Tüm Zamanların En Gay Slasher Korku Filmi Neden Elm Sokağı Kabusu 2?

Top Gun da en az Elm Sokağı kadar iyi sayılsa da sorumuzun cevabı eşcinsel altmetninin apaçık ortada olduğu, 1985 yılının filmi Elm Sokağı Kabusu 2 olacaktır.

İlk filmden yalnızca simgeleşmiş adresin ve Freddy Krueger’ın (Robert Englund) alındığı devam filminde, ilk filmde Nancy’nin boşalttığı eve yerleşen genç Jesse’nin, rüyasında gördüğü canavar tarafından yavaş yavaş ele geçirilmesi anlatılıyor. Buraya kadar her şey çok ürkütücü.

Kağıt üstünde efsane filme gelebilecek, ilginç bir devam filmi gibi görünüyor. Bununla birlikte film çekimleri tamamlandıktan sonra senarist David Chaskin ile yönetmen Jack Sholder ve Patton (Jesse’yi canlandıran oyuncu) arasında filmin homoerotik bir altmetni olduğuna dair çıkarımlar yapılabileceğine dair bir tartışma çıktı.

İçlerinden biri Freddy’nin, ergenlik çağındaki çocuğun arzularına odaklanması gerektiği kararını verdi. Bu karar, korku film türü için alışılmadık bir şeydi. Final Girl filminde var olabilecek bir feminist altmetin hakkında çok fazla iddia ortaya atılmıştı. Kadın karakter, genellikle erkek sapıkların “silahı” cinsel organını keserek, cinsel organıyla onu öldürüyordu (Meryl’e benzer bir şekilde Kim Myers, eninde sonunda Freddy’i alt eder bu filmde).

Final Girl’ün erkek baş karakterli bir benzerini çekme kararı sonucunda zavallı Patton, zamanın büyük bir çoğunluğunu kıyafetlerinden yoksun olduğu birçok sahnede Ned Flanders gibi çığlık atmakla geçirir.

Senarist Chaskin, Jesse’nin cinsel kimliğiyle savaşım verdiği ve Freddy’nin de arzularını hatta utancını keşfederken yarattığı bir metafor olabileceğinin, aslında filmin altmetni olması gerektiğini söylemişti. Tabii bunun filmde güzel bir biçimde gizlenebildiği pek söylenemez.

Bir sahnede Freddy, Jesse’yi sadomazoşist beden eğitimi öğretmenini ölesiye kırbaçlaması için deri kıyafetler giyilen bir bara götürür. Duşta. Çıplak.

Sonraki bir sahnedeyse Myers’in karakterine sarılıp öpmesiyle Jesse’nin ödü kopar ve arkadaşı Ron’un evine topuklar. “Bir şey vücuduma girmeye çalışıyor!” cümlesiyle onun yanında kalmak için yalvarır.

Yönetmen ve yapımcılar, Chaskin’in senaryoyu kasıtlı yazdığını reddediyorlar. Bunun yerine (hatta bir keresinde Chaskin de buna katılmıştır) Patton’ın ortaya koyduğu performansın, filmi homoseksüelliğin sınırlarına soktuğunu söylüyorlar. Bu yorum pek adilmiş gibi görünmüyor.

Evet, Patton eşcinsel ama filmin çekildiği zaman bunu kimseyle (yönetmenle bile) paylaşmamıştı. Patton, Hollywood’da oyuncuların cinsel kimliklerini saklamaları için cesaretlendirildiği bir dönemde, “eşcinsel korku filmi” yaftalamasının aslında uçup kanatlanan kariyerine zarar verdiğini ifade etmiştir.

Bence sette “eşcinsellikle” alakalı kararları her kim verdiyse saygı duyup eli ayağı öpülmeli, çünkü Elm Sokağı Kabusu 2’nin tam bir süprüntü olmasının önüne geçen tek şey bu sahneler.

Homoseksüel bir altmetnin bulunduğuna dair devam eden tartışmalar ve konuşmalar filmden daha iyi şekilde zamana meydan okuyabildi. Robert Englund bile filmin “eşcinsel mirası” ve AIDS krizine esin kaynağı olması hakkında 2010 yılında Attitude’a upuzun bir röportaj verdi.

”Ben bunu pek inandırıcı bulmuyorum. Bununla beraber nihayetinde elimizde kalan eşcinselliğe dair merak uyandıran kötü bir korku filmi. Homoerotik içerik konusunda kimsenin sorumluluk almak istemediği göz önüne alınırsa kim bilir belki de gerçek hayatta olduğu gibi Elm Sokağı Kabusu 2 de kendiliğinden böyle bir film olup çıkmıştır.”