Eşcinsel Erkekler İçin Kaliteli Mesajlaşmanın 18 Altın Kuralı

2019’dayız. Yaklaşık 10 yıldan fazla bir süredir mesajlaşmak aşırı yaygın bir şey. Bu zamana kadar zaten kuralları biliyor olmamız gerekiyordu, fakat maalesef ki bazılarımız hala nasıl düzgünce mesajlaşmamız gerektiğini tam olarak bilmiyor. İşte bu yüzden, sizlere bu işin doğruluğunu gösteren tam 18 kuralı derledik.  Eşcinsel ve biseksüel erkekler için birebir! Ünlem işaretini kullanın! / Nokta …

2019’dayız. Yaklaşık 10 yıldan fazla bir süredir mesajlaşmak aşırı yaygın bir şey. Bu zamana kadar zaten kuralları biliyor olmamız gerekiyordu, fakat maalesef ki bazılarımız hala nasıl düzgünce mesajlaşmamız gerektiğini tam olarak bilmiyor.

İşte bu yüzden, sizlere bu işin doğruluğunu gösteren tam 18 kuralı derledik.  Eşcinsel ve biseksüel erkekler için birebir!

Ünlem işaretini kullanın! / Nokta kullanmayın.

Ünlem işaretine en iyi arkadaşınız diyebiliriz! Kullanmaktan çekinmeyin!! Gerçekten, ne dediğinizin önemi olmadan ünlem işaretini kullanabilirsiniz!!! Hatta bunu kanıtlayan fiziksel bir araştırma bile var. 2015 yılında, The Washington Post’un haberine göre mesajları noktayla bitirmek oldukça berbat bir şey. Makaleye göre, “Binghamton Üniversitesi’nden Celia Klin’in araştırmasına göre noktayla biten cümleler daha az samimi bir şekilde algılanıyor. Hatta gönderenlere kalpsiz damgası bile vurulabiliyor. Bu yüzden, bu alışkanlığınız varsa derhal vazgeçin. Kalbiniz olduğunu gösterin ve ünlemler kullanın. Ya da en azından nokta kullanmayın!

Cevap verin (tabii meşgul değilseniz)

Anlayabiliyoruz, belki de dışarıda arkadaşlarınızlasınız ve kaba olmak istemiyorsunuz. Bu yüzden o sırada cevap vermiyorsunuz, normal bir durum. Ama bizim bahsettiğimiz bu değil… Yatağınızda uzanıyor, televizyon izliyorsanız, mesajı gördüğünüz an cevap vermeye çalışın. “Hmm, sonra cevaplarım ya” diye kestirip atmayın.

İlk mesajı siz atıp sonra ortadan kaybolmayın

Bu gerçekten kabaca. Hem de hoşlandığınız biriyse… Karşınızdaki erkek telefonunda size ait olan “yazıyor…” simgesini gördükten sonra birden cevap vermeyip ortadan kaybolursanız, işte bu cidden ayıp.

“Tamam”, “Güzel” gibi tek kelimelik pasif agresif olarak algılanabileceğiniz cevaplardan kaçının

Birincisi, zaten pasif agresif olmamalısınız. İkincisi, bu şekilde algılanabileceğiz şekilde mesajlar atmayın. Tek kelimelik cevaplar hep zalimdir. Ne düşündüğünüzü ifade etmeyi bırakın, keyfinizin kaçık olup olmadığından bile emin olamayız.

Heyecanınızı gösterin, tabii ki uygun bir seviyede

Karşı taraf sizi heyecanlandıracak bir şey dediğinde CAPS LOCK’u açık bir şekilde geri cevap almayı bekler, ya da bir sürü ünlem de olabilir. Art arda ne kadar heyecanlandığınızı belirten 6 mesaj bile atabilirsiniz. En basitinden yakın arkadaşlar da bunu yapar.

Mesaj üzerinden ciddi konuşmalar yapmaya kalkmayın

“Konuşmamız lazım… Bir süredir bu konu hakkında düşünüyorum…” Gerçekten mi? Tamam, dediğiniz gibi konuşmanız lazım ama bunu yüz yüze yapsanız? Birbirinizin mimiklerini görmediğiniz, ses tonunu duymadığınız ciddi konuşmalar yanlış yorumlanabilir.

Hisleriniz hakkında uzun paragraflar döşemeyin

Biliyoruz, konuşmaktansa hislerinizi yazarak ifade etmek çok daha kolay. Yılda bir o meşhur 10 sayfalık yazılarınızı yazmakta bir sorun yok, ama her duygu karmaşasına girdiğiniz an bunu yaparsanız ayvayı yediniz.

Sürekli “hey” yazmaktan vazgeçin

“Hey” mesajı bazı insanları (hatta belki de çoğunu) delirtebilir. En azından bir şey sorabilirsiniz, mesela “Nasılsın?” veya “N’apıyorsun?”. Konuya girin. Farkındasınızdır arkadaşınıza “hey” yazmazsınız, sadece çok da iyi tanımadığınız birine yazarsınız. O zaman ne yapacaksınız, birbirinizi tanıyacaksınız: gerçekten konuşmak istiyorsanız soru sorun!

Konuşmanın ortasında kelimenin tam anlamıyla “yok olmayın”

Bazen elinizden gelmeyen sebeplerden ötürü konuşmanın ortasında cevap vermeyi bırakmanız gerekebilir. İş yerinde bir sorun çıkar, bir yerde bir arkadaşınızla karşılaşırsınız, bunlar tamam. Ama en azından “Birazcık bekle, döneceğim” tarzı bir mesajla karşınızdaki kişiye bir süre sonra illa ki bir cevap vereceğinizin sinyalini vermiş olursunuz.

Konuşmayı açık bir şekilde bitirin

Bu her zaman yapmanız gereken kesin bir kural değil, ama her zaman takdir edilir. İletişiminizin düzgünce sonlandığını belirtir ve iki taraf da bir cevap gelecek diye sürekli telefonunu kontrol etmek zorunda kalmaz. “Haberleşiriz” ya da “Tekrardan konuşuruz” her zaman işe yarayan nazik bir cevaptır.

Karşı taraf istemeden çıplak fotoğrafınızı atmayın!

Bu daha çok seks içerikli uygulamalar için gerekli diyebiliriz. İstendiği takdirde oldukça güzeldirler, ama beklenmeden bir şekilde penisinizin fotoğrafını atarsanız bu uygunsuz kaçabilir. (En mükemmel penise sahip olsanız bile… karşı taraf isteyene kadar lütfen bekleyin!)

Sabırlı olun

Evet, biri anında cevap vermediği zaman bu gerçekten sinir bozucu olabilir. Ama sonraki 8 dakika boyunca “???” tarzı mesajlarla taciz etmeyin. Sinir bozucu olmasının yanında aynı zamanda biraz çaresizce bir durum. Eğer biriyle buluşmak için zaman ayarlamaya çalışıyor ve aciliyetiniz varsa tamam (gerçi bu durumda direkt arayabilirsiniz de). Ama sadece normal bir şekilde muhabbet ediyorsanız lütfen sabırlı olmaya çalışın.

Uzun süredir konuşmadığınız birine mesaj atıyorsanız…

Diyelim ki bir süredir konuşmadığınız birine mesaj atıyorsunuz. Diyelim ki aynı zamanda birkaç ay önce bir veya iki kez seks yaptınız fakat sonrasında hiç konuşmadınız. Birden aklınıza bu kişinin penisinin ne kadar güzel olduğu geldi bir kez daha görüşmek istediniz. Lütfen “hey” yazmayın, çünkü numaranızı bile kaydetmemiş olabilir veya sizi tamamen unutmuş bile olabilir. Karşı taraftan olası “Kimsiniz?” cevabı almak yerine “Selam, ben (adınız)… Uzun zaman oldu, neler yapıyorsun?” tarzında bir mesaj atabilirsiniz. Bilginiz olsun, bu aynı zamanda karşınızdaki kişiyi tekrardan yatağa atma şansınızı arttırır. Bu yüzden kendinizi tekrar tanıtıp son görüşmenize referans vermelisiniz.

Geç kaldığınızı fark ettiğiniz an haber verin

Diyelim ki yemeğe çıkacaksınız. Alabileceğiniz en sinir bozucu mesaj “Geç kalıyorum” olacaktır. Ama bundan daha sinir bozucu olan şey ise bu mesajı buluşma saatinizden 4 dakika sonra almaktır. Geç kaldığınızı fark ettiğiniz an (genelde yaklaşık yarım saat önce olabilir) derhal haber verin. Aynı zamanda ne kadar geç kalacağınızı da söylemeyi unutmayın! 5 dakika bekletmek ve 30 dakika bekletmek arasında dağlar kadar fark var.

Dışarıda birisiyleyken mesaj atmayın

Bu kural diğerlerinden birazcık farklı çünkü mesajın kendisiyle pek alakalı değil ama yine de önemli. Dışarıda arkadaşlarınızla takılıyorken veya biriyle randevudayken eğer sürekli başkalarına mesaj atıyorsanız bu gerçekten kaba bir hareket. O sırada birlikte vakit geçirdiğiniz kişiye saygısızca bir davranış olur, lütfen yapmayın.

İlk mesajı siz atın

İlk mesajı atmamanız gerektiği düşüncesi çok yanlış bir düşünce, tam olarak neyi temsil ediyor ki? Karşınızdaki kişiden çok hoşlandığınızı mı? Randevunuzda çok iyi vakit geçirdiğinizi mi? Tekrar görüşmek istediğinizi mi? Bunlar zaten olumlu olarak nitelendirebileceğimiz özellikler, çekinmeden yazabilirsiniz. Ama amacınız sadece seks yapmaksa ve hemen ipleri salmak istemiyorsanız, amacınıza ulaşana kadar bir süre oynayabilirsiniz. Ama seksten sonra ne zaman isterseniz yazabilirsiniz, ikiniz de zaten birbirinizden hoşlanmıyorsunuz, amaç belli. No strings attached!

Arayabilirsiniz de…

Bu, mesaj attığınız telefonunuzda aynı zamanda arama özelliğinin de olduğuna dair küçük bir hatırlatma. Bazen karşınızdaki kişiyi arayarak işlerinizi daha kolayca halledebilirsiniz, örneğin buluşma saati ve yeri ayarlamak istiyorsanız. Bazı konuşmalarınsa hiçbir zaman mesaj üzerinden yapılmaması gerekiyor, örneğin az önce bahsettiğimiz uzun paragraflı mesajlar…

Gerçekçi beklentileriniz olsun

Unutmayın ki herkes mesajlaşmayı sevmez, bu yüzden konuşmayı göze alın. Çoğu Y kuşağındaki insan bile her dakika mesaj atmayı sevmiyor. Bu yüzden, bir buluşmanın ardından size her gün mesaj atmasını beklemeyin. Cevaplarını önce bir ölçün; eğer cevapları kısa ve özse, ilk mesajı atan asla o değilse, büyük ihtimalle sizden pek de hoşlanmıyor (ya da ilişkinin gidişatını yavaşlatmak istiyor olabilir). Ama tüm gün mesajlarınıza anında cevap veriyorsa, tabii ki siz de sürekli mesaj atmaya devam edebilirsiniz. Buradaki ana düşünce gerçekçi beklentilerinizin olması ve karşınızdaki kişinin mesajlarının niceliğine ve niteliğine göre kendi mesajlarınızı ayarlayabilmeniz.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir