Haziran ayı, Pride ayı olması sebebiyle, yapılan çeşitli kutlamalarla ve büyük markaların LGBTİ+ toplumunun yanında olduğunu çeşitli kampanya ve sloganlarla göstermesiyle bilinir. Bu kampanya ve sloganlar, Pride ayı için oldukça önemli olsa da aynı zamanda Pride ayında LGBTİ+ bireylerin yüzleştiği zorluklara da dikkat çekilir. https://youtu.be/1f4zDUqdD38 Büyük markaların Pride ayında pazarlama tekniklerini değiştirmesi ve LGBTİ+ bireylere …
Raporlara Göre LGBTİ+ Toplumunun Alım Gücü 3,7 Trilyon Dolar!
Haziran ayı, Pride ayı olması sebebiyle, yapılan çeşitli kutlamalarla ve büyük markaların LGBTİ+ toplumunun yanında olduğunu çeşitli kampanya ve sloganlarla göstermesiyle bilinir. Bu kampanya ve sloganlar, Pride ayı için oldukça önemli olsa da aynı zamanda Pride ayında LGBTİ+ bireylerin yüzleştiği zorluklara da dikkat çekilir.
Büyük markaların Pride ayında pazarlama tekniklerini değiştirmesi ve LGBTİ+ bireylere odaklanması, günümüzde sık görülür bir durumdur. Bu yöntemle markalar, kuir topluluğunun yanında olduğunu gösterir ve finansal açıdan kar sağlar. Yine de markaların yalnızca logolarına Pride bayrağı yerleştirmesi, bütün kuirlere yeterince hitap ettiği anlamına gelmez.
Kuirlerin, heteroseksüellere oranla daha fazla mı yoksa daha az mı kazandığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Yine de LGBTİ+ toplumunun alım gücü kesinlikle az değildir ve raporlara göre LGBTİ+ toplumunun alım gücü 3,7 trilyon dolardır. LGBT Capital’a göre “Pride ayına özel logoların” ötesine gitmeyi başaran ve LGBTİ+ kültürünün özünü yakalayabilen markalar, oldukça kazançlı çıkıyor.
Markaların daha çok kuir bireye hitap edebilmesi için bazı adımlar atması gerekiyor. Bu adımlar arasında klişeleştirmek yerine normalleştirmek, sorunları bilmek ve organizasyonlara bağış yapmak gibi pozitif eylemler bulunuyor.
Yeterince bütçesi bulunmayan ve bu yüzden kampanyalar başlatamayan markaların ‘influencer pazarlaması’ yapması tavsiye ediliyor. Kendisine ait bir platforma sahip kuir bir influencerla çalışmak ve mesaj vermek, bu markaların lehine oluyor.
Ayrıca markalar, sadece haziran ayına özel olarak değil, bütün yıl boyunca LGBTİ+ bireyler için kampanyalar düzenleyebilir ve böylece kuir bireyleri bütün bir yıl boyunca ürünleriyle etkileşim halinde tutabilir. İngiltere’de yapılan bir anket, Z Kuşağının %33’ünün kendini LGBTİ+ olarak tanımladığını ortaya çıkarmıştır. Bu sebeple markaların ve işletmelerin ders çıkarması ve LGBTİ+ temsilini başarıyla yerine getirmesi gerekmektedir.
LGBTİ+’lerin alım gücünün büyük olduğu ve her fırsatta LGBTİ+ dostu olduğunu gösteren markaların her zaman kazanmaya devam edeceği oldukça açıktır.