Kanada'dan tarihi yasa! Kanada’nın Ontario eyaletinde yakın zamanda kabul edilen yasaya göre devlet, artık aileleri tarafından cinsiyet kimliği kabul edilmeyen çocukları koruması altına alabilecek. Çocukları koruma, yetiştirme ve evlat edindirme ile ilgili eski yasanın yerine gelen bu yeni yasa, çocuğun “ırkı, soyu, rengi, kökeni, vatandaşlığı, engeli, inancı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsel kimliği ve bu konudaki …
Kanada’dan Tarihi Yasa! Devlet Cinsiyet Kimliği Kabul Edilmeyen Çocukları Koruyacak
Kanada’dan tarihi yasa!
Kanada’nın Ontario eyaletinde yakın zamanda kabul edilen yasaya göre devlet, artık aileleri tarafından cinsiyet kimliği kabul edilmeyen çocukları koruması altına alabilecek. Çocukları koruma, yetiştirme ve evlat edindirme ile ilgili eski yasanın yerine gelen bu yeni yasa, çocuğun “ırkı, soyu, rengi, kökeni, vatandaşlığı, engeli, inancı, cinsiyeti, cinsel yönelimi, cinsel kimliği ve bu konudaki beyanı” gibi unsurlara saygı göstermeyi gerektiriyor. Eski yasa, aileye çocuğun eğitimi ve dinsel gelişimi konusunda söz sahibi olma hakkı veriyordu. Yeni yasa ile artık aile ancak çocuğun benimsediği inancı, toplumsal ve kültürel kimliği göz önünde bulundurarak yönlendirme yapabilecek.
Çocuk ve Aile Hizmetleri Bakanı Michael Coteau bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getiriyor;
“Çocuk kendini belli bir şekilde tanımlıyorken ebeveynin veya herhangi bir bakıcı figürün bu kimliği reddetmesi ve çocuğu farklı bir şekilde davranmaya yönlendirmesini istismar olarak değerlendiriyorum. Ve bir istismar durumunda söz konusu çocuk istismara uğradığı ortamdan uzaklaştırılıp koruma altına alınabilir.”
Bu Hristiyanlara bir ‘saldırı’ mı?
Çoğu çocuk hakları savunucusu yasayı memnuniyetle karşılarken, bazı gruplar yasadan oldukça rahatsız. Liberallerin LGBT haklarına ilişkin düzenlemelerine tepki gösteren ve kiliseyi bir açıklama yapmaya davet eden “Campaign Life Coalition”danJackFonseca bu yasayla Kanada tarihinde benzeri görülmemiş bir totaliter döneme girildiğini düşünüyor;
“Şüphesiz ki bu yasa, çocuğu olan Hristiyanlara ve inançlı tüm insanlara yönelik büyük bir tehdittir. Başımızda bir ruhani liderin olmaması bizi öldürüyor…”