Almanya’da LGBTİ+ Bireylere Karşı Nefret Suçları Yüzde 36 Arttı

Almanya'da aşırı sağ yeniden dirilirken, ülkenin LGBTİ+ topluluğunun endişe verici seviyelerde şiddete maruz kaldığı bildiriliyor.  Alman hükümeti tarafından Salı günü yayınlanan bir rapora göre, kuir ve transseksüel vatandaşları hedef alan taciz ve şiddet 2020'de % 36 arttı. Polise bildirilen 782 saldırıdan, Reuters'a göre 150'si fiziksel şiddet eylemi içeriyor. LGBTİ+ savunucuları, tehditleri ve çevrimiçi saldırıları içeren …

Almanya’da aşırı sağ yeniden dirilirken, ülkenin LGBTİ+ topluluğunun endişe verici seviyelerde şiddete maruz kaldığı bildiriliyor. 

Alman hükümeti tarafından Salı günü yayınlanan bir rapora göre, kuir ve transseksüel vatandaşları hedef alan taciz ve şiddet 2020’de % 36 arttı. Polise bildirilen 782 saldırıdan, Reuters’a göre 150’si fiziksel şiddet eylemi içeriyor.

LGBTİ+ savunucuları, tehditleri ve çevrimiçi saldırıları içeren saldırıların bir “eğilimin” parçası olduğunu söyledi. 

Alman kar amacı gütmeyen LSVD kuruluşu sözcüsü Markus Ulrich, bir röportajda “kuir insanlara karşı nefret suçları son üç veya dört yıldır artıyor” dedi. 

Alman polisinin LGBTİ+ karşıtı şiddete ilişkin değerlendirmesinde yer alan vakalar kapsamlı değil ve gerçek sayı muhtemelen çok daha yüksek. Örneğin Salı günkü rapor, Ekim 2020’de Dresden’i ziyaret eden gay bir çifte yapılan ve birinin öldüğü, diğerinin ağır şekilde yaralandığı bir bıçaklı saldırıyı içermiyor.

Deutsche Welle’ye yaptığı yorumlarda Ulrich, kuir ve trans kişilere yönelik nefret suçlarının % 80’inin Alman polisine bildirilmediğini tahmin etti. Bu iddiaları 2017’de, polis yaklaşık 7 aylık bir süre boyunca bir LGBTİ+ kişiyi hedef alan 130’dan fazla önyargı suçu kaydettiğinde yaptı. Tahminleri doğru çıkarsa, o sırada gerçek sayının 1.000’den fazla olduğunu söyledi. 

Ulrich, “Bu, günde yaklaşık 6 vaka anlamına gelir,” dedi. 

Reuters’ın bildirdiğine göre, genel olarak LGBTİ+ Almanların % 13’ü cinsel yönelimleri veya cinsiyet kimlikleri nedeniyle “şiddetli saldırı” yaşadıklarını iddia ediyor.

Alman hükümeti, nefret suçu olaylarının çoğunun aşırı sağla bağlantılı olarak işlendiğini iddia ediyor – göçmen karşıtı, beyaz milliyetçi grupların faaliyetlerinde bir artışa tanıklık ediyor. Raporda, şiddet içeren homofobi ve transfobideki artışlara ek olarak, geçen yıl yabancı düşmanlığı ve anti-Semitizm kaynaklı saldırıların sırasıyla % 19.1 ve% 15.7 arttığı tespit edildi. 

Almanya’nın Müslüman toplumunun üyelerine yönelik önyargı suçlarında da hafif bir artış oldu. Alman haber sitesi The Local’ın Şubat ayında bildirdiğine göre, İslam’a inananlara yönelik taciz ve şiddet 2019’da 884’ten 2020’de 901’e yükselerek % 1,9 arttı. Bu çetele, grafitlenmiş veya şiddet tehdidi altında olan 80 camiyi içeriyordu.

Almanya’daki bağnazlık ve nefretin dışa vurması, ülkenin insan hakları sıralamasında dramatik bir etkiye sahip. ILGA-Europe’un Avrupa Birliği üye ülkeleri arasında nefret suçları ve nefret söyleminin yaygınlığını takip eden endeksinde, Almanya bir yılda 20 sıra düştü: 2019’un en iyi 3. sırasından 23. sırasına. 

Ancak Ulrich, haberlerin Almanya’daki LGBTİ+ bireyler ve diğer savunmasız gruplar için hiç de kötü olmadığını söyledi. Nefret suçu bildirme oranları genel olarak düşük kalırken, kolluk kuvvetlerinin bu davalarla nasıl başa çıktığı konusunda bazı ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. 

Reuters’e verdiği demeçte,

“Kuir insanlar bu olayları polise bildirmek konusunda kendilerini daha güvende hissediyorlar, ki bu geçmişte böyle değildi. Son birkaç yılda, Alman polisi bu suçları kaydetme yöntemlerini geliştirdi ve bunları özellikle LGBTİ+ kişilere yönelik nefret suçları olarak etiketleme olasılıkları da daha yüksek.” 

Ancak 2020’deki Yahudi karşıtı suçlardan son derece az sayıda kovuşturma çıktığı için daha çok iş yapılması gerekiyor. Deutsche Welle’ye göre, 2275’ten fazla rapora ve 55 şiddet eylemine rağmen polisin şüpheliyi gözaltına almasıyla sonuçlanan yalnızca 5 olay var.

Genel olarak, LGBTİ+ Almanlar, son yıllarda, 2017’de eşcinsel çiftlerin ilk kez evlenmelerine izin veren bir tasarının kabul edilmesi gibi, birkaç önemli siyasi ve yasal ilerleme de kaydetti. Ancak bir savunuculuk grubu, Deutsche Welle’e ülkenin trans bireyleri cinsiyet belirteçlerini düzeltmek için yoğun, istilacı ve pahalı bir sürece de tabi tutması hakkında “arkaik” ve “aşağılayıcı” dedi. 

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir