HIV Araştırmacıları Nadir Bir Grubun Tedavi Çalışmalarında Kilit Nokta Olabileceğini Düşünüyor

HIV araştırmacıları, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki (DRC) bir dizi "seçkin denetleyicinin" virüsü tedavi etmenin yeni yollarını bulmada kritik olabileceğine inanıyor. Araştırmacılar, DRC'de HIV antikorları testi pozitif çıkan ancak tedavi olmadığı halde canlı virüs belirtisi göstermeyen "alışılmadık derecede yüksek sayıda kişi" buldular. Araştırmacılar bu kişilerden HIV seçkin denetleyicileri olarak bahsetti. Araştırmacılara göre, bu seçkin kontrolörlerin bulunması, yeni …

HIV araştırmacıları, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki (DRC) bir dizi “seçkin denetleyicinin” virüsü tedavi etmenin yeni yollarını bulmada kritik olabileceğine inanıyor.

Araştırmacılar, DRC’de HIV antikorları testi pozitif çıkan ancak tedavi olmadığı halde canlı virüs belirtisi göstermeyen “alışılmadık derecede yüksek sayıda kişi” buldular. Araştırmacılar bu kişilerden HIV seçkin denetleyicileri olarak bahsetti.

Araştırmacılara göre, bu seçkin kontrolörlerin bulunması, yeni HIV tedavilerinin ve hatta potansiyel aşıların ortaya çıkarılmasına yardımcı olabilir.

Bilim insanları, DRC’de incelenen 10.457 kişilik grupta HIV seçkin kontrolörlerinin yaygınlığının yüzde 2,7 ila 4,3 arasında olduğunu buldular. Küresel olarak, seçkin denetleyiciler vakaların yüzde 0,1 ila 2’sini oluşturuyor.

Johns Hopkins Küresel Sağlık Merkezi direktörü ve Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nün uluslararası HIV/AIDS araştırma bölümünün başkanı Tom Quinn, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde büyük bir HIV seçkin kontrolcüsü grubunun bulgusunun “önemli” olduğunu söyledi. HIV’in “tipik olarak zaman içinde ilerleyen yaşam boyu kronik bir durum” olduğu düşünülmektedir.

Quinn, “Bu çalışmadan önce bireylerde ilerlemeyen ender enfeksiyon örnekleri oldu, ancak bu yüksek sıklık alışılmadık bir durum ve DRC’de fizyolojik düzeyde rastgele olmayan ilginç bir şey olduğunu gösteriyor” dedi.

Araştırmacılar, bu grubun gelecekteki çalışmasının, dünya çapında bilim insanları bir tedavi için çalışırken HIV’in doğal baskılanması ile gelecekteki tedaviler arasındaki bağlantıları ortaya çıkarmaya yardımcı olabileceğini umuyorlar.

Kansas City Missouri Üniversitesi’nde oral ve kraniyofasiyal bilimler profesörü ve Truman Tıp Merkezi’nde patoloji uzmanlık araştırma direktörü olan Carole McArthur, her yeni HIV keşfinin “evrimsel bilmecenin başka bir parçası” olduğunu söyledi.

McArthur şunları ekledi:

“Bu parçaların her biri, daha sonra nereye bakmamız gerektiğini biraz daha net görmemize yardımcı oluyor ve çalışmalarımızın bir sonraki aşamasında tüm araştırmacıların başvuracağı bilgi bankasına katkıda bulunuyor.”

HIV/AIDS salgınının başlangıcından bu yana 76 milyon insana virüs bulaştı.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), yaklaşık 33 milyon kişinin HIV/AIDS’ten öldüğünü tahmin ediyor. 2019’un sonunda dünya çapında yaklaşık 38 milyon insan HIV ile yaşıyordu. Yalnızca 2019’da 690.000 kişi HIV ile ilgili hastalıklardan öldü.

Dünya Sağlık Örgütü, Afrika’nın HIV ile yaşayan her 25 yetişkinden neredeyse biriyle (yüzde 3,7) en şiddetli etkilenen bölge olmaya devam ettiğini söyledi. Bu grup aynı zamanda dünya çapında HIV ile yaşayan insanların üçte ikisinden fazlasını oluşturmaktadır.

2014’te araştırmacılar, HIV salgınının DRC’de 1920’lerde ortaya çıktığını doğruladılar. Oxford Üniversitesi ve Leuven Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, 1920’lerde Kinshasa’ya giden “soy ağacı” ile kaynağını “yüksek derecede kesinlik” ile buldular.

DRC’deki seçkin HIV kontrolörleri üzerine EBioMedicine dergisinde yayınlanan yeni çalışma, Abbott, Johns Hopkins Üniversitesi, Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü, Missouri Üniversitesi – Kansas Şehri ve Université Protestante au Congo’nun da aralarında bulunduğu bir ekiptendi.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir