İşte Matrix’in Bir Trans Metaforu Olduğunun 6 Kanıtı

Lilly Wachowski (Matrix’in yönetmeni) filmin bir trans alegorisi olduğunu kabul etti. Matrix serisinin dördüncü filmi “The Matrix Resurrections”un sinema severlerle buluştuğu bugünlerde işte sizin için kısa bir özet. Lilly Wachowski ilk üç filmin yönetmenliğini kız kardeşi Lana Wachowsky ile birlikte yapmış olsa da 22 Aralık’ta yayınlanan serinin dördüncü filmi “The Matrix Resurrections”un yönnetmenliğini tek başına yaptı. …

Lilly Wachowski (Matrix’in yönetmeni) filmin bir trans alegorisi olduğunu kabul etti. Matrix serisinin dördüncü filmi “The Matrix Resurrections”un sinema severlerle buluştuğu bugünlerde işte sizin için kısa bir özet.

Lilly Wachowski ilk üç filmin yönetmenliğini kız kardeşi Lana Wachowsky ile birlikte yapmış olsa da 22 Aralık’ta yayınlanan serinin dördüncü filmi “The Matrix Resurrections”un yönnetmenliğini tek başına yaptı.

Wachowski kardeşler Hollywood’un en başarılı trans film yapımcıları olarak biliniyor. İlk üç filmin yayınlanmasından sonraki yıllarda açılıyorlar. Lilly bir açıklamasında ikilinin asıl amaçlarının Matrix’in bir trans anlatısı olarak anılması olduğundan bahsediyor.

Lilly Netflix’e yaptığı röportaj sırasında“Matrix tamamen değişim ve dönüşüm ile ilgili ama bunların hepsi üstü kapalı bir şekilde anlatılıyor.” cümlesini kuruyor.

“Bu filmlerin trans insanlar için çok anlamlı olmasını ve bana gelip ‘bu filmler hayatımı kurtardı’ demelerini çok seviyorum.”

“Bir bilim kurgu filminde dönüşüm ve değişim hakkında konuşulduğu zaman bu sadece hayal gücümüzle ve bir dünya yaratmakla ilgiliymiş gibi geliyor, imkansızın gerçek olma ihtimali, translara hitap etmesinin sebebi bu.”

İşte sizin için 6 metafor:

1- Konsept olarak her şey göz önünde.

Peki nasıl oluyor da Matrix bir trans metaforu oluyor?

Neo’nun (Keanu Reeves) disforisi (hiçbirşeyden zevk alamama hastalığı) var. Matrix evreninde iki cinsiyetli bir sistem var ve ajanlar da “transfobi”yi temsil ediyor.

2- Neo’nun gerçek dünyaya geçtiği zaman eski adını değiştirmesi.

Neo’nun gerçek dünyada uyanışı değişiminin başlangıcını temsil ediyor.

Neo’nun uyanışından sonra doğum adını reddetmesi trans deneyimi ile uyumlu.

Filmin kötü karakteri Agent Smith -hatırlarsanız ajanları transfobi olarak tanımlamıştık- film serisi boyunca Neo’ ya inatla eski ismiyle (Mr. Anderson)  diye sesleniyor.

3- Kırmızı Hap!

Bir hapın rengi kadar küçük bir detay Neo’nun hayatını değiştiriyor.

Asıl detaya gelirsek; 90 larda östrojen hapı aynı filmdeki gibi düz kırmızı bir hap.

4- “Switch” karakteri trans olarak tanıtılmalıydı.

Filmin gerçek anlamını ortaya çıkaran en kilit karakter aslında trans maskülen bir kadın olarak tasarlanan Switch (Belinda McClory) karakteri.

Switch gerçek dünyada erkek iken Matrix’te maskülen bir kadın olarak tasarlandı ama Warner Brothers’ın aldığı karar üzerine filmde sadece Matrix’teki versiyonuyla göründü.

5- Bullet Time!

Filmin görsel efektleri izleyicilere birden fazla vücutta yaşamanın nasıl bir his olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Filmin unutulmaz sahnelerinden Neo’nun mermilerin arasından sıyrılma sahnesinde kullandığı teknik “Bullet Time” bir zamanı bölme tekniği. “Lana and Lilly Wachowski: Sensing Transgender” kitabının yazarı Scholar Cael Keegan bu durumu “aynı anda birden fazla geçici durum yaşamak… cinsiyet değişimi sürecindeki vücut değişimleri” olarak açıklıyor.

6- Filmin sonu olaya noktayı koyuyor.

Filmin son sahnesi belki de en büyük kanıtlardan biri.

Smith’i ve adamlarını yenen Neo Matrix’e dönüyor ve makinalarla yaptığı telefon konuşması sırasında “Bizden korkuyorsunuz. Değişimden korkuyorsunuz.”diyerek sistem hatasına neden oluyor.

Ekranda görünen son şey ise “SYSTEM FAILURE” (sistem hatası) yazısı ve kamera M ve F harflerinin tam ortasında gidiyor. Burada Male (erkek) Female (Kadın) temsili ve ikili cinsiyet sistemine atıfta bulunuyor.

Yorumlar

Bir Yanıt Bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir