Yeni bir araç, trans gençlerin uzun vadeli doğurganlık üzerindeki geçişlerinin uzun vadeli etkileri konusundaki ilgisini haritalamak istiyor.
Çocuk Ulusal Sağlık Sistemi tarafından başlatılan bir anket, trans gençler ve ailelerinden bilgi almak istiyor.
Transseksüel Gençlik Doğurganlık Tutum Ölçeği’nin eşlik ettiği pilot bir çalışma, trans bireylerden veri toplamak için soruların bir araya getirilmesine yönelik girdi istedi.
Araç, tıbbın genç trans insanlara daha iyi destek vermesini amaçlıyor.
Aynı zamanda trans gençlerin geçişin doğurganlığı uzun vadede etkileyebileceğini anlamalarına yardımcı olma amacı var.
Araştırmanın baş yazarı olan Çocuk Ulusal Sağlık Sistemi’ndeki bir nöropsikolog Dr. John Strang şunları dile getirdi;
“Transseksüel birine hayat kurtarıcı tedavilerden bahsederken, hayatlarını nasıl değiştirebileceğini tartışıyoruz. Toplumsal cinsiyetle ilgili tıbbi yaklaşımlar bir ömür boyunca doğurganlığı etkileyebilir ve şu an ki birisi için önemli olmayabilir, ancak gelecekte önemli olabilir. Bu yeni araç, gençlerin bu konularda ve sorular hakkında nasıl hissettiklerini anlamamıza yardımcı olacak, bu nedenle seçimleri tartışmanın ne zaman uygun olduğunu biliyoruz. “
Gençlerin doğurganlık riskleri, biyolojik çocuk sahibi olma konusundaki düşünceleri ve duyguları ile doğurganlık koruma hizmetleri bilgisi hakkında bilgi edinmeyi amaçlamaktadır.
Mevcut yaklaşımlara dayansa da anket, genç trans insanlara özel sorularda birinci sınıf bir yaklaşımdır.
Aynı zamanda, gençlik trans topluluklarındaki otistik insanlar gibi alt toplulukları da ele alıyor.
“Bu çocuk ve aileleri öncelikle bu önlemleri geliştirmede, dil tercihleri ve hassas konular hakkındaki girdilerini istemekle meşgul edersek, toplumla olan ilgisini maksimize etmemize yardımcı oldu. Umarız son soru kağıdı ve onu tasarlayan süreç transseksüel gençler için anket geliştirme için bir model oluşturacaktır.”
Pilot çalışma, trans gençlerin çoğunluğunun bir gün çocuk sahibi olmak arzusunda olduğunu belirtti.
Ancak bunlardan yüzde 24’ü, gelecekteki çocuklarının biyolojik olarak onların olması gerektiğini söyledi.
Çalışmanın kıdemli yazarı olan Veronica Gomez-Lobo ise şu açıklamayı yaptı;
“Her ne kadar genelde doğurganlığın korunması için tıbbi cinsiyet tedavisi gören pek çok genç olmasa da, bu araç biyolojik seçeneklerini bilmekten yarar sağlayacak insanlara bu hizmetleri sunabilmemiz için önemli sorular sormamıza yardımcı oluyor.”
