Eşcinsel olduğu için öldürülen Ahmet Yıldız’ın hikayesinden esinlenilerek sinemaya uyarlanan ve 30’a yakın ödül kazanan ‘Zenne’nin yönetmenleri Mehmet Binay ve M. Caner Alper, yine çok konuşulacak bir filmle, ‘Çekmeceler’le izleyici karşısına çıkmıştı. https://www.youtube.com/watch?v=GAYjiL8qcdA&feature=youtu.be Basın tanıtımında ise,“Kız çocuk cinselliğine korkusuz bakış” ifadesi yer almıştı. Peki siz bu 30'a yakın ödül kazanmış, etkileyici filmi izlediniz mi? peki …
Kesinlikle İzlemiş Olmanız Gereken Bir Türk Filmi ‘Çekmeceler’
Eşcinsel olduğu için öldürülen Ahmet Yıldız’ın hikayesinden esinlenilerek sinemaya uyarlanan ve 30’a yakın ödül kazanan ‘Zenne’nin yönetmenleri Mehmet Binay ve M. Caner Alper, yine çok konuşulacak bir filmle, ‘Çekmeceler’le izleyici karşısına çıkmıştı.
Basın tanıtımında ise,“Kız çocuk cinselliğine korkusuz bakış” ifadesi yer almıştı.
Peki siz bu 30’a yakın ödül kazanmış, etkileyici filmi izlediniz mi? peki izleyenler ne dedi?
İşte filmi izleyen ekşi sözlük yazarlarının fikirleri;
Aklım gitti. zor film. çok zor film. bu iki yönetmen’ in eline sağlık ne diyeyim. yazacak çok şey var. onlar da aklım yerine gelince.
Cesur bir konu, cesur bir film. bu bağlamda benim için tüm büyük küçük hatalara ve eksiklere rağmen ‘iyi niyetli bir çalışmanın’ ötesinde. gidin izleyin.
Hayata dair gizlediğiniz, kendinize bile itiraf edemediğiniz herşey için gidip izlenmesi gerek diye düşünüyorum. taşımak zorundaymışız gibi hissettiren ama taşımak zorunda olmadığımız ağırlıklarımızı atmamıza yardımcı olur belki.
İzlediğim, beğendiğim ve tekrar izlemek istediğim film.
zor bir film olduğuna katılıyorum.
üzerinde düşünmeye zorlayacak bir film.
namus kavramının hayatımızda ne derece büyük bir rol oynadığını anlatıyor. cinselliğin tabu sayılmasının sonuçlarını.
üzerinde durmadığımız, geciştirdiğimiz, konuşmadığımız herşeyin yarattığı travmaları.
“elalem ne der” virüsünü.
üzerinde çok durulmayan, çok fazla ele alınmayan konuları anlatıyor.
açmaktan ya da açılmasından korktuğumuz çekmeceleri, kilitleri, anahtarları.
zor bir film olduğuna katılıyorum.
üzerinde düşünmeye zorlayacak bir film.
namus kavramının hayatımızda ne derece büyük bir rol oynadığını anlatıyor. cinselliğin tabu sayılmasının sonuçlarını.
üzerinde durmadığımız, geciştirdiğimiz, konuşmadığımız herşeyin yarattığı travmaları.
“elalem ne der” virüsünü.
üzerinde çok durulmayan, çok fazla ele alınmayan konuları anlatıyor.
açmaktan ya da açılmasından korktuğumuz çekmeceleri, kilitleri, anahtarları.
Gala sonrası sinemada ikinci kez izledim. 2 kez izlemekte fayda var, tüm ipucu ve ayrıntıları görmek adına bu oldukça iyi geliyor bünyeye.
Ben konunun bu kadar cinsiyetçi, ayrımcı ve üstünkörü işlenmesine rağmen şu an üzerine atılan misyonu sahiplenmesini istemiyorum bu filmin. film bütün karakterlerin cinsel hayatına taraflı yaklaşıyor. cinsiyetsiz kalması gereken, bu amaçla çekilmiş (ya da öyle reklamı yapılmış) bir film bu kadar düz bir bakışla cinselliğe bakamaz.
godless frog
godless frog
Kendi çekmecelerimi kontrole iten, ustalıkla hazırlanmış koca bir lokma gibi olan film. velev ki yutabildin, kolay hazmedebilene aşk olsun.
Zamanın parça parça olması, hislerin parça parça olması film karelerini takip etmek de bizi zorlasa da iyi bir film. belki de biraz bu yüzden iyi bir film. her ebeveyn izlemeli.
Yoğun lars von trier esintisi olan film. kötü bir film mi hayır ama aşırı derecede bir lars von trier etkisi var. hatta bazı sahnelerde antichrist veya nymphomaniac izliyormuşum hissine kapıldım. filmi kurguda kesip araya bu iki filmden parçalar koysalar sırıtmaz. ulan hatta senaryoyu 3 bölüme ayırıp isimlendirmeler falan… yok hacıabi ya bizi yiyor bunlar. baya baya lars von trier yazıp yönetmiş bunu.
Uzun zamandır bu denli iyi bir türk filmi izlememiştim. analizlerim bir yana dursun. film alıp götürüyor.
Sebebini bilmemekle beraber beni dağıtmış hatta mahvetmiş olan film. bu kadar etkisi altında bırakan nadir filmlerden biri oldu benim için. emeği geçen herkesin eline sağlık.