fbpx   .  

Saldırıya Uğrayan Çift, Kadın Düşmanlığını Bir Nefret Suçu Olarak Kabul Ettirmek İçin Mücadele Ediyor!

Cinsiyet, nefret suçlarının üçte birinde etkenlerden biri olarak göze çarpıyor. Ancak cinsiyet şu anda nefret suçları yasası altında korunmuyor.

Londra’da bir otobüste şiddetli bir homofobik saldırıya maruz kalan iki kadın, neden nefret suçları yasasının insanları cinsiyet temelinde de koruması gerektiğine dikkat çekiyor.
Citizens UK adlı bir hayır kuruluşunun yeni raporuna göre kadınlar cinsel şiddet ve tehditlere, erkeklere göre üç kat daha fazla maruz bırakılıyor. Ayrıca rapora göre, cinsiyet, nefret suçlarının %33,5’ine bir faktör olarak etki ediyor.

 

Bu çalışmaya göre, nefret suçuna maruz bırakılan kadınların çoğunluğu bu suçları herhangi bir kuruma bildirmiyor.

Dahası, bu oran nefret suçuna maruz bırakılan trans ve non-binary kişilerde daha da yüksek. %67,7’si bu suçları hiçbir zaman bildirmediklerini ifade ediyor.

Melania Geymonat ve partneri Chris, geçen sene mayıs ayında Londra’da bir otobüste yaşadıkları korkunç homofobik saldırı sonrası dünya çapında dikkat çekmişlerdi. O zamandan beri, başkalarına yardım etmek için mücadele ediyorlar.

Çift, ‘Öpüşmemizi isteyen bir grup genç erkek tarafından darp edildik. Agresif bir taciz olarak başlayan olay, kısa bir süre içinde saldırı ve gaspa dönüştü.’ dedi.

Homofobik bir saldırıya maruz bırakılmamızın ardından, bizim yaşadığımız korku ve dehşeti başkalarının, daha savunmasız insanların yaşamasını önlediğimizden emin olmak için yollar aramaya başladık.’ Şeklinde konuştular.

Anti-semitizmin yanı sıra mizojini, transfobi ve homofobi

Mücadelelerini sürdüren çift, mizojiniyi nefret suçları yasası kapsamına aldırmak konusunda ilerleme kaydetmeyi umuyor.

İngiltere’de Yasa Komisyonu yakın zamanda yasayı gözden geçirmek için halkın fikrini alacak. Bu sırada İskoçya’ysa Holyrood Parlamentosu’ndan bir mizojininefret suçu yasası geçirdi.

Citizens UK’in raporundaki katılımcılar nefret suçlarına yönelik olarak özellikle kesişimsel bir yaklaşımı desteklediklerini ifade ettiler. Bu yaklaşım, örneğin hem ırkçı hem de homofobik bir saldırının bildirilmesini kolaylaştırabilir.

Raporu destekleyen dini liderler bunun ortak bir deneyim olduğuna dikkat çekti. Manchester’daki Reform Sinagogu’ndan Haham Robin Ashworth Steen;

‘Benim topluluğumda Antisemitizm’in yanı sıra mizojini, transfobi ve homofobiyi de içeren şok edici hikayeler var.’ Dedi.

Haham açıklamasında,

‘Elimizdeki delilleri hükümetin incelemesiyle paylaştık ve kadınlar, Yahudiler ve eşcinseller için topluluk güvenliği temel bir endişe olmaya devam ediyor. Maalesef karantina bu istismara bir son vermedi.’ Diye ekledi.

Scotland Yard Memuru Müfettiş Philip Grindell harekete geçme zamanının geldiğini şu sözlerle ifade etti,

‘Kadınlar cinsiyet sebebiyle orantısız bir biçimde hedef alınıyorlar. Yüksek profilli kadınları hedef alan tehdit ve saldırılarda bir yükselme olduğunu işaret eden bolca delil var. Bu durum toplumun genelindeki daha büyük bir problemi yansıtıyor ve buna yönelik olarak yapılması gerekenlere işaret ediyor.’

Eski bir polis müdürü mizojiniyi bir nefret suçu olarak ele almakta başarılı olmuştu. 2016 yılında Nottinghamshire’da polis müdürü vekili olan Sue Fish, mizojiniyi bir nefret suçu olarak kayıtlara geçirmişti. FishMizojiniyi bir nefret suçu yapmak, bir polis olarak yapabileceğim en basit görevlerdendi, ancak gördüğümüz sonuçlar yine de inanılmaz,’ dedi. ‘Aldığımız bazı geri dönüşlerde, kadınlar daha güvenle ve başları dik yürüdüklerini ifade etmişlerdi’

Citizens UK’in yeni çalışması İngiltere ve Galler’den 1000’den fazla katılımcıyı içeriyor. Çalışma aynı zamanda Birmingham, Cardiff, Newcastle, Manchester ve Londra’da da hedef grupları oluşturmuştu.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.