda New York gay topluluğuna gözdağı verdiği iddia edilen Paul Bateson’a odaklanılıyor. Paul Bateson’ın hikâyesi William Friedkin’in 1980 yılında çektiği çok tartışılan gerilim filmi Cruising’e (Devriye) de esin kaynağı olmuş. Paul’a hayat veren karakter, dizide yalnızca yedi dakika kadar gösterilmiş olsa da geride bıraktığı mirası, bugün bile New York’luların akıllarından çıkmıyor.
New York savcıları, 1979 yılında Bateson’ı Variety sinema muhabiri Addison Verrill’i öldürme suçundan mahkum etti. Ne var ki dedektifler Bateson’ın “çöp poşeti cinayetleri”nin zanlısı olduğundan da şüphelenmişlerdi. Kimliği belirlenememiş altı kişinin uzuvları, çöp poşetine konularak Hudson nehrine atılmıştı.
1973 yılında çekilen The Exorcist (Şeytan) filminde küçük bir rol alan Bateson, öncesinde x-ray teknisyeni olarak çalışıyordu. Bateson’ın, Village Voice muhabiri Arthur Bell’e cinayetleri işlediğini itiraf ettiği söyleniyor.
Cinayetin yaşandığı gece Verrill ve Bateson’ın birlikte olduğu ve New York’un eski gay barlarından olan Badlands’ten, deri kıyafetlerle ünlenen bar Mineshaft’a geçtikleri ileri sürülüyor. Anlatılana göre iki erkek, Verrill’in Greenwich Village’daki apartmanına geçmeden önce epey bir alkol almış. Apartmana girdiklerinde Bateson’ın tavayla Verrill’e vurduğu, sonra da onu ölümüne bıçakladığı iddia ediliyor.
İddialara göre Bell’le yaptığı telefon konuşmasında Bateson, Verrill’in kredi kartını çaldığını ve evin döşemesinde katılaşmış Crisco ayçiçek yağına benzer değişik bir madde gördüğünü söylemiş. Olay sonrasında polis Bateson’ı evinde tutukladığında körkütük sarhoştu.
Bateson yargılama süresince masum olduğunu iddia etse de savcılar, Bateson’ın arkadaşı Richard Ryan’a “çöp poşeti cinayetleri”ne tutarlı olacak tarzda diğer altı erkeği öldürdüğü hakkında böbürlendiğini iddia ettiler. Bateson’sa yalnızca gazetelerde gördüğü ayrıntıları Ryan’la paylaştığını tekrar tekrar söyledi.
Bateson, itiraf ettiği sırada sarhoş olması ve polisin onu Miranda hakları (Sessiz kalma hakkınız vardır… vs.) konusunda bilgilendirmemesi nedeniyle tutuklandığında Verrill’i öldürdüğü itirafının mahkemede geçersiz olması gerektiğini düşünüyordu. Ne var ki hakim itirafının mahkemede kullanılmasına izin verdi.
Çöp poşeti cinayetleri, yaşandığı dönemde medyada geniş yankı bulmamıştı ama başrolde Al Pacino’nun oynadığı Cruising (Devriye) filmine esin kaynağı oldu. Filmde Al Pacino, New York’un deri kıyafetler giyilen gay barlarında vuku bulan cinayetleri araştıran bir dedektifi canlandırıyor. Bell o zamanlar filmi, “Şu âna kadar beyaz perdeye aktarılan, eşcinselliği dar kafalılıkla anlatan en kasvetli film,” olarak tanımlamıştı, fakat Curising, 70’lerin gay deri akımını, en aleni detaylarıyla belgeleyen birkaç filmden biridir.
Bateson, “çöp poşeti cinayetleri”nin altı kişisinden herhangi birini öldürdüğünü hiç itiraf etmediğini söylüyor. Polis, Bateson’ın tıbbi alandaki çalışma deneyimi sayesinde kurbanların uzuvlarını beceriyle ayırarak katledebilecek bilgisi olduğuna inanmıştı. Öte yandan Verrill diğer cinayetlerin şayet devamıysa Bateson’ın neden diğerleriyle benzer şekilde ondan kurtulmadığını açıklayamadılar. Polislere göre “çöp poşeti cinayetleri”nin zanlısı hâlâ serbestçe dolaşıyor olabilirdi.
The Collider’da yayınlanan haberde şöyle yazıyor:
“Bateson 1979 yılında yargılandı ve 20 senelik hapis cezasına mahkum edildi. 24 sene hapis yattıktan sonra 1997 yılında şartlı tahliye hakkı kazandı. Nihayetinde 2003 yılında serbest bırakıldı ve şartlı tahliyesi 2008 yılında tamamlandı. Bateson’ın nerede olduğu veya hala yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor.”